Ağaç ve Çalılara Şekil Verme Sanatı : Topiary
  1. Anasayfa
  2. Kavramlar

Ağaç ve Çalılara Şekil Verme Sanatı : Topiary

0
Reklam Sponsoru

Hayatımızı daha yaşanabilir ve eğlenceli hale getiren şeyler muhakkak ki ağaçlar ve diğer bitkilerdir. Kaldırım boyunca uzanan ağaçlar çevremizdeki blokların keskin çizgilerini yumuşatır.  Günümüzde mimarlar binaları tasarlarken bitkiler için de yer bırakır. Hemen hemen hayatımızın her alanında olan ağaçlar ve diğer bitkiler binaların girişlerini ve çıplak alanları süsler. Peki biz ağaçları ve çalıları neden şekillendirme ihtiyacı duymuşuz hiç düşündünüz mü? Gelin şimdi sizinle birlikte bu sanatın çevremizde nasıl yer edinmiş olduğuna bir bakalım.

Ağaç ve Çalıları Neden Şekillendiririz?

Bitkilerin kendine özgü bazı amaçları vardır. Bazıları yol gösterirken, bazıları varolan yapılarının vermiş olduğu dekoratif görüntü sayesinde bize hoş bir manzara sağlar, bazılarının ise oldukça önemli görevleri vardır; yeri gelir rüzgar perdesi olarak kullanırız ya da birden çok alanı birbirinden ayırmak için kullanılırız ya da onlara şekil veririz. Ancak bu işlerini yapabilmeleri için bizim yardımımıza ihtiyaçları vardır. Temiz, sağlıklı ve dekoratif bir görünüme sahip olmaları için budanma ve şekil verdirilerek boy kontrollerini sağlayabiliriz.

Tarihte Topiary Sanatı

Bu sanata dair bilgiler çok uzun yıllar öncesine dayanmaktadır. Avrupa ve Amerika da adından sıklıkla Topiary sanatı olarak Japonya da ise Sentei ya da Karikomi olarak bahsedilmektedir.

Bazı insanlar ağaçlar ve çalıları kuş, hayvan ve çeşitli geometrik şekillerde kırparak yetiştirmiş. Bu akım ilk önce Avrupa da başlamış ve hatta bunun örneklerini hala görmekteyiz.

Topiary sanatı ilk olarak nerede ortaya çıktığına dair çeşitli kayıtlar bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre; Roma zamanlarında 1.yüzyılda Jül Sezar döneminde, Cnaeus Martius Calvinus’un Roma bahçelerine, topiary sanatını ilk getiren kişi olduğu bilinmektedir. Antik Roma’da bir sulh hakimi olan Genç Pilinus (Gaius Plinius Caecilius Secundus), Toskana’daki villasında kırpılmış yeşillikler arasındaki dikilitaşlar, detaylandırılmış hayvan figürleri ve kitabeleri, yazmış olduğu mektuplarında açıklar. Minyatür peyzajlarda (topos) ilk kez Roma evlerinde uygulanmış ve topiarius adı verilen bir sanat ortaya çıkmıştır.

Diğer kayıtlara göre ise; Britanya’da en eski budama sanatı örneğinin 7. Henry’nin Hampton Court’u devralması ve bahçeleri genişletmeye başladığı zamanki tasvirinde yer almaktadır. 1533 yılında ‘mount\mound’ inşaa edildi. Bu yapılar, genellikle bahçe seviyesinin oldukça üzerinde yüksekçe bir toprak yığını üzerine yerleştirilmiş bir tür oturma yeri veya çardaktan oluşan bahçelerin parçalarından biriydi, böylece mal sahibi manzarayı ve özellikle de kendi mülkünü izleyebiliyordu. Zirveye, alçak bir çitle sınırlandırılmış ve çalılarla bitkilendirilmiş yukarı doğru dönen bir patika ile ulaşılırdı. Yukarı çıkan patika yol taştan hanedan hayvanları ve kırpılmış çit bitkileri ile doluydu, 1540 yılında Yorkshelandire’da Howden yakınlarındaki Wressel Kalesi’ni, ziyaret eden Kral’ın antikacısı John Leland bunu şöyle aktarmış: ‘ Tepenin içindeki bahçeler ve dışındaki meyve bahçeleri son derece güzeldi ve meyve bahçeleri sanki ödeme yapmadan zirveye ulaşmak için, kokil kabuklarında dönüyormuş gibi açılarla yazılmış, (opere topiario), dağlardı.’

Eserden bir örnek

Oxford sözlüğünde ‘Topiary’ kelimesinin en eski İngilizce referansı Francesco Colonna’nın Hypnerotomatica Polyhili adlı eserinin 1499 yılında basılan ilk erken baskı örneğinde bir alıntıda yer almıştır.

16. yy. da yaygın bir şekilde görülmeye başlayan bu sanatı daha çok zengin aileler, çiçek bahçelerinde ya da geometrik motifli bahçelerinde kullanmışlardır.  O zamanlar kullanılan geleneksel şekiller toplar, küpler, spiral çizgili ve pramit formlu şekillerdi ve bu şekiller, düz desenli çiçek bahçelerindeki dikey çizgileri oluşturmak için kullanılırdı. O zamanlar hatta topiary sanatında heykel formlu olanlarında heykelin baş kısmı için taş kullanılırmış.

Levens Hall Bahçesi, Cumbria / Fotoğraf : Erika Packard

Hızla yayılan bu akım İngiltereden sonra Hollanda da kendini göstermiştir. 1690 yıllarında Fransız bahçeci Guillaume Beaumont tarafından oluşturulan İngiltere’nin kuzey batısında yer alan küçük bir kontluk olan Kumbriya’daki Levens Hall Bahçesi, İngilterenin 17. yy. daki örneklerinden birisidir. Bu bahçe Guinness rekorlar kitabına en eski topiary bahçesi olarak girmiştir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Bir Kış Masalı: “Limonluk Kasr-ı Hümayunu”

Günümüzde Avrupada gördüğümüz çoğu tipik kamu bahçeleri budanmış bitki materyallerine sahiptir ve formlarını yüzyıllar boyunca korunması için budanmışlardır. Bu bahçelerden birkaç tane örnek vermek gerekir ise: Londra’nın Richmond on Thames ilçesi olan Kew’de bulunan Kraliyet Botanik Bahçeleri dünyanın en geniş bahçelerinden biriyken, her yıl akın akın turist çeken, Versay\Fransa ise dünyanın en ünlü formal bahçelerinden biridir. Biraz da İtalya da gezinelim. İtalyan bahçe tasarımlarında her zaman topiary sanatı kullanımı benimsenmiştir. Verilebilecek hoş birkaç örnek ise: Villa Gamberaria, La Bagnaia ve Boboli bunların arasında yer alabilir. İtalya, Floransa’da Pitti Sarayı’nın arkasında yer alan Baboli Bahçeleri. Nefes kesici bitki tünellerine sahip bu bahçeler, aslında saraydan görmek pek mümkün değil ancak saraydan dışarı adımızı attığınız zaman yol boyunca yüzlerce metre uzayan ağacı ve çalıları görmeniz mümkün. Farklı şekillere mükemmel şekilde uyarlanabilen çeşitli bitkileri burada görebiliriz. Bu bitkiler arasında şimşir (Buxus sempervirens), porsuk ağacı (Taxus baccata), çalı meşesi (Quercus ilex) ve defne (Laurus nobilis) Roma zamanlarından beri kullanılan birkaç bitkiden sadece bazılarıdır.

Git gide daha da hızla yayılmaya başlayan bu akım 18. ve 19. yy. arasında İngiliz bahçelerinde  küçük de olsa etkisini yitirdi. Alexander Pope tarafında The Guardian’da yayımlanan ‘Verdant Sculture’ adlı makale bu sanat modasının yitirilmesine neden olmuştu ve bu bahçelerden budama bitkilerinin kaldırılmasına neden olmuştu. Bu sanatın etkisi daha küçük bahçelerde kendisini göstermeye devam etti. Daha sonra Botanikçi ve bahçe yazarı John Loudon böyle bir kaybın üzerine Derbshire’da bulunan Elvaston Kalesi’nin kapılarını halaka açtı ve büyük bir sansasyona neden olmuştur. Birkaç yıl içerisinde geri dönen bu akımın akabininde heykelsi budama sanatı akımı meydana çıkmıştır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Peyzajın Oluşumu

Avrupa’dan fazlaca söz ettiğimize göre biraz da Japon stili bahçe sanatında bu akım nasıl etkiler bırakmış ona bir bakalım. Japon stili Avrupaya nazaran biraz daha farklı. Gerek evleri, gerek bitkileri gerekse yaşayış biçimleri bu sanatı farklı biçimlerde kullanmalarına neden olmuş. Japonlar çamlarla harika işler yapmışlardır. Diğer bir örnek için ise açelyalardan bahsedilebilir. Daha derli toplu bir biçimde şekil verilen açelya örneklerinden çok sayıda görmek mümkün. Japon stili dendiği zaman akla direkt gelen diğer bir bahçe materyali ise tabii ki de bambudur. Bambu japon bahçelerinde çok fazla kullanıldığını görüyoruz. Girişler ve  köşe bitkilendirilmelerinde kullanılan bambular, dış mekan kadar iç mekan içinde oldukça dekoratif bir ürün haline gelmiştir. Japonya, budama sanatına dair verilebilecek çok güzel örneklere sahiptir. Bunların başında Kyoto’daki Katsura Villası, Kumamoto’daki Suizenji Tapınağı ve Okayama’da yer alan Korakuen bahçesi bu güzel örneklerden sadece birkaç tanesidir.

Ortaya çıkışı ile birlikte hala günümüzde de etkisini yer yer çevremizde de hissettiğimiz bu sanatın zarif örneklerini görüyoruz ve görmeye devam ediyoruz. Ev ve yaşam alanlarına yakın alanalarda genellikle bu sanat için kullanıma uygundur, çünkü bu alanlarda insanların varlığı daha çok hissedilir. Yapıya yakın alanlar mimarisini bahçeye doğru sürdürür ve bu nedenle daha resmi ve zarif bir his uyandır. Bu sanat için kullanılan bitkiler sert ve budamaya iyi yanıt veren aynı şekilde hastalıklara iyi drenç gösteren, doğal olarak yoğun bir büyüme alışkanlığına sahip ve son olarak en önemlisi de uzun ömürlü bitkiler seçilir. Bahçe tasarımında kullanılan budama sanatının bahçeye birçok alanı birbirine bağlarken, bahçeye sarafet ve sınıf dokusu ekleyerek farklı etkiler yaratmaya devam etmektedir.

Yazı Kaynakları
Topiary and Ornamental Hedges: Their History and Cultivation
The art of shaping shrubs, trees, and other plants

Peyzaj Mimarı

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir