Bu yazımda yangın ekolojisinden bahsetmek istiyorum. Şu an ülkemizde ciddi boyutlarda devam eden orman yangınları görülmekte. Şu ana kadar birçok ormanlık alan, tarım arazisi, yüzlerce hayvan, yerleşim yerleri, birçok insan bu yangınlardan ciddi boyutlarda etkilenmiş durumda. Ormanlar bu dünyanın her şeyi çünkü nefes alamazsak ölürüz. Şu an ölüyoruz. Nefesimiz yavaş yavaş yok oluyor.
Yangın, insan müdahalesinin olmadığı durumlar dışında, dünyada insanların var olmasından çok öncesine dayanmasıyla beraber, bazı orman ekosistemlerinin devamlılığını sağlayabilmesi için gerçekleşen doğa olayıdır. Bu ekosistemlerde zaman içinde bitkiler yangınlara maruz kaldıkları için yanma ihtimallerine karşılık savunma sistemleri oluşturmuşlardır.
Birçok bitki yeryüzüne ulaşabilmek adına tohumlarını yıllarca toprağın altında yeterli sıcaklığın ve dumanın tohumla buluşması için bekletebilmektedir. Yani aslında doğru bilinenin aksine yangınlar evet birçok bitkinin tamamen yok olmasına sebep olur ancak aynı zamanda birçok bitkinin yaşayabilmesi veya yaşlı bireylerini ortadan kaldırarak genç vejetasyonlar üretebilmesine zemin hazırladığı gerçeğini unutmamak gerekir.
Çünkü dünya dinamik bir yapıdadır. Yani bu gezegen canlı, devinimleri var; tıpkı insanlar gibi bazen çok yorulabilir, düşebilir ama her seferinde kendini yeniden onarabilecek yetiye ve güce sahiptir. Yangınlar, tabi ki doğal olarak gerçekleşenler bu devinimin bir parçasıdır aslında. İnsanlar yokken de ormanlar, çalılılar, makiler vs. yanıyordu birçok bitki tamamen yok oluyor birçoğu yeniden doğuyor ve bu süreçler boyunca bitkiler bu doğa olayına karşılık adaptasyon geliştiriyordu.
Tabi şu an içinde bulunduğumuz iklim değişikliği nedeniyle hiçbir doğa olayı normal seyrinde ilerleyememektedir. Orman yangınları başta olmak üzere birçok doğal felaket buna dahil. İnsan, çıkarları ve egosu uğruna doğanın doğal işleyişine o kadar çok yanlış müdahalelerde bulundu ki bu saatten sonra doğada hiçbir şeyin doğal seyrinde devam etmesini bekleyemeyiz.
Ancak bu üzerinde yaşadığımız bildiğimiz ve bilemediğimiz mükemmel denge ve işleyişteki bu gezegen kendini nasıl iyileştireceğini unutmuş değildir. Bu sistemin kendi içinde zaten var olan ancak biz insanların yanlış kullanımları sonucunda tükettiği eksikliklerini sağlamamız gereklidir.
YANGIN SONRASI BİTKİ DAVRANIŞLARI ve ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
Dünyada her yıl yüzlerce doğal veya insan etkisiyle meydana gelmiş yangın görülmektedir. Bu alanlarda yapılan yüzlerce araştırma göstermiştir ki özellikle Akdeniz bitki örtüsüyle kaplı alanlarda meydana gelen yangınlar sonucunda bitki örtüsü hızlı bir şekilde yeşerebilmekte kendini onarabilmektedir. Bunun asıl nedeni Akdeniz doğal bitki örtüsünde yer alan birçok bitkinin yangına adaptasyon sağlamış olmasıdır.
Akdeniz bitki örtüsünün hâkim olduğu ormanlık veya çalılık alanlarda meydana gelen yangınlar sonucunda birinci yıl içinde yangına uyum sağlamış bitkiler alanda yeniden yaşam belirtisi gösterirler. Türkiye’de yangınlardan en çok etkilenen bitki topluluğu büyük çoğunlukta yangın adaptasyonu olan Pinus halepensis(Halep Çamı) ve Pinus brutia(Kızıl Çam) türlerinden meydana gelmektedir. Yangından sonraki ilk birkaç yıl içerisinde yapılan araştırmalar gösteriyor ki alanda bir bitki havuzu meydana geliyor bu havuzdan bitkilerin bir kısmı şartlara uyum sağlayamayarak alandan tamamen temizlenirken bir kısmı alanda varlığını devam ettirmekte ve bir diğer gözlem ise yangın öncesinde alanda bulunmayan türlerin yangından sonra görülmeye başlanmasıdır.
Pinus halepensis Pinus halepensis
Yangınlardan sonra (özellikle taç yangınları dediğimiz boylu ağaçların taçlarının yanmasına sebep olan büyük yangınlar) ormanlık alanların taç yapısında açıklıkların oluşmasıyla güneş ışınları direk toprağa ulaşır ve buna bağlı olarak alanda en hızlı görülmeye başlanan türler tek yıllık otsu bitkilerdir. Bunlar toprağın tohum bankasında bulunan yangın takipçisi (fire followers) olarak adlandırılan bitkilerdir. Genellikle baklagiller familyasına ait bitkilerdir. Bunların yanında yangından sonra alanda hızlı bir şekilde gelişim gösteren bir diğer bitki türü ise Ladenlerdir (Cistus spp.). Toprağın tohum bankasında yer almayıp fırsatçı türler olarak adlandırılan Buğdaygiller (Poaceae) veya Papatyagiller (Asteraceae) gibi bitki tohumları rüzgâr, yağmur, hayvanlar gibi başka etmenlerle alana gelen/getirilen otsu bitki türleri olarak alanda yangından sonra ki yakın zamanda gözlemlenen türler arasındadır.
Pinus brutia Pinus brutia
Her ekosistemde olduğu gibi içinde yer alan canlılar ekosistem rejimleriyle bağlantılı adaptasyonlar geliştirirler. Bu yüzden doğal yangın rejimleri dışında gerçekleşen yangınlar bitkilerin adapte oldukları şartların beklenmedik bir şekilde ve boyutta değişmesine buna bağlı olarak bitkinin buna hazırlıksız yakalanmasına sebep olmaktadır. Artan nüfus yoğunluğunun beraberinde süregelen iklim değişikliği maalesef ki doğal rejimlerin işleyişini bozmuş dünyanın ayak uydurmakta zorlandığı bir hızda ve sıklıkta tahribatlara yol açmıştır. Şu anda dünyada meydana gelen birçok orman yangını insan kaynaklı olmaktadır. Bunun sonucunda bitkilerin bu kadar sık gerçekleşen ve sıklığı sürekli değişen yangınlara adaptasyon sağlamaları zorlaşmaktadır.
Ancak yukarıda da belirttiğim gibi bu gezegen nasıl iyileşeceğini unutmuş değil. İyileşmesi için gerekli olan materyallerini biz insanlar tükettiğimiz için takviyede bulunmamız gerekiyor. Yani sanılanın aksine orman yangınlarından sonra alana yoğun bir müdahale şeklinde fidan dikmek ekosistem sağlığı ve devamlılığı açısından son derece zararlı ve yanlış bir uygulamadır.
Yapılması gereken öncelikle yangının çıktığı alanın koruma altın alınması, rant’a kurban gitmesine izin verilmemesidir. Yeterli zaman tanındığı süreç zarfında ormanlık alan kendini yenileyecektir. Bir süre sonra yeterli bitkinin olmadı gözlemlenen alanlara takviye olarak fidan dikimleri yapılabilir ancak yapılacak olan fidan dikimleri alanda var olan bu şartlara uyum sağlamış bitkiler olmalıdır. Çünkü her bitki türünün adaptasyonunu farklı bir şekilde gerçekleştirdiğini unutmamak gerekir. Yangından sonra alana dikilecek bitki bu adaptasyonlara sahip olmalıdır. Örneğin Pinus brutia (Kızıl Çam) orman yangınlarının olduğu alanlarda dikilebilir. Alana hızlı uyum sağlayacak böylelikle ormanda gençleştirme sağlıklı bir şekilde olacaktır.
Orman yangınları çok büyük hasarlara neden olmakla birlikte bazı orman ekosistemlerinde değişen iklim koşullarına uyum sağlayabilecek yeni tür varyasyonlarının ortaya çıkmasına olanak sağlayabilmektedir.
KAYNAKÇA
- DUYGU DENİZ KAZANCI, “AKDENİZ BİTKİLERİNİN YANGIN SONRASI ÇİMLENME ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ” Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Biyoloji Anabilim Dalı, 2014.
- Kavgacı, A., Tavşanoğlu, Ç., “AKDENİZ TİPİ EKOSİSTEMLERDE YANGIN SONRASIVEJETASYON DİNAMİĞİ” Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, PK 264, 07002, ANTALYA, Hacettepe Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Ekoloji Anabilim Dalı, Beytepe, 06800, ANKARA.
- BBC NEWS TÜRKÇE/ https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-57996552 Son Erişim Tarihi:05.08.2021