Kökenbilimin araştırmalarına göre dilimize kır manzarası anlamına gelen ve Fransızca ‘’paysage’’ kelimesinden geçen peyzaj, Geç Latince sözlüklerinde ‘’paygus’’ olarak karşımıza çıkar ve döneminde kırsal, taşra gibi anlamlarda kullanılır. TDK’nin yayınladığı Güncel Türkçe Sözlük’te ise kelimenin kır resmi ve bir yerin doğal görünüşü olmak üzere iki anlamı bulunduğunu görürüz.
Peki, tüm bu anlam kargaşası içerisinde peyzaj mimarlığı nedir ve peyzaj mimarları ne iş yaparlar? Bir meslek olarak peyzaj mimarlığının olanakları ve sınırları üzerine örnekler vermeden önce algı ve gerçek hakkında biraz düşünmek yerinde olacaktır. Algı, her zaman ve her koşut için sandığımızdan daha fazla anlamlara gelebilmektedir. TDK tarafından bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak gibi anlamlarla açıklanan kelime; düşünce sistemimizde de derin ufuklara sebebiyet verir. Konuyu karşılaştırmalı ve derinlemesine anlayabilmek için gerçek kelimesinin de tanımını verelim: Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat, aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici, düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan…
‘’Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et’’
Rene Descartes
Rene Descartes’ın bu sözünde gerçeklik algısı ile ilgili değindiği bu güzel nokta bizim de bu konuyla ilgili çıkış noktamız olabilir. Uygun koşullara gelene değin algılanan ‘şey’ kişi için gerçektir zira bu durumda gerçeğin tanımına uygun düşmeyen bir durum yoktur. Biraz daha açmak gerekirse, gerçek kişiye, zamana ve algıya göre değişkenlik gösterir. Uzakta yer alan bir gemiye baktığımızı varsayalım. Gemiyi bir obje olarak oldukça küçük algılamamız olağan bir durumdur fakat biraz yaklaştığımızda aslında devasa bir gemi olduğunun farkına varabiliriz. Yani ışık, uzaklık gibi çevresel faktörlerle geminin rengini ve boyutlarını ilkesel olarak saptayamayabiliriz veya aslında dikdörtgen yapıda olan bir nesneyi kare algılayabiliriz. Yani geminin yapısal boyutlarını algılayacak uygun mesafesinde olana kadar o gemi kişi için kare formundadır ve bu kişinin gerçeğidir. Yani bu fikre göre algıların o kişiyi yanıltmasından değil, nesnenin o şekildeki algılanış biçiminin algılayan kişinin gerçekliği olduğundan söz edebiliriz. ‘’Gerçekler yoktur, kararlar vardır.’’ denilebilir. Yani gerçeklik öznel kararların oluşturduğu ve değişken bir algının ürünüdür fakat toplumların yaşamın birlikteliğinden doğan kaygılarından dolayı ortak bir bilinç ve bilinç dışı oluşturma çabası vardır ki, bunu toplumbilimde sıklıkla görürüz. Yazının devamında gerçekliği bu biçimde yeniden düşünüp peyzaj mimarlığı disiplinini ve sınırlarını ”yeniden düşünelim”.
‘’Land Art’’ Üzerine
1960’lı yılların sonuna doğru Amerika’da ilk örneklerini görmeye başladığımız Land Art, döneminin galerilerine hapsolmuş sanat algısını yerle bir ederek yeni bir bakış geliştirmiştir. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi, modernist hareketin zayıflaması ve post modernist dönemin bir getirisi olarak karşımıza çıkan Land Art, ticarileşen sanat geleneğine karşın sanatı galeriden çıkarması ve doğa, insan, yaşam gibi konuları daha özgür bir bakışla sunmasıyla ünlenmiştir. ‘’Land Art sanatçılarının çöllerde, taş ocaklarında, uçsuz bucaksız arazide, terk edilmiş madenlerde, dağlık zirvelerde gerçekleştirdikleri çalışmalar, bir yandan sanatın tanım ve uygulanışında artık tüm sınırların aşılarak sanatta yeni anlamlar yüklendiği, diğer yandan da mekân anlayışının giderek sonsuza açıldığını göstermektedir.’’ (Gedik, 1999)
Land Art; sanata, peyzaj mimarlığına, doğaya, felsefeye bütüncül bir bakış açısı getirerek mekânsal tasarıma özgün bir boyut kazandırmıştır. Hem sanata hem peyzaj tasarıma yeni bir bilinç getiren akım, zamanla peyzaj mimarlığının işlevsel konularla ilgili çevreye müdahale edimlerine ek olarak soyut bir bilince, kavramsal bir bakışa ve eleştirel bir tavra ulaştırmıştır. Bir diğer değişle mekanların işlevine ek olarak fikirleri ve nüveleri hakkında düşündürmeyi sağlamıştır. O halde peyzaj mimarlığını sanat ve düşünce kapsamında ”yeniden düşünelim”.
Sınır Kavramı Üzerine
Maleviç’in Siyah Kare’si sınır kavramı üzerinde düşünmek için oldukça iyi bir başlangıç olacaktır. Bu çalışma özelinde sınır algımızı oluşturan kısım tam olarak neresidir? Siyah karenin kenar çizgisi mi yoksa yer aldığı beyaz çerçeve mi? Belki farklı bir bakış açısı geliştirilip bu ikisinin birbiriyle ilişkisi de diyebiliriz sınır algısını oluşturan ögeye. Peki, bunu mekanlar için nasıl düşünebiliriz? Sınırlar, ne kadar var? Peyzaj mimarlığı disiplininde ne kadar önemli bir yerde duruyor? Peyzaj mimarlığında ilk bakışta Siyah Kare’deki kadar keskin bir sınır görmeyiz zira baktığımız yer genellikle kamusal alanlar, sokaklar, otobüs durakları gibi yerlerdir. Ancak kenti biraz daha deneyimledikten sonra insanların rastgele gruplar halinde yaşamadığını daha net anlayabiliriz. Kentler, mahalleler ve hatta sokaklar özelinde bir takım sosyal sınırlar olduğunu görebiliriz. Çeşitli nedenlerden dolayı sosyal normların değiştiği veya dönüştüğü yerler farazi bir sosyal sınır arazisi çıkarır. Kentlerdeki sınır öğelerinin her biri aslında mekan algımızı oluşturmaktadır. Herhangi bir toprak parçasının dört yanını çitle çevirdiğimizde, içerisi ve dışarısı olmak üzere iki mekan tanımlarız aslında. Sınır, ister fiziki olsun ister sosyal, bu örnekteki çit gibi tanımlama yapmamızı sağlar bu nedenle peyzaj mimarı için önemli olan tasarım kararlarından biri de sınırlar ile ilgili verdiği kararlardır. Çünkü sınırı netleştirebilir ya da bulanıklaştırabilir. O halde peyzaj mimarlığı ve sosyokültürel sınırlar hakkında ”yeniden düşünelim”’.
Görülen o ki peyzaj mimarlığı uçsuz bucaksız bir meslek dalı. Sanatla, felsefeyle, insanla, doğayla, teknik bilgiyle, el çizimiyle bezenmiş pek çok farklı potansiyel dalı barındırıyor kendi içerisinde ve her bir peyzaj mimarı farklı bir derinlik katıyor disipline. O halde peyzaj mimarlığı üzerine bir daha ”yeniden düşünelim”.
Kaynakça
- Rene Descartes İllüstrasyon, Morales de los Ríos
- Rene Descartes, Meditasyonlar, 1640-41
- Seçkin Aydın, Sanatta, Modernist İdeolojinin Reddi ve Ekolojist Bir Yaklaşım Olan Land Art Bağlamında İki Sanatçının Karşılaştırılması; Richard Long ve Michael Heizer, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi
- http://cementeclipses.com/Works/landart-lapinjarvi-finland/
- https://bigumigu.com/haber/kumsalda-arazi-sanati/
- http://doublenegative.tarasen.net/double-negative
- https://www.piartworks.com/artists/36-mehmet-ali-uysal/works/9403-mehmet-ali-uysal-skin-2-2010/
- https://www.piartworks.com/artists/36-mehmet-ali-uysal/works/9435-mehmet-ali-uysal-paper-boat-2017/