Küllerinden Doğan Ada: Surtsey.
  1. Anasayfa
  2. EKOLOJİ

Küllerinden Doğan Ada: Surtsey.

0
Reklam Sponsoru

Surtsey adası İzlanda’nın güney kıyısına yaklaşık olarak 32 km uzaklıkta olan, 1963-1967 yılları arasında gerçekleşen bir dizi denizin altında volkanik patlamalar sonucu oluşan volkanik bir ada. Adını İskandinav mitolojisindeki ateş devlerinin başı olan Surtr’dan türeterek alır. Lavların oluşturduğu bu adayı en özel kılan durum 1965 yılında adanın yasal olarak koruma altına alınmış olması. Bu koruma kararı, insan müdahalesinden arınmış, izole olan bu adada kolonileşme sürecini belgeleyen verilerin toplanmasına olanak sağladı.

Oluşum Süreci

Surtsey’in oluşumunun ilk evrelerinde, yeraltından çıkan lavlar doğrudan deniz suyuyla temas ederek şiddetli patlamalara yol açtı. Bu patlamalar sonucu taş ve kaya parçaları bir kilometre uzağa fırlarken, kül bulutları atmosferde 10 kilometre yüksekliğe ulaştı. Deniz suyunun etkisiyle henüz katılaşmamış lavlar dalgalarla taşındı, bu da magmanın yüzeye çıkışını azaltarak patlamaların zamanla seyrelmesine yol açtı.

1964 yılı başlarında, adanın büyümesiyle birlikte deniz suyu artık lav çıkış noktasına ulaşamaz hâle geldi. Bu gelişme, suyla temas sonucu oluşan patlamaları büyük ölçüde azalttı. Bunun yerine akan lavlar ve püskürük malzemeler adanın büyümesinde etkili olmaya başladı. Bu süreçte oluşan sert lav tabakası, gevşek volkanik araziyi örterek adanın dalga ve rüzgârla aşınmasını azalttı.

1967 yılında oluşumu tamamlandığında 2,7km² alana sahipken dalga erozyonlarının etkisi ile günümüzde 1,3km²’lik bir alanı kalmıştır. Patlamanın toplam hacminin 1,1km³ olduğu tahmin ediliyor. Piroklast (%70) ve lav’dan (%30) oluşan ada geleneksel yöntemlerle haritalandırılmıştır. 1964 ile 1978 yılları arasında ada 1 hektarlık parsellere bölünerek damarlı bitki varlığı açısından incelenerek haritası yapılmıştır. Bulunan bitkiler işaretlenip numaralandırılarak koordinat haritası çıkarıldı.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Ağaçların Yaşı Nasıl Hesaplanır: Dendrokronoloji

Adada Biyoçeşitlilik

Surtsey, biyoçeşitliliğin oluşumunu takip edebilmek için çok uygun bir ortam olduğundan dolayı ekolojik araştırmalar yapmak isteyen bilim insanlarının ilgisini çekti. 1965 yılında doğal koruma alanı ilan edildi ve adaya sivil giriş yasaklandı. Bu tarihten itibaren doğa gözlemleri kayıt altına alınmaya başladı.

Bitki Oluşumları

Volkanik boş bir araziden oluşan Surtsey’de ilk yaşam belirtileri yosun ve likenlerin görülmesiyle başladı. Patlamaların hâlâ devam ettiği Mayıs 1964 yılında botanik gözlemler gerçekleştirilmeye başlandı. Henüz yeni oluştuğu dönemde dahi deniz akıntılarıyla taşınarak adaya ulaşan bitki materyalleri keşfedildi. Hemen bir yılın ardında 1965 yılında ise ilk damarlı bitki türünün (Cakile maritima subsp.) keşfiyle; 56 yıllık bitki dağılışı ve kolonizasyonu hakkında paha biçilemez veriler toplandı. Adanın büyük çoğunluğunu bu bitki grupları oluşturmakta; ilerleyen yıllarda tür sayısı artsa da bu türler adanın belirli verimi düşük kumlu topraklarında kalıcı olabilmişlerdir.

Kuşların varlığı ile toprak koşullarında iyileşme başladı, beraberinde 4 metreye kadar büyüyebilen Salix phylicifolia, Çay yapraklı söğüt bitkisi ilk çalı türü oldu ancak 60 tür sayısına erişen bitki çeşitliliğinden yalnızca 30’u kalıcı olabilmişti.

Kuşlar

Adanın oluşumundan bir kaç hafta sonra kuşlar kıyılara uğramaya başladı, 1986 yılında ise ilk yerleşen dalıcı martılar oldu. Bu dalıcı martı topluluğu adadaki diğer türlere göre daha yaygın olduğundan adanın biyoçeşitliliğinin gelişmesinde büyük rol oynadılar. Kuşlar bitkileri yuvalarında kullandıkları gibi tohumların da taşınmasında etkili oldu; ilk kuşlar adanın oluşumundan 3 yıl sonra görüldü ve 8 tür kalıcı olarak adada bulundu. Aynı zamanda İzlanda ile Büyük Britanya arasında göçmen kuşlar için durak yeri oldu. Bayağı deniz papağını 2004 yılında adada varlığını sürdürmeye başladı ve en yaygın kuş türlerinden biri haline geldi.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Avrupa Peyzaj Sözleşmesi: Doğal ve Kültürel Mirası Koruma Yolunda Önemli Bir Adım

Deniz Canlıları

Bölgede deniz canlıları kalıcı olarak 1983 yılında ilk kez fokların adada yavrulmasıyla başladı; Gri foklar ve bayağı fokların adada artmasıyla, adanın çevresinde katil balinaların dolaştığı gözlendi. Ada çevresindeki denizaltı yaşamında deniz kestanesi, deniz minaresi ve deniz yıldızı en çok görülen canlılardandır.

Böcekler

Adada varlığını sürdüren ve biyoçeşitliliğin artmasına yardımcı olan bir diğer canlılar ise böcekler. İlk böcek 1964 yılında bulundu. Rüzgar yoluyla veya bilinçli geldikleri düşünülmekte. İlerleyen yıllarda popülasyonlarının artması ile kuşların besin kaynağı haline geldiler aynı zamanda toprak için gübre oldular 1974 yılında kıyıya vuran ot yığınından alınan örneklerde kara omurgasızları bulundu; 1993 yılında ise ilk solucan tesadüfen bulundu.

Surtsey Albümü

Günümüzde Surtsey

Adanın büyüklüğü oluştuğu yıllardan itibaren gözlemlenmiş, sabit noktalardan alınan ölçüler ile zamanla küçüldüğü tespit edilmiştir. Verilere göre ilk yıllarda yumuşak oluşumlar kaybolmuş, en yüksek mesafe 1 metre düşmüş; yılda 20cm aşınma varken 1-2cm’ye kadar gerilemiştir. Adanın gevşek kısımlarının kaybolmasının ardından bugünkü adayı oluşturan toprak oldukça sert ve aşınmaya karşı dirençlidir. Gidişata bakıldığında yakın gelecekte adanın yok olmayacağı öngürülürken, birkaç yüzyıla kaybolması görüşü de mevcuttur.

Yazı Kaynakları
National Library
Unesco

❝Kent ve doğa gözlemlerini yazarak Dijital & Analog fotoğraflamayı seven bir Peyzaj Mimarı ❁❞

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir