Hızlı Git
Küresel ısınmayı bir buçuk derece ile sınırlamak, yaşanabilir bir dünya için şarttır. İklim değişikliği veya gelecekteki boyutu ile iklim krizi, dünya genelinde insanların, ekosistemin ve ekonominin geleceği üzerinde önemli etkiler yaratması beklenen büyük bir küresel sorundur. Bu yazıda, iklim değişikliğine yol açan faktörleri ve bireysel- toplumsal düzeyde alınması gereken önlemleri ele alacağız. Hedefimiz, insanlarımızın iklim krizi konusunda farkındalığını artırmak ve iklim değişikliğiyle mücadelede neler yapılabileceği konusunda bilgi sunarak, önlemler alınmasına küçük de olsa katkıda bulunmaktır.
1. İklim değişikliğine Karşı Verilen Mücadele
İklim değişikliği, dünya genelinde ciddi ekonomik, çevresel ve sosyal sorunlara yol açan bir küresel krizdir. İklim değişikliğiyle mücadele, insanların yaşam kalitesini korumak ve gezegenin sürdürülebilirliğini sağlamak için günümüzde çok çok önemli olan bir konudur. Hatta öyle ki verdiğim Ekolojik Okuryazarlık Eğitimlerinde gençlere eğer hayatlarında onları yaşatacak ve diri tutacak bir ideal istiyorlarsa iklim değişikliği ile mücadele konusunda savaş verebileceklerini söylüyorum. Bugün konusu geçen hiç bir siyaset 30 yıl sonra gündemimizde olmayacak ama iklim değilikliği muhtemelen 30 yıl sonra dünyanın en önemli gündem maddesi olacak.
İşte bu nedenlerden dolayı bu yazıda, Bir Buçuk Derece Raporu’nun önemini ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamanın faydalarını ele alacağız.
2018’de açıklanan IPCC 1,5ºC Küresel Isınma Özel Raporu, iklim krizinin aciliyetini gözler önüne seriyor. Rapor, 2030 yılına kadar küresel ortalama sıcaklık artışını 1,5ºC’de sınırlandırmamız gerektiğini ortaya koyuyor.
birbucukderece.com
2. Bir Buçuk Derece Raporu Nedir?
2.1. Raporun Amacı ve Önemi
Bir Buçuk Derece Raporu, 2018 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yayımlanan ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamanın önemine vurgu yapan bir çalışmadır. Rapor, dünya genelindeki hükümetler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları için iklim değişikliğiyle mücadelede somut hedefler sunmaktadır. 1,5°C hedefi, Paris Anlaşması’nda belirlenen 2°C hedefinden daha iddialıdır ve rapor, bu hedefin gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemleri detaylı olarak ortaya koymaktadır. Peki 1.5 derece hedefi sağlanamazsa?
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından 6.000’den fazla bilimsel çalışmanın incelenmesi sonucu oluşturulan 1,5°C Küresel Isınma Özel Raporu, Güney Kore’de devletler tarafından kabul edildi.
Raporda ön plana çıkan konular şöyle sıralanmaktadır:
- İnsanlar, dünya üzerindeki sanayi öncesi döneme kıyasla yaklaşık 1,0°C’lik bir ısınmaya yol açtı. Küresel ısınmanın etkileri, şimdiden kuraklık, aşırı yağışlar, deniz seviyesinin yükselmesi ve Arktik okyanusunun erimesi şeklinde kendini göstermeye başladı.
- Eğer sera gazı salımları aynı hızda devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5°C eşiğini aşacak.
- 1,5°C sınırı, sürdürülebilir gelişme ve yoksulluğun azaltılması açısından kritik bir öneme sahiptir. Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlandırılması, ekosistemler ve yaşam alanları üzerinde pek çok daimi etkinin engellenmesini ifade ediyor.
- Bu eşiği aşmamak adına, 2030 yılına kadar küresel emisyonların 2010 yılına kıyasla %45 azaltılması ve 2050 yılında net sıfır emisyon düzeyine ulaşılması gerekmektedir.
- Bu sebeple, tarım, enerji, sanayi, yapılar, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve kapsayıcı” dönüşümler gerçekleştirilmesi zorunludur.
