Hızlı Git
İstanbul’un fethinin 567. Yıl dönümünün kutlandığı bir dönemden geçiriyoruz. Peki neden bu kadar önemli;
İlk olarak fetihten önceki adı ile Bizans stratejik konum itibari ile iki kıtayı birbirine bağlaması ve ticaretin önemli noktalarından olan boğazlara sahip olması stratejik açıdan birçok devletin dikkatini çekmektedir. Aynı zamandan İslam alemi için Hz. Muhammed tarafından “Konstantine’yi fetheden komutan ne güzel komutan, fetheden ordu ne güzel ordu” sözleri ile fethi müjdelenen bir yer olması çoğunluğu Müslüman olan Osmanlı içinde ayrı bir önem arz etmektedir. Ayasofya ise donemin hükümdarı tarafından yaptırılan ve imparatorun gücünü simgelerken , fethin en büyük nişanesi olacak şekilde camiye çevrilmiştir.
Fethin Simgesi: Ayasofya
Ayasofya dönemin imparatoru tarafından güç ve kuvvet göstergesi olarak inşa edilmesi Bizans’ın hatta dünyanın en gösterişli yapıları arasında yer almasını sağlamaktaydı. Fethin ardından bu muhteşem yapı Fatih Sultan Mehmet tarafından İslamiyet’i ve fethi simgeleyecek şekilde camiye çevrilmiştir. Adeta fethin Osmanlı için yakıp yıkmak yerine daha da güzelleştirmek olduğunu bütün dünyaya sergiler niteliktedir. Ayasofya tarihi boyunca 916 yıl kilise, 481 yıl cami, 1935 yılından itibaren ise müze olarak ihtişamını sergilemeye devam etmektedir.
Bizans dönemi
Ayasofya’nın inşaatı 532 yılında dönemin imparatoru I.Justinianus tarafından başlatılmıştır. İmparatorun bir an önce bitirilmesi emri üzerine eski kentlerden getirilen sütunlar ve binlerce işçi tarafından 6 yıl gibi bir sürede tamamlanmıştır. Duvar ve tavanları süsleyen mozaikler imparatorluğun gücünü sergiler niteliktedir. Alt katta 6. Yüzyıla ait Bizans süslemeleri ile 107 sütun yer almakta ve sütunlardan biri terleyen direk olarak adlandırılan, Hristiyanlık döneminden şifa verici olarak düşünülen havadaki nemi toplamaya yarayan bir sisteme sahiptir.
Osmanlı Dönemi ve Yapılan Eklemeler
Ayasofya’nın camiyi dönüştürülmesini temsil eden kubbesine yazılan Nur suresi 35. Ayeti ile deri diskler üzerine 19.yüzyılda Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yapılmış kaligrafilerdir. Kaligrafiler üzerinde Allah, Hz. Muhammed, 4 halife ve Hasan, Hüseyin isimleri tablolar üzerinde yer almaktadır.
Ayasofya’da yapılan bir değişiklikte kiliselerin yönünün Kudüs’e bakması ve cami yönünün Kabe’ye bakması sebebi ile kilise yönün de değişiklik yapılmıştır. Minareler Fatih Sultan Mehmet döneminde geçici olarak ahşap malzemeden yapılsa da Sultan 2. Selim döneminde Mimar Sinan tarafından batı tarafındaki iki minarenin yapımı gerçekleştirilmiştir. Ancak yapımları Sultan 2. Selimin ölümünden sonra , Sultan 3. Murat saltanatının ilk yıllarından tamamlanmıştır.
Günümüz
Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi 1 Şubat 1935 yılında Atatürk’ün emri ile gerçekleştirilmiş ve ziyaretlere açılmıştır. Günümüzde de müze olarak görevine devam eden Ayasofya yerli ve yabancı bir çok turisti ağırlamaktadır. Ancak Covit-19 döneminde kalabalık mekanlara getirilen kısıtlama çerçevesinde Ayasofya’yı ziyarete kapalı durumdadır. Bu dönemde AyaSofya’ıyı incelemenin avantajlı yolu Sanal Tur‘lar. “Google Street “üzerinden Ayasofya çıkan sokakları gezme imkânı bulabilirsiniz. İç kısmını ise” 3D Mekanlar “ websitesi üzerinden karantina sürecinde size Ayasofya’nın farklı noktalarından inceleme imkanı sunmakta. Özellikle fetih duygusunu hissettiğimiz bu günlerde sanal yollarla gezmek hem keyifli vakit geçirmek ve yeni yerler keşfetmek için ideal bir yol. Bakalım sizlere nasıl bir deneyim sunacak.