Hızlı Git
Pavilyonlar; çadır ya da köşke benzeyen, insanların sosyalleşmesi amacıyla tasarlanmış üstü kapalı, hafif ve havadar mimari yapılardır. Ortaya çıktığı zamanlarda, törenler ve ziyafetler gibi özel günlerde toplanma yeri olarak kullanılmış bu eğlence mekanları, 17. Yüzyılın sonlarına doğru özel günlerde kullanılmak üzere tasarlanmış bahçe binası olarak tanımlanmıştır.
Günümüzde ise pavilyonlar; fuar alanları, meditasyon atölyeleri, tapınak, sergi alanları, ana binaların eklenti yapıları, aktivite yerleri, buluşma noktaları, barınaklar gibi daha birçok farklı amaçlarla kullanılıyorlar. Aslında bu mimari yapıların temel amacı, insanları birleştirmeye ve etkileşime girmeye teşvik etmek. İnsanlar üzerinde sosyal etkisi büyük, ferahlatıcı, doğa dostu pavilyon örneklerini inceleyelim.
1. TEA HOUSE – DANİMARKA
Kopenhag’ da Pan-projects firması tarafından tasarlanan şefaf tasarımlı yüzen pavilyon, suyun yansımasını ve ışıltısını vurgulamak amacı ile akrilik şeritler kullanılarak oluşturulmuş. Gün boyu güneşin ve suyun yansımaları ile, manzaranın gün içinde değişimi sağlanmış. Alanın çevresi, yarı saydam bir malzeme kullanılarak çevrilmiş. Kopenhag kentinin sahil şeridinde 10㎡ alana sahip yüzen bu pavilyon, tasarım serisinin başlangıcı olmuş.
2. CAMPAGNA di VACCİNAZİONE ANTİ COVİD – İTALYA
”Bir bahar çiçeğinin imajıyla, huzur ve yenilenmenin sembolü olan bir mimari yaratmak istedik. Aşı olmak bir yurttaşlık sorumluluğu, ayrıca sevgi ve yaşamın yeniden keşfi olacaktır. Bu virüs bizi hastanelere ve evlere hapsetti ise aşı bizi yeniden yaşamla ve çevremizi saran doğa ile temasa geçirecek ”
Stefona Boeri
İtalya’nın meydanlarında ve şehir merkezlerinde Covide-19 aşılama çalışmaları için 1.500 adet geçici pavilyon kurulacak. İtalya Covid-19 acil durum özel komiseri Domenico Arcuri’nin talebi üzerine, mimar Stefano Boeri ve danışmanlardan oluşan bir ekiple birlikte Covid-19 aşılama çalışmaları için pavilyonlar tasarlanacak. Botanik temalı bu tasarımda ilham alınan çiçek, baharın habercisi: Çuha çiçeği.
Kolayca sökülebilen ve monte edilebilen dairesel mimari yapının dış kaplamasında geri dönüştürülebilir ve suya dayanıklı doğa dostu bir tekstil ürünü kullanılacak. Çatıda ise bütün alanın elektrik ihtiyacını karşılayabilecek fotovoltaik panel sistem kullanılacak.
3. LUUM ZAMA – MEKSİKA
Luum Zama, Meksika’nın Tulum bölgesinde meditasyon, yoga atölye çalışmaları ve diğer toplantı programları için tasarlanmış. Buradaki pavilyon yapının tamamı bambularla oluşturulmuş ve bir nevi tapınak görevini üstleniyor. Tulum’da yerel bi ormanın korunmuş bölgesinde yer aldığı için, buraya sadece yürüyerek ulaşılabiliyor. Beş köşesi bulunan katenar şeklindeki yapı, kemerli tonozlardan oluşuyor.
Kubbe şeklindeki kemerli yapının birbirini destekleyerek varoluşu; birlikte çalışmanın getirdiği başarıları ve bireyin topluma karşı bağlılığı temsil ediyor. ”Birlikte var olanlar, birbirlerini destekler” mesajı ile insanlara sosyal dayanışmanın önemi hatırlatılmak istenmiş.
4.FUTURE SPACE – İTALYA
Milano Üniversitesi bahçesinde yer alan ve İtalyan mimar Peter Pichler tarafından tasarlanan bu geçici pavilyon, birbirinden farklı uzunluklardaki 1600’ü aşkın ahşap malzemeden inşa edilmiş.
Pavilyon, üç adet kıvrımlı duvara sahip olmakla beraber, duvarların her biri ahşap kirişlerin üst üste konumlandırılması ile oluşturulmuş. Bu ahşap duvarların birisi giriş görevi üstlenirken diğer ikisi, üniversitenin bahçesine görüş alanı sağlıyor.
5. THE POEM – İNGİLTERE
Es Devlin tarafından tasarlan ”the poem” pavilyonu, ”fikirleri bağlamak, geleceği yaratmak” ana teması ile planlanan, Covid-19 sebebi ile ertelenen EXPO-2020 Dubai’de bir İngiliz pavilyonu tasarlanacak.
Bu pavilyonun özgünlüğü ise teknolojinin ve edebiyatın aynı mimari yapıda birleştirilmesi; yapay zekanın ve şiirin yazınsal güçleri bir arada bulunacak . Akıllı ve tasarımın amacı ise: ”uzaya mesaj vermek”.
2O metre yükseklikte koni şeklindeki pavilyon, büyük ve farklı boyutlarda bulunan çıtalarla inşa edilecek ayrıca bu inşa edilen kısımdan zemine ledlerle birçok şiir yansıtılacak.
Ayrıca bu tasarımda Arapça, Fransızca, Çince ve Almanca şiirlerine de yer verilerek farklı kültürden ziyaretçilere birleşme mesajı verilmek isteniyor.
Fikir, doğrudan Stephen Hawking’in son projelerinden biri olan, Hawking ve meslektaşlarının 2015 yılında tasarladığı küresel bir yarışma olan ”Breakthrough Message” a dayanıyor. Bir gün uzaylılarla karşılaşmamız halinde kendimizi bir gezegen olarak ifade etmek için, hangi mesajı ileteceğimizi düşünmeye davet ediyor.
ES DEVLIN
6. THE BIOBASECAMP- HOLLANDA
Biobasecamp, Studio Marco Vermeulen tarafından 2019 yılında sergi alanı olarak Hollanda’da inşa edildi. İklim krizine karşı dikkat çekmek amacı ile ahşap kullanılarak tasarlanan yapı, seyir terası ve toplanma alanına sahip. Yapıyı ayakta tutan sütunlar kavak ağaçlarının gövdesi kullanılarak tasarlanmış.
7. THE VANTABLACK – GÜNEY KORE
Güney Kore PyeongChang şehrinde bulunan Vantablack Pavilyonu dünya üzerinde yer alan ”en karanlık bina” olarak tanımlanmış. Tasarım mimar Asif Khan tarafından 2018 kış olimpiyatları için tasarlanmış.
Pavilyonun dış cehpesi karnon nanaküp ile kaplanmış bu sayede, görünür ışığın %99 emilerek alanda karanlığın oluşması sağlanmış. Parabolik duvarlarla çevrilmiş mimari tasarım 10 metre yükseklikte ve 35 metre genişliktedir. Yapının parabolik dış cephesinde binlerce minik beyaz ışık çubuğu bulunuyor ve bu beyaz ışıklar aracılığı ile ziyaretçilere uzaya bakma hissi veriyor.
Optik illüzyonlar sayesinde ziyaretçileri büyüleyen pavilyona karanlık bir koridordan geçilerek bembeyaz bir alana giriş yapılıyor. İç mekan, corian adlı malzemeden inşa edilmiş. İç mekanda bulunan geniş bir odası ise hidrofobik yüzeylerden oluşturulmuş, dakikada 25.000 su damlası veren bir su tesisatına ve suyun birikmesi için bir göle sahip; bu sayede karanlık pavilyon ziyaretçilere; dış mekanda görsel etkileşim sağlarken iç mekanda dokunsal etkileşim yaşatabiliyor.