- Mevcut durumda, Paris Anlaşması çerçevesinde yapılan taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de tutmak için yetersizdir. Ülkelerin, taahhütlerini bir an önce güncellemeleri gerekmektedir.
Küresel Isınma 1,5°C ile Sınırlanmazsa beklenen felaketler nelerdir?
Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlanamaması durumunda, beklenen felaketler ve olumsuz etkiler şunları içerebilir:
- Aşırı hava olayları: Sıcaklık artışları, şiddetli fırtınalar, aşırı yağışlar, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarının sıklığını ve şiddetini artırabilir. Günümüz ikliminde Afrika kıtasında yılda ortalama bir ila üç sıcak hava dalgası yaşanıyor. Sıcaklıkların yüzyıl sonuna kadar 3°C yükseldiği bir senaryoda, sıcak hava dalgalarının sayısı yüzyıl ortasına gelindiğinde beş kat artabilir. Akdeniz, Batı Avrupa ve Kuzey İskandinavya da kuraklıkların gittikçe daha sık görülmesi ve şiddetlenmesi muhtemel.
- Deniz seviyesi yükselmesi: Kutuplardaki buzulların erimesi ve okyanus sıcaklıklarının artması nedeniyle, deniz seviyeleri yükselerek, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı etkileyebilir ve yerleşim alanlarını yok edebilir.
- Ekosistem tahribatı: Sıcaklık artışları, biyolojik çeşitliliğin azalması ve ekosistemlerin dengesinin bozulması ile sonuçlanabilir. Bu durum, birçok bitki ve hayvan türünün yok olmasına ve ekosistem hizmetlerinin azalmasına neden olabilir.
- Su kaynaklarının azalması: Küresel ısınma, su kaynaklarının azalmasına ve su stresinin artmasına yol açabilir. Bu durum, tarım, enerji üretimi ve insan tüketimi gibi sektörlerde su krizlerine yol açabilir.
- Gıda güvencesi sorunları: Küresel ısınma, tarım üretimini ve gıda güvencesini olumsuz yönde etkileyebilir. Sıcaklık artışları ve aşırı hava olayları, tarım ürünlerinin verimliliğini düşürebilir ve gıda fiyatlarında dalgalanmalara neden olabilir.
- İnsan sağlığı üzerindeki etkiler: Artan sıcaklık ve aşırı hava olayları, ısı dalgaları, bulaşıcı hastalıkların yayılması ve hava kirliliği gibi insan sağlığını tehdit eden faktörlerin artmasına neden olabilir.
- Göç ve yerinden olma: Küresel ısınma, tarım alanlarının azalması, su kaynaklarının azalması ve deniz seviyesi yükselmesi gibi nedenlerle, insanların yaşadığı bölgeleri terk etmek zorunda kalmasına yol açabilir.
- Ekonomik kayıplar: Küresel ısınma, ekonomik kaynaklara zarar verebilir ve ekonomik büyümeyi engelleyebilir. Aşırı hava olayları ve ekosistemlerdeki değişiklikler, tarım, turizm ve enerji gibi sektörlerde maddi kayıplara yol açabilir.
- Ekosistem Hasarları: Bitki ve hayvanlar, özellikle göçmen canlılar, bu sıcaklık değişimine ayak uyduramayacak ve yerel ölçekte soyları tükenecek. Deniz ekosistemleri bu derece bir sıcaklık artışında çökebilir.
- Su Kıtlığı ve Seller: 3°C’lik bir sıcaklık artışı temel içme suyu kaynaklarından birisi olan yeraltı su kaynaklarını ciddi azalma tehdidine maruz bırakacak. 3°C’lik sıcaklık artışı, günümüzde 800 milyon kişinin su kaynağı olan Himalaya tepesindeki buzulların %43’ünün yok olmasına sebep olabilir. Ayrıca, aşırı yağışlar ve seller milyonlarca insanın hayatını olumsuz etkileyecek.
2.2. Türkiye’nin İklim Değişikliğinde Mevcut Durumu
Türkiye, iklim değişikliğinin en hassas ve riskli bölgelerinden biri olarak görülmektedir. Sanayi öncesi döneme göre küresel ortalama sıcaklıklar 1°C artmışken, Türkiye’de bu artış 1,5°C’yi geçmiştir. Küresel iklim değişikliği, ülkemizin karşı karşıya olduğu ekonomik ve sosyal riskleri her geçen gün artırmaktadır. Türkiye’nin tamamında, sanayi öncesi döneme göre 5°C’ye kadar sıcaklık artışı ve güney ve batı kesimlerinde %30’a varan yağış azalması beklenmektedir (1).
Son yıllarda Türkiye’de sıcaklıkların artması dikkat çekmektedir. 2017’de Türkiye’de ortalama sıcaklık, 1970 yılına göre 1,5°C artarak 14,2°C’ye ulaşmıştır. 1981-2010 ortalamasına göre ise ortalama artış 0,7°C’dir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 1998 yılından bu yana (2011 yılı hariç), Türkiye’de ortalama sıcaklıklarda sürekli bir artış olduğunu ifade etmektedir.
Bugün konusu geçen hiç bir siyaset 30 yıl sonra gündemimizde olmayacak ama iklim değişikliği muhtemelen 30 yıl sonra dünyanın en önemli gündem maddesi olacak.
Mehmet emin daş
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, yağış rejimleri, miktarı ve sıklığında önemli değişiklikler yaşanmaktadır ve meteorolojik afetler artmaktadır. Türkiye’de son üç yılda fırtına, şiddetli yağış/sel ve dolu afeti gibi meteorolojik afetlerin ortalama %80’inden fazlası gerçekleşmiştir.
Aşırı yağışlar ve sel felaketleri, son yıllarda Türkiye’de daha sık görülmektedir. 2018 yılında İzmir, Ankara, İstanbul, Trabzon, Rize, Ordu, Bursa, Kahramanmaraş, Kayseri, Antalya, Muğla, Tekirdağ, Konya, Muş, Erzurum, Şanlıurfa, Samsun gibi birçok şehirde seller yaşanmıştır. Bu seller can kayıplarına, yolların kapanmasına ve tarım arazilerinin yok olmasına sebep olmuştur. Orman yangınları da Türkiye’de artış göstermektedir. Örneğin, 2017’de Yalova’nın 1.3 katı kadar ormanlık alan yangınlarda zarar görmüştür. 2018’de de İzmir, Tunceli, Kastamonu, Bursa, Antalya, Çanakkale, Sivas, Hatay, Denizli gibi birçok şehirde orman yangınları binlerce ağacın yanmasına neden olmuştur.
Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası son 900 yılın en ağır kuraklığına tanıklık etmektedir. NASA tarafından yapılan bir çalışma, Türkiye, Kıbrıs, İsrail, Ürdün, Filistin ve Suriye bölgesinde 1998’den bu yana yaşanan kuraklığın, son 900 yılda bölgenin en kısır dönemini yaşadığını ortaya koymaktadır (2). Bu durum binlerce insanın açlık, kıtlık, gıda krizi ve yeni göç dalgaları gibi sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde yaşanan bu iklim değişiklikleri, sosyal ve ekonomik sorunlara yol açmaktadır. Özellikle tarım ve turizm sektörleri bu durumdan ciddi şekilde etkilenmektedir. Ayrıca, doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti arttıkça, can kayıpları ve maddi kayıplar da artmaktadır.
Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için bireysel ve toplumsal düzeyde çaba gösterilmesi gerekmektedir. İklim dostu uygulamaların yaygınlaştırılması, çevre ve doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin benimsenmesi, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gibi adımlar, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir (3).
3. Küresel Isınmayı 1,5°C’ye Sınırlamanın Faydaları
3.1. Ekosistemler ve Biyoçeşitlilik
Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlanması, ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunmasına yardımcı olacaktır. Bu durum, türlerin yok olmasını önlemeye, ormanların sağlığını korumaya ve deniz ekosistemlerinin dengesini sağlamaya katkıda bulunacaktır.
3.2. Deniz Seviyesi Yükselmesi
1,5°C hedefine ulaşılması, deniz seviyesi yükselmesini yavaşlatarak, kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar ve altyapıları için büyük risklerin önüne geçilmesine katkı sağlayacaktır. Bu sayede milyonlarca insanın yaşam alanları ve geçim kaynakları korunmuş olacaktır.
3.3. Hava ve Su Kirliliği
Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlanması, hava ve su kirliliği ile mücadelede de önemli faydalar sunacaktır. Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, hem karbon emisyonlarını azaltacak hem de hava kalitesini iyileştirecektir.
3.4. Tarım ve Gıda Güvenliği
İklim değişikliğinin tarım ve gıda üretimi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için 1,5°C hedefine ulaşmak gerekmektedir. Bu sayede tarım alanlarının verimliliği artacak ve dünya nüfusu için gıda güvenliği sağlanabilecektir.
3.5. İnsan Sağlığı
Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlanması, insan sağlığına yönelik tehditleri de azaltacaktır. Hava kirliliği, sıcak hava dalgaları ve vektör kaynaklı hastalıkların azalması, insanların yaşam kalitesini ve sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.
3.6. Sosyal Adalet ve Eşitsizlikler
İklim değişikliği, özellikle düşük gelirli ve savunmasız topluluklar için büyük riskler taşımaktadır. Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak, sosyal adalet ve eşitsizlikleri azaltarak, bu toplulukların yaşam şartlarını iyileştirmeye katkıda bulunacaktır.
3.7. Ekonomik Büyüme ve İstihdam
Karbon emisyonlarının azaltılması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve istihdam yaratılması için fırsatlar sunmaktadır. Yeşil teknolojiler ve yenilenebilir enerji sektörlerindeki yatırımlar, yeni iş alanları ve ekonomik faydalar sağlayacaktır.
3.8. Enerji ve Kaynak Kullanımı
1,5°C hedefine ulaşılması, enerji ve doğal kaynakların daha verimli ve sürdürülebilir kullanılmasını teşvik edecektir. Bu durum, enerji güvenliğini artırarak ve kaynak tükenmesi riskini azaltarak, toplumlar için faydalı olacaktır.
3.9. İklim Mültecileri ve Göç
Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlanması, iklim değişikliği nedeniyle oluşan mültecilerin sayısını azaltmaya yardımcı olacaktır. Bu sayede, iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerde yaşayan insanların yaşamlarını sürdürmeleri ve göç etmek zorunda kalmamaları sağlanacaktır.
3.10. Yeni Teknolojiler ve İnovasyon
1,5°C hedefine ulaşmak için yeni teknolojilerin ve inovasyonun geliştirilmesi ve yaygınlaşması gerekmektedir. Bu sayede, düşük karbonlu ve sürdürülebilir bir gelecek için gerekli altyapı ve çözümler sağlanabilecektir.
4. Küresel Isınmayı 1,5°C ile Sınırlamak için Neler Yapmalıyız?
4.1. Bireysel Düzeyde Yapılabilecekler
- Enerji tasarrufu: Evde ve iş yerinde enerji tasarrufu sağlamak için elektrikli cihazları bilinçli kullanın, ısı yalıtımını iyileştirin ve enerji verimli aydınlatma sistemlerine geçin.
- Yenilenebilir enerji: Güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, karbon emisyonlarını azaltın.
- Ulaşım: Toplu taşıma kullanın, bisiklet sürün veya yürüyerek mesafe kat edin. Elektrikli veya hibrit araçlar tercih edin.
- Gıda tüketimi: Bitkisel temelli beslenmeye yönelin, yerel ve mevsimlik ürünler tüketin, gıda israfını önleyin.
- Geri dönüşüm: Atıkları doğru şekilde ayrıştırarak, geri dönüşüme katkıda bulunun.
4.2. Toplumsal Düzeyde Yapılabilecekler
- Yeşil politikalar: Hükümetlerin ve belediyelerin sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği politikalarını benimsemelerini ve uygulamalarını talep edin.
- Eğitim ve farkındalık: İklim değişikliği konusunda eğitim ve farkındalık çalışmalarına katılın ve destekleyin.
- Sivil toplum örgütleri: İklim değişikliği ile mücadele eden sivil toplum örgütlerine katılın veya onları destekleyin.
- İş dünyası: Yeşil teknolojilere yatırım yaparak ve sürdürülebilir iş uygulamalarını benimseyerek, iş dünyasında karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunun.
- İklim dostu ürün ve hizmetler: İklim dostu ürün ve hizmetleri tercih ederek, sürdürülebilir tüketimi destekleyin.
5. İklim Değişikliğine Yol Açan Faktörler Nelerdir
5.1. Karbon Dioksit Emisyonları
Fosil yakıtların kullanımı, enerji üretimi ve ulaşımda artan tüketim nedeniyle karbon dioksit emisyonları sürekli artmaktadır. Bu durum, sera gazı etkisi yaratarak küresel ısınmaya yol açmaktadır.
5.2. Metan Gazı
Tarım, hayvancılık ve enerji sektöründeki faaliyetler nedeniyle ortaya çıkan metan gazı, karbon dioksitten daha güçlü bir sera gazıdır ve iklim değişikliğine katkıda bulunmaktadır.
5.3. Azot Oksitler
Tarım ve fosil yakıt kullanımı sonucu atmosfere salınan azot oksitler, güçlü bir sera gazı olarak iklim değişikliğine katkı sağlamaktadır.
Eğer sera gazı salımları aynı hızda devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5°C eşiğini aşacak.
Bir Buçuk derece raporu (ıpcc)
5.4. Sanayi Faaliyetleri
Sanayi faaliyetleri, enerji üretimi ve ürün üretimi sırasında doğrudan ve dolaylı olarak sera gazı emisyonlarına neden olmaktadır.
5.5. Orman Kaybı
Ormanların yok edilmesi, ağaçların karbon depolama kapasitesinin azalmasına ve atmosferdeki karbon seviyelerinin artmasına neden olmaktadır.
5.6. Tarım Faaliyetleri
Tarım faaliyetleri sırasında kullanılan gübreler ve sulama yöntemleri, sera gazı emisyonlarını artırarak iklim değişikliğine katkıda bulunmaktadır.
5.7. Hayvancılık
Hayvancılık faaliyetleri, özellikle sığır yetiştiriciliği, metan gazı emisyonlarının artmasına ve iklim değişikliğine yol açmaktadır.
5.8. Ulaşım Sektörü
Fosil yakıtların kullanıldığı ulaşım araçları, karbon dioksit ve azot oksit emisyonlarına neden olarak iklim değişikliğine katkı sağlamaktadır.
5.9. Nüfus Artışı
Dünya nüfusunun artması, enerji ve gıda tüketiminin artmasına ve dolayısıyla sera gazı emisyonlarının artmasına neden olmaktadır.
5.10. Kentsel Isı Adaları
Yoğun yapılaşma ve betonlaşma nedeniyle şehirlerde oluşan kentsel ısı adaları, enerji tüketimini ve sera gazı emisyonlarını artırarak iklim değişikliğine katkıda bulunmaktadır.
5.11. Atık Yönetimi
Atık yönetimi süreçlerinde metan ve azot oksit gibi sera gazı emisyonları üretilir. Bu durum, iklim değişikliğine yol açan faktörler arasında yer alır.
5.12. Deniz ve Hava Taşımacılığı
Deniz ve hava taşımacılığı sektörleri, fosil yakıtların kullanımı ve enerji tüketimi nedeniyle karbon dioksit ve azot oksit emisyonlarına katkıda bulunarak iklim değişikliğine neden olmaktadır.
6. Örnek Uygulamalar ve Başarı Hikayeleri
Dünya genelinde, 1,5°C hedefine ulaşmak için yapılan çalışmalar ve başarı hikayeleri mevcuttur. İsveç’te, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve enerji verimliliğinin artırılması sayesinde karbon emisyonları önemli ölçüde azaltılmıştır. Türkiye’de ise, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projeleri ile enerji verimliliği ve yeşil alanların artırılması hedeflenmektedir.
7. Küresel Isınmayı 1,5°C ile Sınırlamak için Neler Yapmalıyız?
Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için bireysel, toplumsal ve küresel düzeyde etkili çözümler üretmeli ve uygulamalıyız. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir tarım ve ulaşım gibi alanlarda yapılan yenilikler ve politikalar, 1,5°C hedefine ulaşmamızı sağlayacak en önemli unsurlardır.
Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamanın önemi ve faydaları, dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmada kilit rol oynamaktadır. Bireysel, toplumsal ve küresel düzeyde yapılan çalışmalar ve örnek uygulamalar, 1,5°C hedefine ulaşmak için yol gösterici olmaktadır. Hepimizin bu hedefe ulaşmak için üzerine düşeni yapması ve iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılık göstermesi, daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için vazgeçilmezdir.
Daha Fazla Bilgi İçin www.birbucukderece.com