Ulaşım ağları günümüzde toplumların gelişmişlik seviyelerini gösteren önemli ölçütlerden biridir. Yaşam kalitesinin artması, insanların ulaşma ihtiyaçlarını arttırmıştır. Artan bu ihtiyaç karşılanırken doğal alanlardan geçen ulaşım ağları buralarda çok ciddi hasarlara sebebiyet vermektedir. Bu tahribatları en az seviyede tutabilmek için yapılması gereken bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bırakın gerekliliğini, daha birçoğumuzun varlığından bile haberi olmadığı bir şey! Yeşil köprüler. Nedir ? Ne kadar gereklidir? Bir peyzaj mimarının görevi midir yeşil köprüleri kurmak? Bu yazımda bu soruların cevabını vermeye çalışacağım.
Ülkemiz zengin bir ekolojiye sahiptir ve doğal alanları oldukça fazladır. Bildiğiniz gibi ulaşım ağları yaban yaşamı habitatlarını ve doğal peyzajları doğrudan etkileyerek habitat parçalanmasına, populasyonların izalasyonuna ve kritik habitatların yok olmasına neden olmaktadır. Araştırmalar yaşanan bu sürecin canlı türlerinin tükenmesinde giderek artan bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Son yıllarda ülkemizdeki karayollarının artışı, bu konu üzerinde ciddi çalışmalar yapmamız gerektiğini göstermektedir. Bu ağlar yaban yaşamı için aşılması güç bariyerler oluşturduğu gibi, türler üzerinde rahatsız edici etkileri olan kimyasal madde, gürültü, ışık gibi faktörlerin vektörel olarak yayılımını kolaylaştırmaktadır.
Ulaşım ağlarının bu olumsuz etkilerine en çok maruz kalan canlılar ise yaban hayatının bireyleridir. Hayatını belirli bir ekosistemde devam ettirmekte olan bu canlılar bir gün çaresizliğe uyanmak zorunda kalırlar. Yaşam alanlarının ortasından geçen bir yol onları su kaynaklarından ve besinlerinden ayırmış izole etmiştir. Kaynaklara ulaşmak isteyen hayvanlar, habitatlarını ikiye bölmüş bu yollardan-ben ölüm çukuru diye tabir ediyorum- geçmek zorundadırlar. Bu geçişler genellikle başarısızlıkla sonuçlanır.
Peki, ne yapmalıyız?
Meslek disiplinimiz konu aldığı peyzaj ekolojisi ve kent dokusu içinde yer alan açık-doğal alanlar, çok çeşitli işlevlerinin yanı sıra aynı zamanda birer yaban hayatı barınağıdır. Bu alanlar genellikle doğada yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri de barındırır. Yaban hayatını yoların olumsuz etkilerinden en az zarar görmelerini sağlamak için ekolojik köprüler (Yeşil köprüler) oluşturmalıdır.
Uzman ekiplerin bu alanlarda yaptıkları araştırmalar sonucu yaban hayatının geçiş güzergahlarına göre ekolojik köprülerin yerleri belirlenmelidir. Tür yoğunluğuna ve canlı cinslerine uygun olarak belirlenen büyüklük ve aralıkta oluşturulacak köprülerle habitatlar arası geçiş bağlantıları sağlanmalıdır. Yeşil köprülerin bitkisel tasarımları yapılırken asla mevcut bitki örtüsünden ayrı düşünmemelidir. Yapılan uygulama orada bir yama etkisi vermemelidir. Yaban hayatını köprüye doğru yönlendirecek bitkisel tasarımlar yapılmalı, bitkisel perdelemeler ile onları güvenli bir şekilde karşıya geçişleri sağlanmalıdır. Yaban hayvanları kendisi için uygun yolu keşfettiklerinde, sürekli bu yolu kullanacak, ulaşmak istediği yaşam alanlarına bu geçitlerden kavuşabilecektir.
Bu konuda dünyada ki örneklere bakacak olursak gerçekten ilerleme kaydetmiş olduklarını görebiliriz. Ülkemiz ise bu aşamada sıfır noktasında değildir fakat daha çok mesafe kat etmesi gerekmektedir. Biz peyzaj mimarlarının üzerine düşen görev yaşadığımız toplumun gelecekteki kaygılarını en aza indirmek için doğal yaşam alanlarının, habitatların, hayvan ve bitki topluluklarının zaman içerisindeki varlıklarını korumak ve sürdürmek için her türlü ince ayrıntıları göz önünde bulundurmaktır.
Sonuç olarak ekolojik köprüler; kilometrelerce uzunlukta ki yollarda çok ince bir detay olarak gözükse de, yaşam alanları bölünmüş olan yaban hayatı sakinleri için varlıklarını sürdürebileceği alanlara ulaşma açısından çok önemlidir. Bu köprüler yapılarak burada yaşayan hayvanlara ellerinden alınan yaşam hakları iade edilmelidir.
Bu konu ile ilgili meslek gruplarına, üniversitelere ve ilgili bakanlıklara yapılacak bilgilendirmeler ile farkındalık oluşturmalı. yeşil köprülerin zorunlu hale getirilmesi için tüm gücümüzle çalışmalıyız. Böylelikle ekosistemleri bölünen doğal yaşamın yaban sakinlerine geleceğimiz için bir iylik yapmış oluruz.
Muhammed TURAN – Peyzaj Mimarı