Hızlı Git
Bu yazımda, ismi söylendiğinde dünyanın hemen her yerinde tanınan önemli mimari yapılara değineceğim. Hem bulundukları ülkelerin hem de türlerinin önemli temsilcileri ve simgeleri olan bu eserleri beraber inceleyelim.
Sidney Opera Binası, Sidney, Avustralya
Okyanus aşırı bir ülke; kıta. Avustralya’nın başkenti zannedilen Sidney’in en ikonik binasıyla başlayalım. 1973’te açılışı yapılan Sidney Opera Binası, hem mimari formda hem de yapısal tasarımda çok sayıda yeniliği bir araya getiren 20. yüzyılın en ünlü mimari eserlerindendir. Sidney Limanı’na doğru uzanan yarımadanın ucunda, benzersiz bir su manzarasında yer alan bu harika bir kentsel heykel, şehir için bir land-mark niteliğindedir.
Sidney Opera Binası, iki ana performans salonu ve bir restoranın çatısını oluşturan, birbirine geçen tonozlu ‘kabuklardan’ oluşan üç gruptan oluşur. Bu kabuk yapılar, geniş bir platform üzerine kurulmuş ve yaya geçitleri olarak işlev gören teras alanlarıyla çevrilidir. Opera Binası, 2007 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir.
Eyfel Kulesi, Paris, Fransa
Dünyanın en ikonik kulesi, en ikonik mimari yapısıyla devam edelim. Estetik değeriyle her zaman tartışma konusu olan kule; 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel’in firması tarafından, Fransız Devrimi’nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Expo 1889 Paris Fuarı’nın giriş kapısı olarak inşa edilmiştir. 300 metre yüksekliğindedir ve yaygın olarak kullanılan çelik yerine demirden yapılmıştır.
Estetik olarak bir utanç lekesi gibi görülen kule, “Demir Bayan” diye adlandırılmış ve 20 yıl sonra söküleceği konusunda anlaşılmıştır. Fakat 20. yılında yani 1909’da, yüksekliğiyle Atlantik ötesi iletişim için uygun olduğu görülmüş ve sökülmemesine karar verilmiştir. 1. Dünya Savaşı’nda kritik bir rol oynamıştır. Bugün en çok ziyaretçi alan yerlerden birisidir.
Burj Halife, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri
Arap Yarımadası’na doğru baktığımızda ise dünyanın en yüksek gökdelenine çıkıyoruz. 828 metrelik yüksekliğe yani. 2010 yılında yapımı tamamlanan gökdelenin 160 katı kullanılabilirdir. Yaklaşık 150. kattan sonrası ise çelik olarak yapılmıştır. Bu da dünyada ilk defa betonarme kütle üzerine çelik konstrüksiyonla devam edilen ilk bina özelliğini kazandırmıştır.
Dünyanın en yüksek gökdeleni olmasının yanı sıra farklı birçok rekoru daha bulunmaktadır; dünyanın en hızlı asansörü, dünyanın en yüksekteki camisi, dünyanın en yüksekteki restoranı, dünyanın en yüksekteki gece kulübü gibi.
Ayasofya Camii, İstanbul, Türkiye
Ülkemize uğrayacak olursak da Ayasofya Camii’ni anmak yerinde olacaktır. İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Ayasofya Camii, tarih boyunca da hep önemini korumuştur. 532-537 yılları arasında İstanbul’un tarihi yarımadasında yer alan, eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir katedral olup 29 Mayıs 1453 yılında Osmanlılar tarafından şehrin fethedilmesiyle, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür.
1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüştür. Ayasofya, 1935-2020 yılları arasında müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsünün iptal edilmesiyle tekrar cami statüsü kazanmıştır. Ayasofya Camii bugün, Hristiyanlar ve Müslümanlar için hem sembolik hem de manevi anlamının yanında, pek çok inanç grubundan insanlar için de turistik ve ruhsal bir çekim merkezidir. 1985 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları listesindedir.
Aziz Vasilis Katedrali, Moskova, Rusya
Rengarenk kubbeleri ve soğana benzer yapısıyla sıklıkla Kremlin Sarayı’yla karıştırılan Moskova-Kızıl Meydanın ünlü katedralidir. 1555 – 1561 yılları arasında Rus Devleti’nin Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazandığı zaferleri kutlamak amacıyla Korkunç İvan tarafından yaptırılmıştır. Değişik şekilde tasarlanmış olan sekiz kubbe, sekiz ayrı zaferi simgelemektedir.
Şekil olarak göğe yükselen bir ateşe benzeyen yapının tasarımının Rus mimarisinde bir benzeri yoktur. Rivayetlere göre bir benzeri daha yapılmasın diye yapan mimarın gözleri kör edilmiştir. Renkleri ve formuyla masalı andıran katedral, 1990 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine girmiş ve günümüzde hala müze olarak ziyaretlere açıktır.
Tac Mahal, Agra, Hindistan
Tac Mahal, Yamuna Nehri’nin sağ kıyısında, Agra Bölgesi’nde yaklaşık 17 hektarlık geniş bir Babür Bahçesi’nde yer almaktadır. Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından eşi Mümtaz Mahal anısına 1632 yılında başlanmış, 1648’de tamamlanmıştır. Bugün bile Hint-İslam mimarisinin en başarılı örneğidir.
İmparatorun eşinin anısına yaptırdığı bu anıt mezar, yemyeşil bahçeler içindeki bembeyaz ve zarif bir şekilde suya yansımasıyla ikonikleşmiştir. 1983 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları listesindedir ve her yıl milyonlarca ziyaretçisi olmaktadır.
Pisa Kulesi, Pisa, İtalya
Dünyanın Eyfel Kulesi ile beraber en ikonik yapılarından biri olan Pisa Kulesi, bitirildiği andan itibaren güneye doğru eğilmeye başlamıştır. Bunun sebebi temelinin yumuşak zemin-kum olmasıdır. Şehir katedralinden ayrı olarak inşa edilmiş çan kulesi; güç ve zenginliğin sembolü olarak tasarlanmıştır.
Bulunduğu zemindeki çökme nedeniyle yıkılma aşamasına gelen İtalya’nın ünlü Pisa Kulesi, 20 milyon sterlinlik bir projeyle kurtarılmıştır. Statik olarak inanılmaz bir denge eseri olan kule bugün Dünyanın 7 Harikası‘ndan biridir. Klişe olarak verilen kuleyi düzeltme-eğme pozu da cabası.
Big Ben, Londra, Birleşik Krallık
Londra’da Westminster Sarayı’nın yanındaki ünlü saat kulesidir. “Big Ben” aslında saat kulesinin çanının adıdır, ancak zamanla tüm yapıyı belirtmek üzere kullanılmıştır. 1859’da tamamlandığından dünyanın en büyük saati olan yapı bugün de en büyük 2. saatidir. 26 Haziran 2012 tarihinde ise, kulenin ismi kraliçenin tahta çıkışının 60. yılı onuruna parlamentonun aldığı kararla “Elizabeth Kulesi” olarak değiştirilmiştir.
Kule, tüm dünyada tanınan ve Birleşik Krallık’ın en önemli simgelerindendir. 1970’ten beri I. Derece koruma altındaki bir binanın ve 1987’den beri UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı’nın bir parçasıdır.
Kubbettü’s Sahra, Kudüs, Filistin
Bugün tüm dünyanın odağında olan Kudüs’te yer alan Kubbettü’s Sahra, İslam mimarisinin bilinen ilk kubbeli eseridir. Sekizgen ve porselen çini duvarlardan oluşan bir yapı üzerine kondurulmuş altından kubbesiyle oldukça tanınan ve kritik bir eserdir. Dinler tarihinde oldukça önemli bir mekan olan Kubbettü’s Sahra, sıklıkla Mescid-i Aksa diye telaffuz edilmektedir. Fark ise şöyledir; mescidlerin olduğu alanın adı “Mescid-i Aksa”, altın kubbeli mescid “Kubbettü’s Sahra”, eski kubbeli mescid “Kıble Mescidi” ve Mescid-i Aksa snıırında kalan duvar ise Yahudiler’in kutsalı Ağlama Duvarı’dır.
Dini önemine bakıldığında ise Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler için de kutsaldır. Hz. Nuh’un gemisi burada karaya oturmuş, Hz. Davud burada tövbe etmiş, Hz. Adem cennetten buraya inmiş, Hz. İbrahim oğlu İsmail’i burada kurban etmek istemiş, Hz. İsa buradaki kaya üzerinde çarmıha gerilmiş ve Hz. Muhammed buradan miraca yükselmiştir. “Tapınak Tepesi” adı verilen tepede yer alan yapının dış duvarında ise Yahudiler için kutsal “Ağlama Duvarı” yer almaktadır.
Sagrada Família, Barselona, İspanya
Bitmeyen kilise, dünyanın en ilginç yapılarından biridir. Mimarı, Antoni Gaudi’nin ani ölümü üzere tamamlanamayan bazilika, 1882’den beri inşaattadır. Gaudi, 1883’te projeyi devralıp yürütürken bir tramvay kazasında hayatını kaybetmiştir. O günden beri yardımseverlerin bağışlarıyla kalkınmaya çalışan inşaatı devam eden bu yapının 2026-2028 yılları arasında bitirilmesi planlanmaktadır.
Bugün hala vinçlerle beraber bir görüntü veren yapı, detaylı ve ince işçiliğiyle dikkat çekmektedir. Ayrıca binanın çizimlerinin ve ilk yapım yöntemlerinin de 19. yüzyıldan kalması nedeniyle günümüz teknolojisine uyarlanması büyük bir zorluktur. Tamamlanabildiğinde 3 farklı yüzyılda da inşaatı devam eden türündeki tek eser olacak olması da bir başka ilginç yanıdır. Antoni Gaudi’nin eserleri başlığında 1984’ten beri UNESCO Dünya Mirasları Listesi‘ndedir.
Kaynakça:
- UNESCO
- www.wikipedia.com
- yandex.com/gorseller