Taç Utangaçlığı: Ağaçlar Sosyal Mesafeye Neden Dikkat Ediyor?
  1. Anasayfa
  2. Peyzaj Bitkileri
Trendlerdeki Yazı

Taç Utangaçlığı: Ağaçlar Sosyal Mesafeye Neden Dikkat Ediyor?

0
Reklam Sponsoru

Ormandayken kafanızı kaldırıp gökyüzüne baktınız mı hiç? Bir dahaki gidişinizde yüksek ağaçların altındayken derince bir nefes almanızı ve gökyüzüne doğru bakmanızı öneririm. Çeşit çeşit ağaçların göklere uzanan yaprakları ve asla birbirine değmeyen tepe taçları (taç utangaçlığı) sizi de büyüleyecek. Bazen insanların bile saygı göstermeye veya korumaya zorlandığı kişisel alanın bitkiler aleminde de yer aldığını görmek ve adeta birbirini tamamlayan bir yapboz gibi sınırlarla yaşamasını izlemek gerçekten huzur verecek ve hayrete düşürecektir.

Taç Utangaçlığı Ne Demek?

Bilim insanları bu konuyu 1920’lerde fark etti ve farklı türdeki ağaçların gerçekten birbirine hiç değmeden yaşadığını kaydetti. Farklı iklimler, farklı ormanlar, farklı zamanlar… Bu değişkenler “Taç Utangaçlığı” adı verilen durumun her koşulda uyulan bir doğa yasası, bir kural olduğunu gördüler. Kimi zaman zikzaklar, kimi zaman bir nehir gibi kıvrımlı boşluklar, kimi zaman tıpkı susuz bir toprağın oluşturduğu çatlaklar oluşturuyorlardı. Ama yine de farklı türdeki ağaçlar birbirlerine gökyüzünde asla dokunmuyordu. Taç utangaçlığı İngilizce ‘de “Crown Shyness” terimleri ile ifade ediliyor.

Ağaçlarda Taç Utangaçlığı Neden Olur?

Araştırmalar sonucunda bilim insanları  farklı sonuçlara ulaştılar.  Bilim insanları tarafından en çok kabul edilen görüşle başlayalım. Allelopati. Yani bir bitkiden diğerine farklı kimyasal birleşikler aracılığıyla iletilen olumlu veya olumsuz etki. Bu bileşiklere alleokimyasal denir ve bitkilerin haberleşme sinyalleri olarak düşünülebilir. En güçlü olarak aynı türler arasında görüldüğünden bitkiler farklı türlerle arasına bir sınır ve boşluk bırakmak istemektedir.  

Ağaçlarda taç utangaçlığı sebepleri

Diğer bir sonuç ise; ağaçlar birbirlerine bulaşabilecek böcek, hastalık gibi zararlılardan korunmak istemesiydi. Direk temasın ortadan kalkması ağaçtan ağaca geçebilecek herhangi bir şeyi yavaşlatacaktı. Köprü gibi bir şey kurulmadığı sürece diğer ağaçlar güvende olacaktı.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Osmanlı'dan Günümüze Millet Bahçeleri

Bir diğer sonuç, boşlukların varlığıyla hem yüksekteki ağaçların hem de yerde kalan bitkilerin daha fazla güneş ışığı alması ve daha fazla fotosentez yapabilmesi. Kendi besinini kendisi üretebilen bitkiler için güneş ışığının öneminden bahsetmeye gerek yok. Fotosentezin temeli olan güneşe daha fazla ulaşabilmek çok önemli olduğundan boşluklar bizi bir kere daha ikna ediyor.

Diğer bir sonuç, çok kabul edilmese de, ağaçların birbiriyle teması durumunda özellikle çok şiddetli rüzgarların sırayla tüm ağaçlara zarar vermesinden kaçınmak. Eğer bu boşluklar olmasaydı, rüzgarlar sürtünmeyle dalları kıracak ve büyümesini yavaşlatacaktı. Bunun sonunda da zayıf ağaçlar çok kolay elenecekti. Boşluklar bir nevi rüzgar koridori görevi görerek şiddeti yavaşlatmak için varlar.

Her Ağaç “Taç Utangaçlığı” Manzarasını Sunar mı?

Bazı Avrupa meşe ve çam türlerinde ve bazı okaliptüslerde, kafur, kontorta çamı, Japon karaçamı, sıtka ladini, siyah mangrov gibi ağaçlar tac utangacligi gösterirler.

Şu an elimizde olan araştırmalara göre rekabetten ziyade daha güçlü yaşamın devamlılığı için var olan Taç Utangaçlığı, bitkiler arası bir saygı göstergesi olarak da yorumlanabilir. Daha aydınlatıcı sonuçlar bulunana kadar bu eşsiz manzaradan belki biz de ders alabiliriz. Özellikle sosyal mesafenin her zamankinden daha önemli olduğu bu salgın günlerinde biz de bu harika bitkilerden ilham alabiliriz :)

Kaynakça; 1 2

İstanbul Üniversitesi-Peyzaj Mimarlığı Doktora🌍/ İstanbul📍

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir