Hızlı Git
Dünyamız, yaklaşık 4.5 milyar yaşında. Güneş sisteminde yaşamın olduğu bilinen tek gezegen ve milyonlarca yıldır da canlılara ev sahipliği yapmakta. Bu ev sahiplerinin içinde kuşkusuz en hızlı tüketen ve olduğu yeri değiştirmeye meyillisi: insanlar.
Temel ihtiyaç olan barınma için insanlar yüzyıllar boyu dünyanın dört bir yanını kullanmış; besinin, suyun ve güvenliğin olduğu her noktada yerleşim de yapılmıştır. Çeşitli sebeplerle bu yerleşim noktaları yetmemiş ve yer değişiklikleri yaşanmıştır. Hatta öyle ki bazen boşalan evlere dönen hiç olmamış.
Gezegenin dört bir yanında çeşitli sebeplerle terk edilmiş şehirleri gezelim.
Pripyat, Ukrayna
En bilinen terk edilmiş şehirle başlayalım. Maalesef günümüzde de adı savaşla anılan Ukrayna’nın Pripyat şehri, 1970 yılında nükleer santral çalışanları için kurulmuş bir yerleşim yeri. Yaşanan facia öncesi nüfusu yaklaşık 50.000’lerde olan bu şehirde 28 Nisan 1986 Çernobil Nükleer Santrali patlamış ve hemen ertesi gün “Atom Bilim Adamları Kenti” tamamen boşalmıştır.
Yaklaşık 100 yıl sonra yeniden insan yaşamına elverişli, sağlıklı bir radyasyon seviyesine inmesi beklenen şehir bugün tamamen terk edilmiş haliyle dikkat çekmekte ve güvenlik önlemleri alınarak turistik geziler düzenlenmekteydi. Ziyaretçilere yönelik en büyük tehdit ise toprakta, ağaçlarda ve binalarda kök salmış radyoaktif tozu.
Bugün hala yaşamın güvenli olmadığı bomboş olan şehir, 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sırasında Rus askerlerinin eline geçmiştir.
Kayaköy, Muğla, Türkiye
Ülkemizden devam edelim. Türkiye’nin birçok şehri tarih boyunca çok katmanlı çok kültürlü bir yapıya sahip. Kayaköy de bunun bir örneği. Fethiye’ye yakın bulunan Kayaköy; Rum sakinlerine ve Hıristiyan halka ev sahipliği yapan ve çoğunluğu taş evlerden oluşan bir kasaba. Yaklaşık 3500 hanelik Kayaköy, yamaçlara kurulmuş ve Livissi adıyla da anılan bir Osmanlı son dönem yerleşimi.
1923’te Yunan-Türk nüfus mübadelesi ile boşalan şehre ise sonradan kimse yerleşmemiş ve bugünkü açık hava turizm merkezi haline gelmiş. Şapelleri, kiliseleri ve bembeyaz taş evleriyle bugün bomboş olan bu kasaba; özellikle turizmin canlandığı yaz aylarında yerli ve yabancı turistler için cazibe merkezi haline gelmiş.
Bir Japon adasındayız. “Savaş Gemisi Adası” anlamında gelen bu ada şehri aslında zengin endüstriyel geçmişe sahip bir yer. Denizaltı kömür madenleri ile tanınan ve Gunkanjima adıyla da anılan Hashima Adası; 1890’da adaya yakın olan deniz dibinde önemli miktarlarda kömür birikimi keşfedilmesiyle dikkat çekti. Aynı yıl Mitsubishi şirketi adayı satın aldı ve kaynak geliştirmeye başladı. 1916’da işçiler için ilk ev inşa edildi. 20. yüzyılın ortalarında en yüksek nüfusuna ulaştı: 5259 kişi. Bir yerleşimde olması gereken tesisler yavaş yavaş adada inşa edilmeye başlandı ve yüz ölçümüne oranla yoğun bir nüfusa ev sahipliği başladı. Nüfusun çoğunluğu işçiler ve onların aileleriydi.
Geçtiğimiz yüzyılın başlarında kömür madenciliğinin giderek azalması ve en sonunda da tamamen tükenmesiyle 1974’te son maden ocağı kapatıldı ve ada boşalmaya başladı. Ada Temmuz 2015 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.
Fakat ada aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nda Güney Koreli mahkumların çalıştırıldığı bir kamp olduğu için Güney Kore hükümeti bu korumaya karşı çıkmıştır.
Craco, İtalya
Neredeyse tamamı bir açık hava müzesi olan İtalya’dayız. Güneyde yer alan bu şehirde yüzyıllar boyunca verimli topraklarda tarım yapılarak yaşanmış ancak 19. yüzyılın ortalarında başlayan bir toprak krizi ve artarda yaşanan depremlerle halk göç etmeye ve kasabayı boşaltmaya başlamıştır. 1960’larda ise tamamen boşalmış ve turizm merkezi olmasının yanı sıra farklı bir işlevle daha hizmete devam etmiştir: Film ve dizilere set.
Orta Çağ‘ın ıssız sokaklarında gezmek bir yana farklı konularda birçok film ve dizi çekmek de oldukça cezbedici.
Doğal afetler ve yetersizlik sebebiyle boşalan kent günümüzde güvenlik önlemleri dikkate alınarak gezilebilecek ve mistik havasıyla da güzel bir set haline gelmiş durumda.
San Zhi, Tayvan
Burası aslında tam olarak terk edilmiş sayılmayabilir, çünkü koca bir şehir kurulmuş ve hiç kullanılmadan, hiç yaşanmadan öylece bırakılıp gidilmiş! Bir tatil beldesi olarak planlanan ve ilgi çekici bir mimari tarz ile 1978’de UFO evleriyle dolan San Zhi kasabası, Doğu Asya’da görev yapan Amerika askerlerine ve elit kesime hitap etmesi planlanarak yabancıların girişine dahi kapatılarak inşaa edildi. Fakat kazalardan intiharlara bir dizi talihsizlik kasaba inşaatının peşini bırakmayınca “Burası Hollandalıların mezarlarının bulunduğu lanetli bir kasaba!” söylentileriyle daha evler sahiplerine ulaşamadan terk edilmiş oldu. Hatta Hollandalıların mezarı söylentisi sebebiyle sahip birçok kişinin yakınına bile gitmediği biliniyor.
UFO binalar, bugün bile ilginç bir mimariye sahipken o yıllarda çok daha cezbedici bir turist destinasyonu oldu. “Geleceğin Harabeleri” adı verilen bu sahil kasabası filmlere de konu oldu.
2008’de yıkım kararı alınan kasabanın 2010 yılında evlerden temizlendiği ve yerine su parkı ve yazlık evler yapılacağı planları elimizdeki en güncel durum.
Doğal afetler ve beşeri sebeplerle dünyanın dört bir yanındaki terk edilmiş şehirler. Yıllar sonra insanlara ikinci kez ev sahipliği yapmak için şu an turistik ve mistik değerlerini koruyor. Yıkıntı ve ürkütücü atmosferin yanı sıra dikkat çeken bir diğer ortak özellik ise insan etkisi ortadan kalktığında doğanın yeniden egemen olması. Bugün kalabalık olan şehirlerimizden gelecekte “Hayalet Şehir” adıyla bahseder miyiz, merak konusu.
- https://www.orangesmile.com/
- wikipedia.com
- Görseller: www.yandex.com