Ramsar Sözleşmesi Ve Türkiye’de Bulunan 14 Ramsar Alanları
  1. Anasayfa
  2. Çevre
Trendlerdeki Yazı

Ramsar Sözleşmesi Ve Türkiye’de Bulunan 14 Ramsar Alanları

4
Reklam Sponsoru

Ramsar Sözleşmesi Nedir?

Özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar hakkında sözleşme olan Ramsar Sözleşmesi; Uluslararası öneme sahip sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanmasını hedefleyen uluslararası bir sözleşmedir.

‘Ramsar Sözleşmesinde Sulak alanlar; doğal veya yapay, devamlı veya geçici, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde 6 metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyerler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan su altında kalan yerler olarak tanımlanmaktadır.’

Ramsar Sözleşmesi, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımının teşvik edilmesi amacıyla hazırlanmış bir uluslararası sözleşmedir. Sözleşme, sulak alanların biyolojik çeşitliliğinin korunması, sulak alanların ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilir bir şekilde kullanımı ve insanların sulak alanlarla uyumlu bir şekilde yaşamasını hedeflemektedir.

Sözleşme, imzacı ülkelerin sulak alanlar için koruma alanları belirlemesi, yönetimini ve sürdürülebilir kullanımını sağlaması, ilgili araştırma ve yayınların yapılması ve personel eğitimi gibi konularda çaba göstermesini öngörmektedir.

Sulak Alanların Önemi

  • Sulak alanların kaybedilmeleri halinde geri kazanılmaları mümkün değildir. Birçok açıdan öneme sahip olan alanların kaybına neden olacak yanlış hareketler önlenmelidir.
  • Sulak alanlar sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilirler. Doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleridir. Bulundukları bölgede ekolojik, estetik, kültürel, ve rekreasyonel açıdan fayda sağlayan kaynak görevi görürler.
  • Bünyelerinde karakteristik bitki ve hayvan topluluklarına yer verirler. Özellikle, su kuşlarının yaşama ortamı veya mevsimsel göç zamanında uğrak noktaları olması açısından büyük öneme sahiptirler.

Su kuşlarının mevsimsel göçleri sırasında ülkesel sınırları aşmaları nedeniyle uluslararası kaynak olmaları Ramsar Sözleşmesinin ulusal politikalarla koordineli uluslararası faaliyetlerin birleştirilmesini sağlamak amacıyla hazırlanmasının temel nedenidir.

Ramsar Sözleşmesi 1971 yılında İran’ın Ramsar kentinde imzaya açılmıştır. Sözleşmeye Türkiye 30 Aralık 1993 tarihinde taraf olmuş, Sözleşme 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 17.05.1994 tarihi ve 21937 sayılı Resmi Gazete’de  yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.  Sözleşmeye taraf olmakla, ülkemizde sulak alanların korunması uluslararası bir boyut kazanmıştır.

‘2 Şubat Dünya Sulak alanlar Günü olarak kutlanmaktadır.’

Dünya Sulak alanlar Günümüz Sonsuz Olsun.

Ülkemizde bir sulak alanın Sözleşmeye göre uluslararası anlamda önemli olduğunun kabul edilebilmesi için Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanları Belirlemede kullanılan 9 kriterden en az birine sahip olması gerekmektedir.

Ramsar Alanı Kriterleri

Grup A Kriteri: Ayırt edici özelliğe sahip, bulunduğu alanda temsilci nitelikte olan, az bulunan veya benzersiz olan sulak alan türleri için belirlenmiş kriterler mevcuttur.

Grup A için 1 adet kriter belirlenmiştir.

Grup B Kriteri: Biyolojik Çeşitliliğin Korunması için önemli olan sulak alanlar için belirlenmiş olan kriterler mevcuttur.

Grup B için 4 başlık halinde 8 adet kriter belirlenmiştir.

  1. Türler ve ekolojik ilişkiler ile ilişkili kriterler
  2. Su kuşları için özel kriterler
  3. Balıklar temelinde özel kriterler
  4. Diğer türler için özel kriterler

Belirlenmiş olan bu 9 kritere T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanmış olan Sulak Alanlar yayınından erişebilirsiniz.

Sulak Alanların Korunması Neden Önemlidir?

Sulak alanlar, dünya genelindeki biyolojik çeşitliliğin yaklaşık %40’ını barındırmaktadır. Aynı zamanda, su kaynaklarının korunması, su döngüsünün sürdürülebilirliği, sel kontrolü ve iklim düzenleme gibi önemli ekosistem hizmetlerinin sağlanmasında da büyük bir rol oynamaktadır.

Ancak, günümüzde ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. İnsan faaliyetleri, alanların tahribine ve yok olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, alanların korunması için uluslararası işbirliği ve ortak hareket etme büyük önem taşımaktadır.

Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi ve Türkiye’nin Bu Konudaki Yükümlülükleri

Sulak alanlar, dünyadaki biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği açısından büyük öneme sahiptir. Bu nedenle, uluslararası alanda alanların korunması ve yönetimiyle ilgili çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalardan biri de Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi’dir.

Sözleşmenin 4. maddesi, imza koyan tarafların sulak alanların korunması için alması gereken yükümlülükleri belirlemektedir. Bu yükümlülükler şu şekildedir:

1- Her taraf, sulak alanlarda tabiatı koruma alanları ayırarak, sulak alanların ve kuşların korunmasını geliştirecek ve yeterli inzibati tedbirleri alacaktır.

Bu maddede, tarafların sulak alanlarda tabiatı koruma alanları ayırmaları ve bu alanları korumak için gereken tedbirleri almaları gerektiği belirtilmektedir. Bu şekilde sulak alanların ve içerisinde yaşayan canlıların korunması hedeflenmektedir.

2- Bir taraf, ulusal çıkarlarından ötürü listeye kaydettirdiği bir sulak alanın hudutlarım daraltır veya tamamen kaldırırsa, aynı veya başka bir yerde orijinal yaşama ontammın yeterli büyüklüğünde başka koruma alanları tesis ederek bu sulak alan kaynağının kaybını mümkün olduğu kadar telafi edecektir.

Bu maddede ise bir tarafın listeye kaydettirdiği sulak alanın hudutlarını daraltması veya tamamen kaldırması durumunda, aynı ya da farklı bir yerde benzer özelliklere sahip sulak alanlar oluşturarak kaybın telafi edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

3- Taraflar, sulak alanlar ve içerisindeki bitki ve hayvan toplulukları hakkında araştırma yapılmasını, bilgi ve yayınların değişimini teşvik edeceklerdir.

Bu maddede, sulak alanlar ve içerisindeki canlılar hakkında araştırma yapılması, elde edilen bilgilerin paylaşılması ve bu sayede koruma çalışmalarının geliştirilmesi hedeflenmektedir.

4- Taraflar, uygun sulak alanların yönetimi yoluyla su kuşları popülasyonlarının artırılması için çaba göstereceklerdir.

Bu maddede ise tarafların uygun sulak alanların yönetimiyle su kuşlarının popülasyonlarını artırmak için çalışmalar yapmaları gerektiği belirtilmektedir.

5- Taraflar, sulak alanların araştırma, yönetim ve muhafazasında yetenekli personelin eğitimini geliştirmeli ve bu alanda çalışanların bilgi ve becerilerinin artırılmasını sağlamalıdır. Bu amaçla, eğitim programları düzenlenmeli ve teknik uzmanlarla işbirliği yapılmalıdır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Ekolojik Ayak İzi

Sulak alanların korunması, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel bir sorundur. Bu nedenle, tüm dünya ülkelerinin sulak alanların korunmasına katkıda bulunması gerekmektedir. Sözleşmesi de bu amaca hizmet etmektedir ve ülkelerin sulak alanların korunması için ortak bir platform oluşturmalarına yardımcı olmaktadır. Türkiye’nin de bu sözleşme kapsamında çalışmalarını sürdürmesi, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımı açısından büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, Ramsar Sözleşmesi’nin sulak alanların korunması ve yönetimi açısından büyük bir önemi vardır. Türkiye’nin de bu sözleşme kapsamında çalışmalarını sürdürmesi, ülkenin sulak alanları ve biyolojik çeşitliliği açısından büyük bir kazanım olacaktır.

Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi ve Sulak Alanlar

Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi, yaban hayatının korunması, doğal yaşam alanlarının muhafaza edilmesi ve uluslararası işbirliğinin artırılması amacıyla 1971 yılında kabul edilmiştir. Bu sözleşme, sulak alanların da korunmasına yönelik hükümler içermektedir.

Sulak alanlar, içinde tatlı su bulunan ve yaşamın çeşitli şekillerini destekleyen ekosistemlerdir. Bu alanlar, göller, sulak çayırlar, deltalar, bataklıklar, nehirler ve sulak ormanlar gibi farklı tiplerde olabilir. Sulak alanlar, hem yerel hem de küresel çapta önemli biyolojik çeşitlilik ve ekolojik işlevlere sahiptir.

Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi’nin 4. maddesi, sözleşmeyi imzalayan tarafların sulak alanların korunmasına yönelik yükümlülüklerini belirtmektedir. Bu yükümlülükler arasında sulak alanların ve kuşların korunması, inzibati tedbirlerin alınması, sulak alanların yönetimi yoluyla su kuşu popülasyonlarının artırılması ve sulak alanlar hakkında araştırma yapılması yer almaktadır.

Sulak alanların korunması, sadece biyolojik çeşitliliğin korunması için değil aynı zamanda insanların geçim kaynakları ve su kaynakları için de büyük önem taşımaktadır. Sulak alanlar, tarım, balıkçılık, turizm ve su kaynakları gibi farklı alanlarda kullanılmaktadır.

Türkiye, 1993 yılında imzaladığı Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi ile sulak alanların korunmasına yönelik uluslararası taahhütlerde bulunmuştur. Türkiye, sulak alanların korunması konusunda çeşitli projeler yürütmekte ve sulak alanların yönetimi için çeşitli kurumlarla işbirliği yapmaktadır.

Sonuç olarak, Tabiatı Koruma Alanları Sözleşmesi, sulak alanların korunması için önemli bir uluslararası anlaşmadır. Sulak alanların korunması, biyolojik çeşitliliğin muhafazası, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve insanların geçim kaynakları için büyük önem taşımaktadır. Türkiye, bu sözleşme kapsamında sulak alanların korunması için çeşitli projeler yürütmekte ve uluslararası işbirliği yapmaktadır.

Türkiye Ramsar Alanları

Türkiye’de 86 sulak alan bulunmaktadır. Ramsar sözleşmesinin imzalanması ile ülkemizde bulunan bazı sulak alanlar Ramsar Alanı olarak ilan edilmiştir. Ülkemizdeki sulak alanların 14 tanesi Ramsar alanı olarak tescillenmiştir. Ayrıca 59’u Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan ve 13’ü Mahalli Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescil edilmiştir.

Türkiye Ramsar Sözleşmesi Ramsar Alanları Haritası
Türkiye Ramsar Alanları Haritası
  1. Göksu Deltası – Mersin – 13 Temmuz 1994
  2. Burdur Gölü – Burdur – 13 Temmuz 1994
  3. Seyfe Gölü – Kırşehir – 13 Temmuz 1994
  4. Manyas Gölü (Kuş Gölü) – Balıkesir – 13 Temmuz 1994
  5. Sultan Sazlığı – Kayseri – 13 Temmuz 1994
  6. Kızılırmak Deltası – Samsun – 15 Nisan 1998
  7. Akyatan Lagünü – Adana – 15 Nisan 1998
  8. Uluabat Gölü – Bursa – 15 Nisan 1998
  9. Gediz Deltası – İzmir – 15 Nisan 1998
  10. Meke Gölü – Konya – 21 Haziran 2005
  11. Yumurtalık Lagünleri – Adana – 21 Haziran 2005
  12. Kızören Obruğu – Konya – 2 Mayıs 2006
  13. Kuyucuk Gölü – Kars – 2 Nisan 2009
  14. Nemrut Kalderası-Bitlis-31 Ocak 2003
Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Yeraltının Derinliklerine Uzanan Mimari; Derinkuyu Yeraltı Şehri

Ramsar Sözleşmesi ile ilgili çalışmalar Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

1. Göksu Deltası

Göksu Deltası, uygun iklim koşulları sahip olmasıyla, farklı habitatları ve zengin besin varlığı ile farklı türlerde çok sayıda su kuşuna üreme, beslenme, kışlama ve konaklama olanağı sağlamaktadır. Türkiyenin Ramsar Sözleşmesine göre uygulanmış ilk Ramsar alanıdır.

Göksu Deltası

2. Burdur Gölü

Burdur Gölü, gölde görülen kuş varlığı yönünden Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından birisidir. Gölde 85 kuş türü tespit edilmiştir. Gölde tespit edilebilen 85 kuş türü varlığı ile ‘Ornitoloji Turizmi’ kapsamında, kuş gözlemciliğine son derece elverişli bir konuma sahip olma özelliği taşımaktadır ve su kuşlarına üreme, beslenme, kışlama ve konaklama olanağı sağlamaktadır.

Burdur Gölü

3. Seyfe Gölü

Seyfe Gölü içinde binlerce kuşun kuluçkaya yattığı farklı boyutlarda birçok sayıda adacık bulunmaktadır. Su kuşlarına üreme, beslenme, kışlama ve konaklama olanağı sağlamaktadır. Göl çevresinde bulunan stepler, nesli tehlikede olan kuş türlerine beslenme ve üreme alanı sağlar.

Seyfe Gölü

4. Manyas Gölü

Türkiye’nin en önemli su kuşu üreme ve konaklama alanlarından biridir. Kuş cenneti olarak da bilinen Manyas gölü hakkında daha fazla bilgi edinmek için Kuş Cenneti Milli Parkı: Ödüllü Milli Parkımız adlı yazımızı okuyabilirsiniz.

Manyas Gölü

5. Sultan Sazlığı

Bünyesinde değişik habitatları bulundurmaktadır. Afrika ile Avrupa arasındaki göçmen kuşların kullandığı iki ana göç yolunun kesişme noktası olma özelliğine sahiptir.

Sultan Sazlığı

6. Kızılırmak Deltası

Türkiye’nin en geniş alanına sahip olup, ekosistem açısından en zengin sulak alanlarından biridir. Karadeniz Bölgesi’nin en büyük sulak alanı olma özelliğine sahiptir.

Kızılırmak Deltası

7. Akyatan Lagünü

Türkiye’nin en büyük lagün gölüdür. Farklı habitatları içerisinde barındırmaktadır.

Akyatan Lagünü

8. Uluabat Gölü

Bünyesinde farklı ekosistemler bulunur. Türkiye’nin en geniş nilüfer yatakları ve sazlıkları bu göl etrafındadır.

Uluabat Gölü

9. Gediz Deltası

İçerisinde farklı su ekosistemlerini bir arada bulunduran geniş bir sulak alandır.

Gediz Deltası

10. Meke Gölü

Kalderanın içinde acı bir göl bulunmaktadır. Bu gölün varlığı sebebiyle eşine az rastlanır, nadir ve değerli bir krater gölüdür.

Meke Gölü
Meke Gölü

11. Yumurtalık Lagünleri

Yumurtalık Lagünleri denizle ve birbirleriyle bağlantılı olarak çok sayıda bulunan lagünlerden oluşmuştur. Nesli tükenme tehlikesi altında olan canlılara kışlama zamanında ev sahipliği yapmaktadır.

Yumurtalık Lagünleri

12. Kızören Obruğu

Karstik bir sulakalandır. Obruk kuşlar için önemli barınak ve yuvalama alanı oluşturur. Alanda endemik olan ve tükenme tehlikesi altında olan Bern Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınmış 9 bitki türü bulunmaktadır.

Kızören Obruğu

13. Kuyucuk Gölü

Afrika-Avrasya göç yolu üzerinde bulunmaktadır . Oldukça geniş kuş çeşitliliğine sahiptir.

Kuyucuk Gölü

14. Nemrut Kalderası

Yaklaşık olarak 10 kilometrelik alana sahip olmasıyla dünyanın en büyük kraterlerindendir ve üzerindeki krater gölü, dünyanın en büyük ikinci kaldera gölü olma özelliği taşımaktadır. Alanda endemik bitki türleri mevcuttur.

Nemrut Kalderası

Ramsar Alanları hakkında daha fazla bilgi için yazılarımızı takipte kalın.

Kaynakça:

  1. Beyazıt, I,. (2004). Kızılırmak Deltasının Zamansal Kıyı Değişiminin Coğrafi Bilgi Sistemleri Ve Uzaktan Algılama Yöntemleri İle Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
  2. Erişim Adresi: https://docplayer.biz.tr/57674651-T-c-yildiz-teknik-universitesi-fen-bilimleri-enstitusu.html
  3. url1. http://www.tukcev.org.tr/ramsar-alanlari
  4. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Sulak Alanlar Yayını
  5. Erişim Adresi: http://www.turkiyesulakalanlari.com/wp-content/uploads/sulak-alanlar-kitab%C4%B1-bask%C4%B1-onay%C4%B1-i%C3%A7in.pdf
  6. url 2. http://www.turkiyesulakalanlari.com/wp-content/uploads/SYP_rehberi.pdf
  7. url 3. https://www.habervakti.com/gundem/ramsar-alani-nedir-h87824.html

PEYZAJ MİMARI Peyzaj Mimarlığı Yüksek Lisans Öğrencisi

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (4)

  1. Çok iyi bir yazı

  2. 10 Ocak 2022

    Elinize sağlık çok yararlı bir çalışma olmuş.

  3. 17 Şubat 2021

    Yararlı olduysa ne mutlu 🙂

  4. Teşekkürler güzel çalışma 👍

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir