Hızlı Git
Öncelikle ada kavramını tanımlamak ile başlamak istiyorum. Adalar genel olarak su üzerinde yer alsa da gözle görülebilir bir hareket sergilemektedirler. Bu yüzden ada; “dört tarafı su ile çevrili kara parçası“ olarak tanımlanmaktadır.
Peki Yüzen Adalar nedir?
Yüzen adalar bilimsel olarak tanımı; kalınlığı birkaç santimetreden, birkaç metreye kadar ulaşan bataklık, çamur ve yüzen akuatik (sucul) bitkilerden oluşan kütle şeklinde tanımlanmaktadır. Adadan ayıran en büyük özellik ise mevsimsel olarak su yükselmesi durumda karadan ayrılarak su üzerinde hareket etmesidir. Bu adalar ülkemizde balık tesisleri, turistik ziyaretler amacı ile kullanılmaktadır.
Kopenhag ise bu adalara yeni bir boyut getirerek kamusal yaşama hizmet etmelerini sağladı. Oluşturulan yapay adalar “Avustralyalı mimar Marshall Blecher ve Danimarkalı tasarım stüdyosu Fokstrot “ tarafından tasarlandı. Tasarımın temel amacı olarak yükselen deniz seviyesine dikkat çekerken, kamusal kullanım alanı olarak da hizmet vermesi amaçlanıyor. Adalar “Parkipelago (takımadalar ve parkların bir liman kenti)” kavramı üzerinden şekillendirilmiştir. Bu sayede de toplu etkinliklerde adalar bir araya getirilerek esnek kullanım alanı tanımaktadır.
Ada tasarımının ilk prototipi Danimarka’nın Kopenhag şehrinde yerini aldı. Kâr amacı gütmeyen bu tasarım ilk olarak 2018 yılında şehir limanında oluşturuldu. Halk dilinde Kopenhag adaları olarak ifade edildi. Kopenhag halkının prototipi kısa sürede benimsemesi ve başarılı sonucu doğrultusunda 2020 yılında projeye 3 ada daha eklenmesi planlandı.
Adaların Amaçları;
Stüdyo ekibinin tabiri ile “Magnus Maarbjerg ve Marshall Blecher liderliğindeki, şehir ve deniz arasındaki ilişkileri iyileştirme misyonuna sahip uluslararası bir mimar ve zanaatkâr ekibiyiz. Hem oyun alanı hem de iş yeri olarak Kopenhag limanının tutkulu kullanıcıları olarak, tüm ölçeklerde anlamlı, açık ve ilgi çekici liman ortamları yaratmaya kararlıyız.“ şeklindeki ifadesi ile denizlerdeki su seviyesin artışını ima ederken; rekreasyönel olarak alan kullanımı ile dikkat çekmekte.
Kamusal yaşam açısından yüzen adalar üzerindeki tasarımlarda değişikler yapılmaktadır. İlk olarak ada üzerinde yüzen sauna, yüzen bahçe ve bar gibi çeşitli kullanım alanlarına yer verilecek. Ayrıca adalar kayıkçılar, yüzücüler ve kanocular için dinlenebilecekleri, modüler bir yapıda tasarlandı. Böylelikle adalar kullanıcılar tarafından istedikleri zaman yerleri değiştirilerek kullanılabilecek.
Blecher tarafından Dezeen dergisine verdiği röportajda; “Proje geliştikçe daha fazla ayrı ada eklemeyi planlıyoruz” dedi. “Proje doğası gereği esnek ve organiktir.” Açıklamaları ile adaların çevreci bir yaklaşımla tasarlandığını da dile getirmekte.
Yüzen Adaların Tasarımları
Yüzen adalar için oluşturulan ilk prototipte geleneksel ahşap teknikleri ile limanın güneyinde yer alan tersanede üretimi gerçekleştirildi. Oluşturulan prototip 20 metrekarelik bir alan şeklinde oluşturdu. Oluşturulan alan içerisinde bitkilendirme çalışmalarına de yer verildi. Oluşturulan prototipte ise 6 metrelik Ihlamur ağacına yer verildi.
Tasarım stüdyosunun ifadesi ile “Yüzen adalar, hızla yapılaşan limana biyolojik doğayı yeniden getiriyor ve şehrin merkezinde sürekli değişen, farklı bir yeşil alan sunuyor. Proje aynı zamanda, kullanımında doğası gereği esnek ve yalnızca sürdürülebilir kaynaklı ve geri dönüştürülmüş malzemeleri kullanan yeni bir, iklime dirençli şehircilik türüne işaret ediyor.” ifadeleri ile çevreci bir yaklaşım ile oluşturulduklarını belirtilmektedir.
Adaların ekolojik değeri:
Oluşturulan tasarımda yer verilen bitkisel tasarımlar adaların ekoloji olarak kullanımına da olanak tanımakta. Blecher, “Adaların tepesine, yerel martılar, kuğular, güvercinler ve ördekler için şehrin başka türlü çok gelişmiş bir kısmının ortasında bir sığınak sağlayacak olan endemik otlar, çalılar ve ağaçlar dikilecek,” ifadeleri ile ekolojik koridor niteliğini de dile getirdi.
Aynı zamanda adaların alt kısmında, deniz yosunu, yumuşakçalar ve bazı deniz canlılarının tutanabilecekleri ideal ortamlara yer veriliyor. Bu da adaların balıklar ve deniz canlıları için de ekolojik bir sistem olduğu gösterilmektedir.
Ödüller:
Kamusal yaşam alanlarına yeni bir boyut kazandıran bu tasarım “Taipei Uluslararası Kamusal Alan Tasarım Ödülü ve sosyal Tasarım ödülü” alarak tasarımın basit ama güçlü etkisini göstermeye başladı.
Yapılan tasarımı değerlendirecek olursak; oluşturulan tasarımın liman bölgesinin aktif kullanımı artırmasının yanında tsunami ve su yükselmelerinde de kullanım alanı oluşturacağını düşünmekteyim. Adaların esnek ve işlevsel yapısı sayesinde birçok kullanım alanına hizmet etmesine olanak sağlamaktadır. Benim için tasarımın en önemli özelliği ise sanayileşen liman alanlarında ekolojik bir adanın yer alması..
Üç tarafı sular ile çevrili bir ülke olarak, umarım kısa bir süre sonra kendi yüzen adalarımız üzerinde piknik yapabiliriz :)