Hızlı Git
İskandinav tarzı dekorasyon; basit, sade ve çarpıcı bir etki yaratan tasarıma sahip olan eşyaların bir araya gelmesi ile oluşturulan dekorasyon tarzıdır. Genel özelliği nötr renkleri, doğal malzemeleri ve üzerinden barındırdığı doğa unsurlarıdır. Bu tarzın ana vatanı adı üzerinde İsveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka’nın olduğu İskandinav ülkeleridir. Bu ülkelerde ortaya çıkmış olan “İkea” markası adı altında tüm dünyaya yayılmış, tarzdan öte bir dekorasyon kültürü, yaşam biçimi ve felsefesi haline gelmiştir. İkea’nın tasarımcı mimarlarından biri olan Craig Ritche bu İskandinav tarzını 3 kelime ile çok güzel tarif etmiştir; “kullanışlılık, sadelik ve güzellik.”
Bu yazıda size İskandinav tarzın çoğunlukla genel özelliklerinden, iç ve dış mekanlarda kullanımından bahsedeceğim.
İskandinav Tarzın Kökenine Bakacak Olursak…
İskandinav tarzının çıkışına bakıldığı zaman, ortaya çıktığı ülkelerin özellikle coğrafi konumları etkilidir. Kuzey kutbuna yakın oldukları için soğuk iklim etkisi altında olan ülkeler, neredeyse yılın dörtte üçü kış mevsimini yaşamaktadır. Kesintisiz kar yağışından dolayı kar örtüsü dağlardan şehir merkezlerine kadar olan tüm alanlarda yaz aylarına kadar erimez. Ayrıca İskandinav ülkeleri çok büyük yüz ölçümlerine sahip çam ağacı ormanlarına sahip ülkelerdir.
Tüm bunları düşündüğümüzde o ülkelerdeki insanların yaşam felsefelerini anlamak zor değildir. Uzun süren kış mevsimlerinde insanların ihtiyaç ve istekleri, sıcak ve rahat bir ortam sahibi olmaktır. Günümüz İskandinav tasarımlarında renkten, kullanılan malzemenin doğallığından ve tasarımın minimal çizgilerinden bu tarzın sadeliğinin oluşturduğu farkı anlayabiliriz.
Bu akım için bir nevi “Az çoktur.” felsefesini benimsemişlerdir diyebiliriz.
Tarihsel Gelişimi
Bu tarz ilk olarak 1930 yılında İsveç‘te düzenlenen bir fuarda ortaya çıkmıştır. İskandinav tasarımcıların sahip oldukları becerilerini tasarımla harmanlayıp, zarifliğini ve güzelliği kaybetmeden, işlevselliği arttıracak yeni bir tarz meydana oluşturmuşlardır. Zamanla tasarım kendisini daha geliştirmiş ve 1950 yılına gelindiğinde bu tasarım ekolü, günümüzde bildiğimiz ve dekorasyon sitelerinde, dergilerinde sıkça gördüğümüz hale gelmiştir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de İskandinav tarzı mobilya ve ev dekorasyonunu sektörünün lideri İkea markasıdır.
İskandinav Tarzını Sevenler için İpuçları
- İskandinav tarzında kullanılan temel renkler açık ve doğal tonlardır. Beyaz ve gri en sık tercih edilen renklerdendir. Beyaz rengin sıklıkla tercih edilmesinin sebebi gün ışığını absorbe etmeden yansıtması ve ortamı daha aydınlık göstermesidir.
- Bu tarzda zeminler büyük halılarla kapatılmaz. Ahşap yüzeyler görünmelidir. Genellikle küçük kilim ve yolluklar kullanılır.
- Bu tarzda doğallık ön planda olduğu için ahşap materyalin kullanımı ön plandadır. Odunu değerli ve kaliteli, işlemesi kolay ve kendiliğinden doğal desenli olan çam, kayın, huş gibi ağaçlardan yararlanılır. Duvarda, zeminde, tavanda, mobilyalarda sıkça kullanılır.
- Ahşabın yarattığı sert görünüşü yumuşatmak için koyun postu, peluş gibi materyallerden yararlanılır.
- Bu tarzda göze çarpan diğer bir detay ise düzgün çizgiler kullanılmasıdır.
- İskandinav ülkelerinde genellikle evler küçük inşa edilir. Bunun nedeni evin sıcaklığını ve samimiyetini arttırmaktadır. Bu da tarzın minimal sayıda eşya kullanmasını ve bu şekilde dekore edilmesini sağlar. Ülkemize baktığımızda çoğu apartman dairesi bile İskandinav ülkelerindeki evlerden daha büyük metrekareye sahiptir. Bu durum bizlerin daha çok eşya kullanmasına olanak sağlasa da İskandinavya’da durum bunun tam tersidir. Dağınıklık ve fazlalık yapan eşyalar bu tarzda kullanılmaz. Dekorasyonu tamamlarken de etrafta dekor amaçlı kullanılacak olan objeler olabildiğince basit seçilir ve az sayıda kullanılır.
- Duvarlar genellikle boş bırakılır. Kullanılacak olan objeler de minimal ve karmaşık olmayan desenlerden seçilir.
- Güneş ışığını olabildiğince içeri almak için genellikle geniş pencereler tercih edilir.
İskandinav tarzında kullanılan bitkiler
1. Ficus elastica
Diğer adı Kauçuk Çiçeği olan bu iç mekan çiçeği İskandinav tarzda en sık kullanılan bitkilerden biridir. Yaprak kabuklarından plastik madde yapımında yararlanıldığı için bu adı alan iç mekan bitkisinin dekoratif ve farklı görünüşü ilgi çekicidir. Yaprakları; bitkinin kendisinden daha büyük olabilir. Çoğu koşula karşı dayanıklı olduğu için kolay kolay ölmez.
2. Drecena Luxe
Bakımı kolay, susuzluğa dayanıklı, gölgeye dayanıklı bir bitki olduğu için bakımı oldukça kolaydır. Tek dikkat edilmesi gereken nokta koyulacak olan yerin havadar olması gereklidir. Kolay kolay yaprak dökmez.
3. Monstera deliciosa
Her daim yeşil olan bu bitkinin diğer bir bilinen adı Deve Tabanı’dır. Gösterişli, şekilli ve büyük yaprakları sayesinde diğer iç mekan bitkilerinden kolayca ayrılır. Çok yüksek ve çok düşük sıcaklıklardan kötü etkilenir. Doğrudan güneş ışığı istemez.
4. Ficus exotica
Benjamin olarak da bilinir. Çok yapraklı, zarif görünüşlüdür. Aşırı susuzluğa, yüksek ve düşük hava sıcaklığına karşı dayanıklıdır. Bu yüzden evlerde sıklıkla tercih edilir. Güneşi sevse de güneş almayan yerlerde de yetişebilir.