Hızlı Git
Parco Dora, post-endüstriyel parkların iyi planlanmış ve tasarlanmış bir örneği olarak peyzaj projeleri arasında önemli bir konumda bulunmaktadır. Parco Dora, İtalya’nın kuzeybatısında bulunan ve “Otomobil Başkenti” olarak da bilinen Torino’da yer alır. Burası, ayrıca aynı ismi taşıyan Torino ilinin de başkentidir. 19. Yüzyılın sonlarında Dora Nehri’nin kıyısında başlayan sanayileşme süreci, Torino şehrinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Şehirde işleyen çelik, metal işleri, lastik, otomobil fabrikaları ile Torino’nun popülaritesi zamanla artmış ve hatta bir dönem zirve noktaya ulaşmıştır.
Zamanla değişen her şey gibi Torino şehri ve endüstriyel yapısı da bir süre sonra görkemini kaybetmeye başlamıştır. Özellikle 1980’li yıllarda sanayinin düşüşü ve fabrikaların çoğunun kapanması Torino genelinde oldukça büyük ve kullanışsız alanların oluşmasına sebep olmuştur. Bu bilgiler ışığında bugün sizlere Torino’nun endüstriyel geçmişinin bir izi olarak karşımıza çıkan kent parkı Parco Dora’yı anlatacağız.
Parco Dora Hakkında
37 hektarlık (370.000 m2) bir alanda yer alan Parco Dora projesi, bölgenin endüstriyel geçmişi ve kalıntılarından yola çıkarak kendine has tasarım kararları ile şekillendirilmiştir. Park ayrıca çevresindeki yerleşim bölgeleri ve ana trafik arterleri aracılığıyla ismini aldığı Dora Nehri tarafından da mekânsal olarak yönlendirilmiştir. Proje, demiryolu ve Dora Nehri’ne olan yakınlığı sebebiyle özellikle 90’lı yıllarda büyük oranda sanayileşmenin etkisi altında kalan Spina 3 adlı bölgede yer alır.
Parco Dora’nın Tasarım Süreci
Parco Dora Projesi, 2004 yılının bahar döneminde yapılan uluslararası bir yarışmanın sonucu olarak ortaya çıkmış ve tamamlanması 2012 yılında gerçeklemiştir. Projede Bologna merkezli STS S.P.A. mühendislik şirketinin yanında Torino merkezli Studio Carlo Pession mimarlık ofisi, Gerd Pfarrè Aydınlatma, sanatçı Ugo Marano ve ünlü peyzaj mimarlığı ofisi Latz+Partner yer almıştır. 2007 yılı sonbaharına gelindiğinde bu park projesi İtalya’nın Birleşmesinin 150. yıldönümü kutlamaları sebebiyle hazırlanan çalışmalardan biri olarak belirlenmiştir.
Latz+Partner tarafından uygulanan bir diğer dünyaca ünlü proje Duisburg Nord Park ile ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Parco Dora Projesi’nin Tasarım Bileşenleri
Parco Dora,bölgenin endüstriyel kalıntılarına ve hikayesine referans olacak şekilde Ingest, Vitali, Mortara, Michelin ve Valdocco olmak üzere 5 bölüme ayrılarak tasarlanmıştır. Ayrıca, park içerisindeki farklı mekanlar kendi aralarında çeşitli köprüler, merdivenler ve rampalar aracılığıyla birbirlerine bağlanmıştır. Çevredeki cadde ve sokaklar ile bağlantı da bu şekilde sağlanır. Gelin bu bölümleri daha detaylı inceleyelim.
Bölge 1 – Ingest
Parkın batısında yer alan Ingest bölgesi, aynı zamanda 47.000 m2 ile parkın en dar kısmı olarak karşımıza çıkar. Ingest bölgesi özellikle çayırlar, ağaçlık alanlar, çiçek bahçeleri, oyun alanları, derin havuzlar ve hareketli su kanalları olan bir su bahçesi gibi farklı fonksiyonlardan oluşmaktadır. Altı metre yüksekliğindeki duvarlar boyunca rampalar ve basamaklar ile parkın güney kısmı ile bağlantı kurulur. Yedi adet kule ya da Vitali’de (Bölge 2) yer alan uzun çelik sütunlar gibi endüstriyel kalıntıların tasarıma entegre edilmesi ve ziyaretçilere düşey aksta deneyimler sunması projenin öncelikli hedeflerine yöneliktir. Ayrıca, Mario Botta tarafından yeni Santo Volto Kilisesi için bir çan kulesine dönüştürülen endüstriyel baca da yeniden kullanımın ilginç örneklerinden biridir.
Bölge 2 – Vitali
İkinci sırada Parco Dora’nın önemli bir parçası olan Vitali bölgesinden bahsedebiliriz. 89.000 m²’lik alanı kaplayan Vitali bölgesi, park içerisindeki en geniş alanı kaplamaktadır. Burada eski Vitali çelik fabrikasının kalıntıları ziyaretçiler için canlı ve hareketli bir alan oluşturmaktadır. Fabrikanın dış kaplaması ve çatısının büyük bölümleri sökülmüş ve böylece geriye kalan 30 metre yüksekliğindeki kırmızı çelik kolonlar park içerisinde fütüristik bir orman görünümü oluşturmuştur. Çatının korunan kısımlarının olduğu bölüm ise çok işlevli bir etkinlik alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Geniş bir çatı altında yer alan bu etkinlik alanında futbol, basketbol, tenis, voleybol, paten gibi aktivitelere olanak sağlanmaktadır. Park içerisinde düzenlenen yeşil alanlar ve halka açık kamusal alanlar ise ortamın yapay karakterini dengelemiş ve mekâna doğallık ve yaşam katmıştır.
Alan 3 – Corso Mortara
Mortara, parkın en merkezi yeridir ve yaklaşık 62.000 m²’lik alanda yer almaktadır. Bölgenin önemli güzergahından biri olan Mortara Caddesi’nin kullanılmayan bölümleri projenin şekillendirilmesine katkı sağlamıştır. Ziyaretçilerin parka kuzeyden ve doğudan erişimini sağlamaktadır. Yer altına yönlendirilen caddenin üzerinde oluşturulan geniş yeşil alan ile yaya sirkülasyonu desteklenirken aynı zamanda Dora Nehri ile Vitali ve Michelin Bölgeleri arasında da süreklilik sağlamaktadır. Proje kapsamında batıda yer alan ve eskiden yol olarak kullanılan alan ise ağaçlarla çevrili yeşil bir gezinti yoluna çevrilerek tasarım desteklenmiştir. Parco Dora içerisindeki birçok yapının çeşitli tırmanıcı bitkiler ile birleştirilmesi ile endüstri ve doğa arasında ilişki kurulmaya çalışılmıştır.
Alan 4 – Michelin
20.yüzyıl boyunca Michelin Torino fabrikasına ev sahipliği yapan ve parkın en güneyinde yer alan bu bölge Michelin bölgesi olarak adlandırılmaktadır. Bölge içerisinde en çok bilinen yapı, sanayi kompleksi korunmuş ve yeniden kullanıma hazır hale getirilmiş olan endüstriyel soğutma kulesidir. Öyle ki bu endüstriyel kule, parkın her yerinden görülebilmekte ve böylece park içerisinde karakteristik bir görüntü oluşmaktadır. Michelin ile ilgili çalışmalar 2012 yılında yazında tamamlanmasına rağmen parkın halka açılışı 2016 yılında gerçekleşmiştir.
Michelin bölgesinin önemli bir diğer varlığı ise bölgede uzanan ve peyzaj tasarımını şekillendiren Dora Nehri’dir. Arazi, güneyde oluşturulan ağaçlıklı tepeden başlayarak Dora Nehri’ne doğru inen geniş bir yeşil çim alan oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece park içerisinde bir nevi kentsel bir plaj yaratmaya çalışılmıştır. Dora Nehri’ne bakan bu vadinin çevre açısından en önemli faydası ise sel ve taşkın durumlarında suyun kontrol altında tutulmasına yardımcı olmasıdır.
Alan 5 – Valdacco
Sonuncu bölge ise Parco Dora’nın en doğusundaki yer alan ve Dora Nehri’nin iki yakasına da yayılan Valdacco Bölgesi’dir. 71.000 m²’lik alanda yer alan Valdacco, 1990’lara kadar demir döküm fabrikasına ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgede nehir boyunca ağaçlarla çevrili büyük bir meydan yer almaktadır. Ziyaretçilerin yeşil alanlara ulaşımını sağlamak için nehir boyunca yol seviyesinden yaklaşık bir metre yükseklikte merdiven ve rampalarla şekillendirilmiş, kafesli taş duvarlarla çevrilmiş yaya gezinti yolları bulunur. Ayrıca, mekanlar projede kullanılan ağaçlar ile desteklenmiş ve ziyaretçilerin dinlenebileceği gölge alanlar yaratılmıştır.
Valdacco Bölgesi’nin büyük bölümünü kaplayan beton zemin kaldırılmış ancak beton nehir yatağı korunmuştur. Nehrin her iki yakasında da uygulamada açığa çıkan atık malzemelerin kullanımı teraslar inşa edilmiştir. Teraslara yerleştirilen yüzlerce ağaç ile endüstriyel kalıntıların konumları vurgulanmış ve izleri yansıtılmıştır. Ayrıca, 2011 yılında tamamlanan Valdocco bölgesinin güney kısmı Kyoto Protokolü’ne uygun olacak şekilde karbon nötr olarak uygulandığı da bilinmektedir.
Projenin Yağmur Suyu Yönetim Sistemi
Proje içerisindeki Yağmur Suyu Yönetim Sistemi, çatı ve cephelerden toplanan yağmur suyunun kuleler, sarnıçlar ve havuzlar içerisinde depolanması ile sağlanmaktadır. Su üzerindeki aydınlatmalar ile dalgaların oyunu kule duvarlarına yansıtılmaktadır.
Projenin Aydınlatma Sistemi
Endüstriyel alanda tercih edilen gece aydınlatmaları sayesinde park içerisindeki elemanlar vurgulanmakta ve ziyaretçiler için odak noktası haline dönüştürülmektedir. Mekâna derinlik katan ve gizemli bir ortam yaratmaya katkı sağlayan aydınlatma sistemi akşam saatlerinde bile parkın çekiciliğini arttırmaktadır.