Bu Bir Yetim Kalma Öyküsüdür: Büyükada Rum Yetimhanesi
  1. Anasayfa
  2. Gezi Rehberi

Bu Bir Yetim Kalma Öyküsüdür: Büyükada Rum Yetimhanesi

0
Reklam Sponsoru

Bu hayatta beni en çok büyüleyen şey ruhu olan mimari yapılardır. Ne zaman adını duysam irkildiğim bir yapı var; Büyükada Rum Yetimhanesi. Büyükada’nın Manastır Tepesi’nde kaderine terk edilmiş, yapayalnız bırakılmış, yıllara meydan okuyarak 122 yıldır bu yalnızlığa direnen bir bina. Atlas okyanusunun dibindeki Titanic gibi hüzünlü bir hikaye ve sıradışı bir mimari..

Büyükada Rum Yetimhanesi

Bu Sıradışı Mimariye Bir Göz Atalım   

Büyükada Rum Yetimhanesi 1898 yılında Fransız mimar Alexendre Vallaury tarafından tamamen ahşap malzemeler kullanılarak inşa edilmiş. 23.000m2 bir bahçenin içinde bulunan binanın oturma alanı 3.000 m2dir. Bu büyülü bina Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük ahşap binası. Dünyanın ilk çok katlı ahşap binası olduğu da söylenmekte. Ahşap karkas sistemde inşa edilen binanın tamamı ana ve yan bölümler olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Yan bölümleri 6 kat olarak tasarlanırken, ana bölüm 5 kat olarak tasarlanmış. 206 tane odası mevcut. Geleneksel Türk mimari unsurları kullanılmış. Sade bir cephe mimarisi tasarımı yapılmış olup, birbiri üzerine tekrar eden çıkmalar ile cephelerde hareketlilik sağlanmaya çalışılmış.

II.Abdülhamid döneminde inşa edilen bu büyülü yapı aslında Prinkipo Palace Otel olarak inşa edilmiş ve hatta ilk katın casino olarak kullanılması planlanmış. Ancak bu durumdan rahatsız olan ada halkı II. Abdülhamid’e casinonun ada halkının ahlakını bozacağını beyan edip onu ikna etmiş ve padişah otel olarak işletilmesine izin vermemiş. Bunun akabinde de bu güzelim binanın el değiştirme serüveni başlamış. Bana kalırsa bu bir aidiyet serüveni. Adeta sürekli farklı ailelere evlatlık verilen bir çocuk gibi..

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi: Çevreciliğin Sembolü

Prinkopo Palace Otel’den Büyükada Rum Yetimhanesi’ne Bir Zaman Yolculuğu

II. Abdülhamid’in otel olarak işletilmesine izin vermemesinden sonra binayı dönemin zengin ailelerinden olan Rum asıllı Eleni Zarifi satın alır. Kısa bir süre sonra II.Abdülhamid buranın kamu yararına uygun bir yer olması için bir ferman yayınlayarak binanın Balıklı Rum Hastanesi bünyesinde kalan kimsesiz çocukların hizmetine verilmesi için Rum Patrikhanesi himayesine verilmesini buyurur. Daha sonra Zarifi ailesi ve II. Abdülhamid’in bağışları ile bina kimsesiz çocuklara hizmet vermeye başlar. 21 Mayıs 1903’de II. Abdülhamid ve dönemin patriği III. İoakim’in katıldığı bir törenle bina açılmış ve rum yetimhanesi olarak resmen hizmet vermeye başlamış. ( Kimsesiz çocuklara eğitim verilmeye başlanmasıyla birlikte bu bina çok uzunca bir süre ruhban okulu olarak da hizmet verir.)

Bu talihsiz bina I. Dünya Savaşı’ndan da nasibini alır. Yetimhanede kalan kimsesiz çocuklar savaş döneminde Heybeliada’da bulunan başka bir yetimhaneye nakledilirler ve onların yerine Kuleli Askeri Okulu mensupları burada kalmaya başlar ve burası adeta bir kışlaya döner. Bundan bir süre sonra ise işgal kuvvetlerinin Büyükada’ya gönderdiği Rum göçmenler binaya yerleşir. Dönemin çalkantılı olaylarının ardı arkası kesilmediği bu süreçte Rum göçmenlerin ardından Bolşevik Devrimi’nden kaçan Rus mülteciler yetimhaneye sığınırlar. Soğuk hava şartlarından korunmak için binanın ahşap kaplamalarını yakarak ısınmaya çalışırlar ve tabi bu durumdan bina çok fazla zarar görür.

1960’lı yıllarda ise meydana gelen Kıbrıs olayları ile binaya el konulur ve 65 yıldır hizmet veren bina kapatılarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilir. 1964 yılından itibaren ise bina tamamen çürümeye bırakılır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz II. Abdülhamid’in yayınladığı fermanı kullanan Fener Rum Patrikhanesi yetimhaneyi almak ister ancak talepleri reddedilir. 2005 yılında ise tekrar Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne dava açarlar. Bunun üzerine 29 Kasım 2010 yılında Büyükada Rum Yetimhanesi’nin tapusu resmi olarak Fener Rum Patrikhanesi’ne verilir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Bahçede Minimal Oda Tasarımı

Büyükada Halkının Gizemli Rivayeti

Büyükada Rum Yetimhanesi ile ilgili kulaktan kulağa dolanan bir rivayet var. Bu rivayetin ne olduğunu nereden geldiğini de şöyle özetleyelim. Yetimhane olarak hizmet verdiği dönemde binada bir yangın çıkmış ve bir çok çocuk yanarak can vermiş. Kaçmakta olan bir çocuğun ise bahçedeki kuyuya düştüğü ancak arama kurtarma esnasında kuyuya bakmak akla gelmediği için burada ölüme terk edilir. Ada halkının rivayetlerine göre bazı geceler yetimhaneden çocuk çığlıkları geliyormuş. Oldukça ürpertici ve bir o kadar da hüzün dolu bir hikaye.

Yetimhane Hayata Dönüyor

Bu güzelim yapının yıllardır böyle kaderine terkedilmesi ve çürümesi beni hep çok üzmüştür. Aklıma hep neden bir şeyler yapılmadığı sorusu takılıp durmuştur. Nihayet bununla ilgili bazı adımlar atıldı. Bu büyülü bina için heyecan verici bir serüven daha başlıyor. Sonunda hayata dönüyor !

2012 yılında Dünya Anıtla Kurulu’nun listesine giren Büyükada Rum Yetimhanesi Türkiye ve dünyada daha tanınır hale gelmiş. 2018 yılında ise Avrupa Yatırım Bankası ile Avrupa’daki sivil toplum kuruluşlarının oluşturdu bir federasyon olan Europa Nostra’nın beraber yürütmüş olduğu Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı programı kapsamına girmiş. Federasyonun hazırladığı rapora bakıldığında Büyükada Rum Yetimhanesi yangın, deprem, kötü hava şartları ve bakımsızlığın pençesinde çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Her geçen gün daha da yıpranan bina artık içine girilemez dereceye ulaşmış. Europa Nostra’nın hazırlamış olduğu bu projenin amacı yetimhanenin tadilat yapılarak iyileştirilmesi ve farklı amaçlarla kullanılabilecek bir hale getirilmesi. Böylelikle de bu büyülü bina yeniden hayata dönmüş olacak. Bu projenin attığı adım ile beraber Fener Rum Patrikhanesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki BİMTAŞ AŞ kolları sıvamış.

2020 yılının ağustos ayında BİMTAŞ yetimhanenin dijital röleve ve belgeleme işlerine başlamış ve 4 aylık süre içinde binanın tamamına ait röleve çıkarılmış. 70 kişilik bir ekibin özel ekipmanlarıyla oluşturduğu çalışmada yapı milim milim yeniden çizilmiş.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Ağaçların Sarmaladığı Tapınak: Angkor Vat

2021 yılında yetimhanenin bahçesinde Fener Rum Patriği Bartholomeos ev sahipliğinde restorasyon sürecine ilişkin ön bilgilendirme toplantısı düzenlenmiş. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı,  Adalar Kaymakamı, Adalar Belediye Başkanı Rum cemaati temsilcileri ve bazı uzmanların da katıldığı toplantıda teknik ilerlemeler ve karşılaşılan zorluklar aktarılmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki BİMTAŞ AŞ’nin de katkıları ile dijital belgeleme ve röleve çalışmalarının yapıldığı aktarılmış. Projenin koordinatörü ise Laki Vingas.

Bu toplantı benim gibi meraklısına daha çok umut verdi. Yakın gelecekte bu muhteşem binanın hayata dönüşüne umuyorum ki tanıklık edebiliriz. Bu bina şehrin en önemli hafıza mekanlarından birisi. Yetimhaneyi tekrar hayata döndürerek tarihini ve hafızasını kurtarmak, yaşatmak geçmişimize olan sorumluluğumuz ve borcumuzdur. Heyecanla bekliyoruz seni Büyükada Rum Yetimhanesi! Artık yalnız değilsin.

Peyzaj Mimarı, Ege Üniversitesi, 3D Modelleme Uzmanı,

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir