Antik Yunan Mimarisi: Assasin’s Creed Odyssey Üzerine İnceleme
  1. Anasayfa
  2. EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Trendlerdeki Yazı

Antik Yunan Mimarisi: Assasin’s Creed Odyssey Üzerine İnceleme

0
Reklam Sponsoru

Mitolojik tanrılara adanmış kentler, mermer işçiliğinin en güzel örnekleri ile donatılmış mimari yapılar… Antik Yunan’ın ölümsüzlüğünü simgeleyen zeytin ağaçları; tutkuyla yapılmış heykellere adanmış mekânlar…

Bu yazımızda İyonya Adaları’nda geçen, Homeros’un Odysseia eserinden ilham almış, tarihten ve arkeolojik kazılardan Antik Yunan’ın en ihtişamlı dönemini kurgulayarak dönemin günlük yaşantısını, kültürünü ve mimarisini dijital ortamda bir araya getiren “Assasin’s Creed: Odyssey” video oyunu üzerinde, dönemin en önemli sayılabilecek yapıları olan tapınakları, içerisinde bulunduğu peyzajı ile ele almaya çalışacağız.

Tapınakların mimarisini oyun içi görseller ve günümüzdeki görünüşleri ile karşılaştırmalı olarak incelemeye başlamadan önce, dönemdeki önemli birkaç noktadan bahsetmek Antik Yunanistan’ı daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Öncelikle Antik Yunanistan olarak bölümlenen tarihi zaman diliminin genel olarak Roma İmparatorluğu’ndan önceki dönemler olarak değerlendirildiğini bilmek gerekir. Antik Yunanistan’dan bahsedildiğinde, günümüz Yunanistan toprakları ile Küçük Asya da olarak bilinen Anadolu toplumlarının yaşadığı uygarlıkların, Arkaik dönem (MÖ 756) ile Roma işgalinin gerçekleştiği MÖ 146 tarihleri arasında hüküm sürdükleri bölgeden söz edilmektedir.

Batı medeniyetlerinin kültürünü oluşturan, demokrasinin temellerinin atıldığı yer olarak bilinen Yunan şehirlerinde büyük filozofların yaşadığı, çok tanrılı dini inancın hâkim olduğu topraklarda toplumun sınıflara ayrıldığı bilinmekte. Bu izler Avrupa’yı etkisi altına alan Rönesans ve Neoklasisizm akımlarında görülür.      

Antik Yunan kentlerinin nirengi noktaları olan Akropolisler kent merkezlerini oluşturan en önemli bölgelerdi. Kentlerin yüksek yerlerinde, hisarlar içerisine inşa edilen tapınaklar, hazinedarlıklar ve çeşitli yönetim yapılarının bulunduğu büyük bahçeler; birbirinden eşsiz heykellerle bezenmiş Akropoller kent peyzajını oluşturmaktaydı.

Antik Yunanistan’ın Dünya kültürüne en büyük katkı sağlayan en önemli mimari yapıları şüphesiz ki Tapınaklar ve Tiyatrolardır. Mitolojik tanrılara adanmış tapınaklar, oyunların sergilendiği ve devlet kararlarının alındığı tiyatroların günümüze kadar ulaşan birçok örneği bulunmakta. Tanrıların evi olarak görüldüğünden dolayı en ince işçiliklerin sergilendiği 5 tapınağı “Assasin Creed: Odyssey” video oyunu üzerinden görseller ile inceleyeceğiz.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Rüzgar Perdesi Olarak Kullanılabilecek 10 İbreli Ağaç ve Özellikleri

1. Athena Tapınağı

Yunan mimarisinin en büyük eseri olarak kabul edilen ve Athena’ya adanan Parthenon Tapınağı Antik Yunan’dan günümüze ulaşabilmiş yapılar arasında en ünlüsüdür.  MÖ. 5. Yüzyılda inşa edilen tapınak, dönemin en ihtişamlı merkezi olan Atina Akropolisi’nde yer almaktadır. Akropoller özellikle Klasik Yunanistan döneminde şehirlerin en önemli bölgeleriydi. Genellikle tepe üzerlerine inşa edilen Akropollerde tapınaklar, hazinedarlıklar ve devlet işlerinin yürütüldüğü çeşitli kurumlar da yer alırdı.

Parthenon isminin Athena Parthenos’un kült heykelinden geldiği düşünülmekte. Athena Tapınağı’nın mimarı olan dünyaca ünlü heykeltıraş Fidias tarafından altın oran kullanılarak yapılmış olan heykel Athena’nın saflığını simgelemektedir. Tanrıça Athena’ya adanmış tapınak mimarisine ve sanatına hayran kaldığımız bir tutku eseridir.

Dor üslubu kullanılarak inşa edilen Athena tapınağının dış cephesinde kullanılan heykeltıraşlık Yunan sanatının en yüksek noktası olduğu düşünülür. Dünyanın en büyük kültürel anıtlarından biri olan Parthenon, Antik Yunan’ın ve Atina demokrasisinin de sembolüdür.

Akropoller mimari yapılarını kuşatan genellikle simetrinin hâkim olduğu peyzaja sahipti. Oyun içi görsellerde de görüldüğü üzere; Antik Yunan agoralarına(toplanma yeri, halk meydanı) oldukça önem verilirdi. Bu kentsel meydanların odak noktalarını su ögeleri ve arkadlı yapılar oluşturmaktaydı. Bahçe düzenlemelerinde dönemin en güzel işçiliklerinin sergilendiği sütunlara ve mitolojik heykellere mutlaka yer verilirdi. Birbirine paralel kullanılan Akdeniz servileri, soliter olarak kullanılan çınarlar ve eksik edilmeyen zeytin ağaçları Yunan bahçe sanatının vazgeçilmezlerinden yalnızca bir kaçıdır.

2500 yıldır değişen kentine tanıklık eden Atina Akropolisi şehrin neresinde olursanız olun bütün dikkatinizi çeker. İnşa edildiği yıllarda yöre halkının antik tanrılara taptığı yer olan Athena Tapınağı 1987 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası listesindedir, aynı zamanda Atinalıların dünyaya verdiği antik çağ ruhunun, kültür, sanat ve mimari girişiminin sembolü olmaya devam etmektedir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Fırat’dan Dicle’ye Mezopotamya Mimarisi

2. Apollon Tapınağı

Apollo Epicurius Tapınağı, Antik dönemde Arkadya’nın topraklarında güneş tanrısı Apollon için M.Ö. 5. yüzyılın ortalarına doğru, Mora dağlarının yükseğine inşa edilmiştir.

Yapısını iyi bir şekilde korumuş olan, arkaik izler taşıyan dor sitilinde inşa edilmiş mimariye sahip tapınak en eski Korint başkentine tanıklık etmiştir. Her ne kadar Antik dönem merkezlerinden uzak olsa da olağandışı özellikleri sebebi ile en ünlü tapınaklardan birisidir. Tapınağı sıra dışı yapan sütunların standardı olan dizilimi doğu-batı doğrultusu yerine kuzey-güney yönünde tercih edilmiş olmasıdır. 1986 yılında UNESCO, Dünya Mirası listesine ekleyerek tapınağı koruma altına almıştır.

3. Poseidon Tapınağı

Atina altın çağında Parthenon ile aynı dönemde inşa edilen Poseidon Tapınağı deniz tanrısı Poseidon’a adandığından dolayı denize hakim konumlandırılmıştır. Tapınağın Atinalıların askerlerini savaşa uğurladığı, gemilerin yolunu gözledikleri tepede olması mimarisinin doğasına uygun tasarlandığını göstermekte. İklim şartları gereği rüzgâr şiddeti hesap edilerek yapının dayanması için dor sütunlar daha dik inşa edilmişler.

Sounio’da bulunan tapınak, deniz tanrısına adanmış ibadet yeri olmasının yanı sıra Attika’nın ucu olduğundan dolayı dönen denizcilerin evlerinde olduklarının bir göstergesiydi. Atina’ya araçla bir saat kadar uzaklıkta bulunan Poseidon Tapınağı, bugün arkeoloji alanı ziyaretinden daha fazlası, beyaz mermer sütunların gölgesinde masmavi denizi plaj olarak kullanılmakta.

4. Hephaistos Tapınağı

Hephaestus Tapınağı, Yunanistan’ın başkenti Atina’da bulunan bir Antik Yunan tapınağıdır. Dünya’nın en iyi korunmuş Antik Yunan tapınağı olan Hephaestus Tapınağı Antik Yunan Agorasına yakın olan zamanında birçok dökümhanenin ve metal işçiliğine ait atölyelerin bulunduğu bir bölgede inşa edilmiştir.

Agoreos Kolonos tepesinin üzerinde yer alan tapınak ateşler tanrısı Hephaestus’a (Yunan mitolojisinde Zeus ile Hera’nın oğlu, Tanrılar ve kahramanlar için demircilik zanaatıyla uğraşan, silahlar ve zırhlar üreten ateşler tanrısı.) adanmıştır. Dorik (Sütun, form olarak daire kesitli, ince-uzun, tek parça ya da parçalı, kaide, gövde ve başlık kısımları olan taşıyıcı mimari öğedir.) bir peripteral (Peripteros ya da Peripteral tapınak, çevresi sütunlarla çevrili bir çeşit antik tapınak çeşidi.) tapınaktır.  

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Hassett Park: Doğanın Kıvrımları Tasarım Ile Buluşuyor

Yüzyıllar boyunca hırsızlar ve yağmacılar tarafından büyük ölçüde zarar gören frizleri ve süslemelerine rağmen sütunlarını ve orijinal çatısının çoğunu hala korumaktadır. Tam olarak ne zaman dönüştürüldüğü bilinmemesine rağmen MS. 700 civarında tapınağın, Saint George’a adanmış bir Hristiyan kilisesine dönüştürülmüş olduğu düşünülmektedir.

5. Zeus Tapınağı

Olympos tanrıların babası olarak bilinen Zeus’a adanmış olan Olympos Zeus Tapınağı Atina’da inşa edilmiştir. Antik döneminin en büyük tapınağını inşa etmek isteyen Atinalı tiranların yönetimi sırasında MÖ. 6. yüzyılda başlamış ancak MS. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus’un hükümdarlığı döneminde tamamlanabilmiştir. 104 sütun içeren devasa tapınak döneminde Yunanistan’ın en büyük tapınağı olarak ünlenmiş ve aynı zamanda antik dönemin en büyük kült heykellerinden birisine ev sahipliği yapmıştır.

Fakat tapınağın ihtişamı kısa sürdü. Tamamlandıktan bir yıl kadar sonra barbar işgali sırasında yağmalandı. Harabe hâlde kalan tapınak bir daha hiçbir zaman onarılmadı ve kaderine terk edildi. Öyle ki Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra tapınağın kalıntıları yüzyıllar boyunca kentin diğer inşaatlarında kullanıldı. Tahribata rağmen 16 sütunu da içeren tapınağın bir kısmı günümüze kadar ulaşarak önemli arkeolojik alanlar arasında yer almaya devam etmektedir.

“Acele edip bu tapınağı bitirmezlerse Zeus çok kızacak!”

Kassandra, MÖ 420
(Troya Kralı Priamos ve Hekabe’nin en güzel olduğu rivayet edilen kızıdır.)

❝Kent ve doğa gözlemlerini yazarak Dijital & Analog fotoğraflamayı seven bir Peyzaj Mimarı ❁❞

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir