İlginç jeolojik şekillerine nakış nakış işlenmiş yaşam alanlarıyla, doğası ve tarihiyle bütünleşmiş mistik peyzajıyla kendine hayran bırakan Kapadokya, gözlerinizi alamadığınız yeryüzü güzelliklerinin yanı sıra ayağınızı bastığınız yerinin altında uzanan şehirleriyle; Yaşamı göğün maviliklerinden toprağın derinlikliklerine taşıyan insanları hayal etmeye çekiyor. Düşmanlara karşı hayatta kalmak, yerin altına sığınmak ve kendilerine güvenli bir yaşam alanı oluşturmak amacıyla yapılan bu yeraltı şehirlerinden biri de Derinkuyu Yeraltı Şehri.
M.Ö. 3000’lerde yapıldığı düşünülen, bir tesadüf eseri 1963 yılında bulunan ve 1967 yılında ziyarete açılan Derinkuyu Yeraltı Şehri adını 60-70 metre derinindeki 52 içme suyu kuyusundan almış. O tarihten bu yana toplamda 4 kilometrekarelik alanın sadece 2,5 kilometrekarelik 8 katı temizlenip ziyarete açılmış. Ziyarete açılan 8 katın derinliği 50 metreyken, tüm katlarının temizlenmesi halinde derinliğin 85 metreyi bulacağı ve kat sayısının 12-13’e ulaşacağı tahmin ediliyor. Ziyarete başladığınızda kulağınıza mimarisinin uzaylılar tarafından yapıldığı efsaneleri geliyor, mimarisinin uzaylılar tarafından yapıldığını düşündüren de, yaklaşık 50 bin insanın bu derinliklerde hiç dışarı çıkmadan uzun süre nasıl yaşayabildiği… (1)
Bu eşsiz mimari aslında bir ihtiyaçtan doğuyor, o dönemde insanları yerin altına yerleşmeye iten temel sebepler güvenlik sorunları ve barınma ihtiyacı. Şehir yaklaşık 50 bin insanın yaşayacağı şekilde. İçerisinde ahır, mutfak, oturma odaları, kilise, erzak depoları, mezarlık, toplantı odaları, şarap imalathaneleri, su kuyuları, misyoner okulu bulunuyor. Bilinen en eski akıl hastanesinin de Derinkuyu Yeraltı Şehrinde olduğu düşünülüyor .
Şehri dolaşırken, tüflü arazinin o dönemlerde nasıl böyle yontulduğu, hava kanallarıyla havalandırmanın tepeden en aşağıya kadar nasıl kesintisiz yapılabildiği, cevabını aradığınız sorulardan bazıları .
Mimarlık sanatı dönemsel olarak değişen ve şekillenen birey-yaşam odaklı bir olgudur. Bu gizemli şehirde baskı altındayken bile üretimin ve sosyalleşmenin ön planda olduğu böyle bir şehir dizaynı insanı çok etkiliyor. Şehrin bir insanın zorlanarak geçebileceği dar koridorlarından derinliklerine inerken, orada yaşayan insanların yaşam alanlarını, toplanma alanlarını görmenizi ve oyulmuş dar odalardan birinde oradaki yaşamı hayal etmenizi tavsiye ederim .
Yazar: Feyza Nur USTA
👍 Tebrikler kalemine sağlık. Ne güzel de anlatmışsın.