Eski Yunanda Bahçe Sanatı
  1. Anasayfa
  2. Peyzaj Mimarlığı

Eski Yunanda Bahçe Sanatı

0
Reklam Sponsoru

Yunan uygarlığı Akdeniz kıyı bölgesinde ortaya çıkan medeniyetler içerisinde, hızlı gelişimi ve uzun yıllar boyunca varlığını sürdürebilmesiyle batıya örnek olan önemli uygarlıklardan bir tanesidir. Yunan coğrafyasının oldukça dağlık, engebeli oluşu ve devletin uzun yıllar boyunca yer aldığı savaşlar, başta mimari olmak üzere birçok sanat dalının gelişme süresini uzatmış ve doğal olarak bu durum bahçe sanatının da ortaya çıkmasını geciktirmiştir.

Ülkenin o dönemdeki merkezi olan Girit kenti, mimarinin başladığı, şekillendiği ve o dönemin karakterini yansıtan iki önemli saraya sahipti. Knossos ve Mallia Sarayları bahçe örneklerinin verildiği ilk eserlerdir. 1900 yıllarda yapılan kazı çalışmaları sonucunda Girit Adası’nda ortaya çıkarılan Knossos Sarayı’na ait kalıntılar dönemin sanatsal yapıtları hakkında bilgi vermektedir. Labirent şeklindeki sistemin içinde bulunan yapılar saray alanı içerisinde teraslar şeklinde düzenlenmiştir. Merkezinde bir avlu ve etrafında dizilmiş dairelerden oluşan teraslar ve havuzlar günümüze kadar gelebilen ve devrin sembolü olan önemli örneklerdir.

M.Ö. 800 yıllarda ortaya çıkan “Yunan Bahçe Sanatı”nın özellikleri hakkında çok net bilgilere sahip olamasak da Homeros’un eserleri ve Romalı tarihçi Pliny’nin “Doğa Tarihi” isimli kitabından bazı bilgiler elde etmek mümkündür. Uygarlığın Eski Mısır yerleşiminin üzerinde kurulmuş olması ve aynı zamanda bulunduğu coğrafyanın özellikleri nedeniyle Persler, Asurlular, Babilliler, Hintliler ve Mısırlılar ile kurmuş oldukları kültürel, ekonomik ve siyasal ilişkiler doğrultusunda farklı kültürlerin etkisi altında kalmıştır. Yunan bahçelerindeki en büyük gelişme Büyük İskender döneminde yaşanmıştır. Park ve bahçelere yakın ilgisi olduğu bilinen İskender, Asya ve Avrupa kültürünü harmanlamış ve halka açık parklar inşa etmiştir. İskender’in bu anlayışa göre yarattığı şehirlerden biri ”Bahçeşehir Antioch” (Antakya)’dur. Şehrin oldukça uzun olan ana caddesi ve caddenin karşılıklı kenarlarında birbirine bitişik halde konumlanmış olan evler dağlara kadar uzanmaktadır. Dağların yamaçlarındaki yazlık evler ve kaplıcalar şehrin 7,5 km. uzağındaki “Daphne Parkı”(Harbiye)’nda bulunmaktadır. Kentte ayrıca halka açık geceleme yerleri, evlerin iç bölümlerinde asmalar(üzümler) ve Peristyl’de (İç bahçelerde) hoş kokulu çiçekler yetiştirilmektedir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Lale Ağacı (Liriodendron tulipefera)

“Yunan Bahçe Sanatı”nın gelişmesinde şehrin yapısı, ekolojik koşullar, halkın dini inanışları, sosyal yaşayışları ve ekonomik faktörler büyük rol oynamıştır. Özellikle doğu uygarlıklarında da örnekleri görüldüğü üzere tanrıların insanlaştırılarak heykellerinin yapılması ve bu heykellerin çevrelerinin güzelleştirilmesine ayrı bir önem verilmesi dönemin bahçe anlayışını da ortaya koymaktadır.

Eski Yunanistan’da kentin Agora (toplanma yeri, halk meydanı), Gynamsyum (spor aktivitelerinin gerçekleştirildiği yer), Odeion (sahne, tiyatro), Stadyum (spor karşılaşmalarının gerçekleştiği yer), Tapınak (ibadet yeri) gibi bölümlerinde bahçe düzenlemeleri yapılmıştır.
Bu alanların çevrelerinin halk tarafından ağaçlandırılması, zamanla süreklilik kazanmıştır. Meşe, Çınar, Titrek kavak, Porsuk ve Mersin gibi bitkilerin bahçe düzenlemelerinde kullanımıyla birlikte saydığımız bölümler parklara dönüşerek şehir içinde farklı ve işlevsel bir kullanım ortaya çıkmıştır.

“Yunan Bahçe Sanatı”ndaki ev bahçeleri, doğu kültüründen etkilenerek dış dünyaya kapalı bir şekilde yapılmıştır. Yüksek duvarların içinde ayrıca sütunlarla çevrilmiş bir avlu sistemi olan Atrium daha sonraları Peristyl ismi verilen iç avlu sistemiyle desteklenmiştir. İç avlu odalarla iç içe kaynaşmış olan evin en canlı ve en hareketli bölümüdür. Bahçeleri köşkler, havuz, çeşme, çağlayanlar ve ayrıca mabetler oluşturmaktadır. Yunan bahçelerinin düzenlenmesinde düzgün şekilli parseller, düz yollar, kısa dekoratif ağaçlar ve çiçekler kullanılmıştır.

Eski Yunan bahçelerinde anıtlar çevresinde yabancı ülkelerden getirilmiş egzotik bitki yastıklarına da yer verilmiştir. Bu kullanım insanların çevresinde değişik özellikteki bitkileri görme isteğinin ilk örneğidir. Yine bir ilk olarak saksı ve kap içinde bitki yetiştiriciliğinin ve daha sonra da ticari amaçlı çiçek yetiştiriciliğinin ana vatanı da eski Yunanistan olmuştur. Yunanlı kadınlar çabuk yetişen bitki tohumlarını saksı ve çömleklerin içine eker ve bunları Adonis Bayramı’na hazırlardı. Çabuk yetişip büyüdükten sonra ölmeleri Afrodit’in sevgilisi Adonis’in zamansız ölümünü sembolize ederdi.


Yunan Bahçe Sanatı’nda kullanılan bitkilerden ekonomik anlamda fayda sağlamaya da önem verilmiştir. Bu nedenle Yunanlılar bahçelerde meyve, sebze, üzüm, elma, incir ve zeytin yetiştirmişler, eğimle arazi üzerinde kurdukları teraslı bahçelerde düzgün işleyen sulama kanalları tesis etmişlerdir. Bu bahçelerin varlığı Odeyssey’de de geçmektedir. Odyssey de tasvir edilen Alcinous’un bahçesi, gelişmekte olan Yunan bahçe sitilinin esaslarını taşıması bakımından önemlidir. Bu bahçe üç kısımdan oluşmaktadır. Birincisi armut, elma, incir, zeytin ve nar ağaçlarının bulunduğu  “Meyvelik”, ikincisi “Bağ Kısmı” ve üçüncüsü ise budanmış bitkilerle çevrili olan “Çiçek Yastıkları”dır. Bahçede iki havuz bulunur ve bunların bir tanesinin suyu bahçenin etrafını dolaşacak şekilde planlanmış olup diğerinde ise su, avlunun taş oluklarının altından akıp sarayın yan tarafından dışarı çıkmakta ve halkın kullanımına sunulmaktadır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Toprağın Şifası: Kompost Nedir ve Nasıl Yapılır?

Gün geçtikçe bitkilerin sadece dekoratif özelliklerinin ön plana çıkarılması için bazı girişimler yapılmıştır. Örneğin, parfümeri alanı hızla gelişmeye başladıkça esans temini için özellikle kır çiçeklerini kültüre alma işi de önem kazanmaya başlamıştır. Yunan toplumunda bitkilere duyulan bu büyük ilgide doğa bilginlerinin katkısı çok büyüktür. Botanik ilminin babası sayılan Theophrostuz’un (M.O. 372-287) yazmış olduğu Bitkiler Tarihi adlı 10 ciltlik kitabı bu devirde yazılan en yararlı ve en açıklayıcı eserdir.

Saadet Yeşim ÖZKURT – Peyzaj Mimarı

Yeşil Mimari 2012-2013 yıllarında 4 sayı olarak Mehmet Emin DAŞ editörlüğünde çıkarılmış bir Peyzaj Mimarlığı dergisidir.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir