Hızlı Git
1. Aquascaping Nedir ?
Aquascaping, canlı su bitkilerini ,süs balıklarını, taşları, kayaları ve dalgaların karaya attığı odunları belirli bir tasarım ve planlama çerçevesinde, cam yüzeylerin bir araya gelerek oluşturduğu akvaryumlara aktarılması ve bu akvaryumlar içerisinde su ortamları yaratmaya yönelik eski bir sanattır. Aquascaping sanatında estetik aranır fakat tamamen estetik üzerine dayalı bir sanat değildir. Aynı zamanda bitki ve hayvanların kapalı su ortamında yaşamasına olanak tanıyan biyolojik ve kimyasal dengeye de katkıda bulunan bir ekosistemdir. Peki bu ekosistemlerin oluşturulduğu akvaryumların keşfi ne zaman gerçekleşti ?
Akvaryum ilkesi 1850 yılında Robert Warington tarafından keşfedildi. Robert Warington bir kaptaki suya eklenen bitkilerin sayıları çok artmadığı sürece hayvanları desteklemek için yeterli oksijen verebileceğini hesapladı. Bu çalışma modern akvaryumun kökeni olarak kabul edildi.
Aquascaping’in temel amacı yüzen kayaları, taşları, dalgaların karaya attığı odunları ve su bitkilerini bir akvaryum içerisinde estetik olarak bütünleştirmek ve şelaleler, ormanlar, keşif alanları gibi birçok farklı tasarım oluşturarak estetik su manzaraları yaratmaktır. Ancak bu manzaralar oluşturulurken teknik yönlere de dikkat edilmelidir. İlerleyen bölümlerde bu teknik yönlere detaylıca değineceğiz.
Bu konuya tutkulu olan insanlar eski dönemlerden itibaren süs balıkları ve su bitkileriyle akvaryum yaratmışlardır. Bu akvaryum yaratma arzusu değişken tasarımlar ortaya çıkartırken, yeni tasarım stillerinin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Şimdi bu tasarım stillerini birlikte inceleyelim.
2. Suda Peyzaj Stilleri
Aquascaping tasarımları inanılmaz derecede güzel görünmekle kalmaz, aynı zamanda tasarımcılarının hayal gücünü, fikirlerini ve uygulanabilir biyolojik sistem yaratma yeteneğini birleştiren entelektüel sanat biçimidir. Aquascaping stilleri sürekli olarak gelişmektedir ve modernizasyonla günümüze ayak uydurmaktadır. Aquascaping stillerini 9 başlık altında inceleyeceğiz:
- Hollanda Stili
- Alman Açık Stili
- Tayvan Stili
- Orman Stili
- Doğa Stili
- Iwagumi Stili
- Walstad Metodu
- Wabi-Kusa Stili
- Biyotop Stili
2.1. Hollanda Stili
Bu tarz 1930 yıllarında geliştirilmiştir. Soldan sağa doğru uzanan bitki sıralarının oluşumuna ’’ Hollanda Sokakları’’ denir. Hollanda stilinde farklı türde ve renkte bitkilerin genellikle simetrik düzende yerleşimi göze çarpar. En önemlisi ise bu stilde önde olan bitki asla arkasındaki bitkinin boyunu geçmemelidir. Karada oluşturulmuş bir çiçek bahçesinde olan düzen ile neredeyse aynı düzendedir. En başta bahsettiğimiz üzere akvaryumların tasarımında bitkiler, taşlar, kayalar ve dalgaların karaya attığı odunlar kullanılır fakat bu stilde kayalar, taşlar ve odunlar genellikle göz ardı edilir. Bitki sıraları, bitki renkleriyle birlikte görsel olarak olumlu bir etki sağlar.
2.2. Alman (Açık) Stili
Alman stilindeki düzenler su bitkilerinin su altında büyümesiyle başlar. Daha sonrasında ise su altında büyüyen bitkiler akvaryum su üst sınırının üstüne çıkarak büyümelerini devam ettirir. Aynı zamanda su yüzeyi altında da bitkisel tasarım devam etmektedir. Yani bunu şöyle açıklayabiliriz. Dünya üzerinde karadaki peyzaj ile su altındaki peyzaj ele alınarak tasarımlar yapılır. Bu tasarımlar nehir kıyıları, tropikal alanlar, yağmur ormanları hatta kumsallar gibi alanlardır. Temel amaç ortaya doğadan bir kesit çıkarmaktır.
2.3. Tayvan Stili
Tayvan stili Hollanda ve Iwagumi stillerini harmanlayan bir tasarım anlayışıdır. Hollanda stili tasarımlarına benzer bitkisel tasarımın yanı sıra Iwagumi stiline benzer yüksek teraslara ve derinliğe sahip alanlar tasarlayarak nesneler arasında organizasyonlar oluşturur. Fakat Tayvan stilinde Iwagumi stilindeki kadar oturmuş taş mimari sistem bulunmamaktadır. Teraslamanın yanı sıra küçük heykeller, yapılar veya tasarıma yerleştirilen diğer nesnelerle tasarımı zenginleştirir. Tayvan stilinin genel amacı yaşayan bir manzara yaratmaktır.
2.4. Orman Stili
Orman stili adından da anlaşılabileceği gibi su altında bir orman görünümü yaratmaktır. Yeşil dokuyu yoğun hissedeceğimiz bu stilde büyük yapraklı bitkiler tercih edilir. Tasarımda genellikle çok az açık alan ve su manzarası vardır. Bu stil, Hollanda stili ve doğal akvaryum stilinin kombinasyonu olarak tanımlanabilir. Yoğun bitki yaşamı ve benzersiz odak noktalarını bu stilde görmek mümkündür. Orman stilinin genel amacı kaotik, sınırsız ve vahşi bir ekosistemi tasvir etmektir. Diğer stillerden farklı olarak orman stili, Hollanda stilindeki gibi bitkilerin bir düzen içerisinde olmasının aksine daha doğal bir görünüme sahiptir.
2.5. Doğa Stili
Doğa stili 1990’larda Takashi Amana tarafından tanıtıldı. Doğa stilini, hakkında yazdığı 3 ciltlik ’’ Nature Aquarium World’’ kitap serisiyle ve aquascaping yarışmalarıyla birlikte ön plana çıkardı.
Doğa tarzı su tasarımı, günümüzün en popüler su manzarası tasarım stillerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu tarzda asıl amaç su manzarası tasarımıyla birlikte olabildiğince doğayı yakından taklit etmektir. Bu taklitler su manzaraları, ovalar, tepeler, yağmur ormanları veya dağlar gibi doğal bir ortamda göreceğiniz alanları tasvir etmektedir. Bu tasarım stilinde altın oran ele alınır. Altın oran tasarımda tüm su manzarasında belirli bir odak noktayı oluştururken kullanılır. Bu sayede tasarımın doğayı birebir tasvir etmesiyle istenilen atmosfer yakalanır.
2.6. Iwagumi Stili
Iwagumi stili, akvaryum içerisinde taşların ve kayaların sistematik bir şekilde düzenlenmesiyle oluşturulan peyzajdır. Tek sayıda taş kullanılarak simetri ve denge oluşturulur ve her taş akvaryumun tasarımında belirli bir rol oynamaktadır. Japoncada ’’ Iwagumi’’, ’’ Kaya oluşumu’’ anlamına gelmektedir. Yani bu terim tasarımın temel özelliklerini yansıtmaktadır. Tek sayıda taş kullanılması tasarımda doğal olmayan simetri oluşumunu engeller. Taş kullanımının yanı sıra bitki ve balıklar da bu stilde kullanılır fakat tasarımda dengeyi sağlamak için sayıları asgari düzeyde tutulur. Bu stil aynı zamanda Japon kültürünün maneviyata, güzelliğe ve sadeliğe olan sevgisini anlatmaktadır.
2.7. Walstad Metodu
Walstad Metodu tanınmış bir ekolojist ve yazar olan Diana Walstad tarafından tasarlanmış ve tanıtılmıştır. Walstad metodu aslında bir bitki yetiştirme tekniğidir. Diğer stillerden daha farklı olarak daha çok doğal ışık kullanmayı, sert peyzaj ve bitkilerin rastgele yerleştirilmesini ele alarak tasarımlarını gerçekleştirir. Bu tekniğin çok fazla ödül aldığını göremeyiz fakat teknikteki asıl konu mutlak güzellik değil, doğada doğal olarak olma şeklini tasvir etmektir. Walstad Metodu, filtre veya düzenli su değişimi olmadan neredeyse tamamen kendi kendine yetebilen, kendi dengeli akvaryumunuzu (veya ekosisteminizi) oluşturmak için doğal bir yöntemdir.
2.8. Wabi-Kusa Stili
Wabi-Kusa stilinin kökeni Japon akvaryumculuğuna dayanmaktadır. Stili şöyle tanımlayabiliriz:
Batmış bir bahçe hayal edelim. Bu bahçede bitkilerinin bir kısmı suyun üzerindeyken bir kısmı su altında bulunur. Batmış bahçeyi oluşturmadan önce bitkiler bir toprak yumağı üzerinde büyütülür ve ardından akvaryuma eklenir veya kök salmış bir bitki ,toprak yumağına dikilip akvaryuma eklenebilir.. Böylelikle görünüm su ile çevrili ve bitkilerden oluşan ada görünümüne kavuşur. Bitkiler kısmen suyun üzerinde ve oluşturulmuş toprak parçasının üzerinde bulunmaktadır. Aynı zamanda Wabi-Kusa stilinde oluşturduğumuz top benzeri toprak yumaklar sert peyzaj unsurlarının üzerine de yerleştirilebilir böylelikle farklı tasarımlar ortaya çıkabilir.
2.9. Biyotop Stili
Biyotop stilini idrak edebilmek için biyotop teriminin ne olduğunu anlamalıyız. Biyotop canlı varlıkların yaşamını sürdürebilmesi için uygun çevresel koşullara sahip coğrafi alan veya değişken hacimli ortam olarak tanımlanabilir. Habitat ile karıştırılmamalıdır. Habitat bir türe ait birey veya bireylerin yerleştiği alandır. Biyotop ise komünitenin yerleştiği alan olarak kabul edilir. Stili yorumlayacak olursak flora ve faunanın birlikte bulunduğu bir alanı tasvir etmek amaçlanmaktadır. Biyotop stili akvaryum tasarımları,biyologların incelenmesi zor olacak ortamları incelemelerine olanak sağlar. Bu stilde flora ve faunanın uyumu araştırılmak zorunda değildir. Bahsettiğimiz gibi belirli bir bölgede varlıklarının yaşamını sürdürdüğü alanlar tasvir edilmektedir. Bu nedenle flora ve fauna doğada zaten yan yana bulunduğundan dolayı araştırmaya gerek duyulmaz. Bir su manzarası yaratırken bu stillerin bilime ve sanata da katkı sağladığını unutmamalıyız.
3. Akvaryum Peyzajının Unsurları ve Teknik Yönleri
Aquascaping tasarımları oluştururken kullanılan estetik stilleri ve düşünceleri tanımladık. Bahsettiğimiz yönler tasarımlara görsel bir değer ve anlam kattı. Şimdi ise bu tasarımları oluştururken kullanılan unsurları ve teknik yönleri ele alacağız. Akvaryum peyzajında kullanılan unsurlar ve teknik yönler şunlardır:
- Akvaryum Peyzajı İçin Su Bitkileri
- Yüzey
- Düzen
- Aksesuarlar
- Odak Noktaları
- Dikim
- Balıklar
- Akvaryum Aydınlatması
- Karbondioksit
- Gübreler
- Budama
3.1. Akvaryum Peyzajı İçin Su Bitkileri :
Aquascaping tasarımlarının vazgeçilmez ögesi su bitkileridir. Bitkilerin farklı boylarda, renklerde ve boyutlarda kullanılması tasarımlara farklılık katar. Stillerin oluşumunda da bu durumdan sıkça bahsettik. Tasarımlarda kullanılan bazı su bitkileri için aşağıdaki tabloyu inceleyelim:
3.2. Yüzey :
Aquascaping tasarımlarında temel amaç doğal bir görünüm yakalamaktır. Doğal görünümlü yüzeyler oluşturmak için toprak ve çakıl türlerinin özelliklerine dikkat etmek gerekir. Nötr renkli (kahverengi, gri veya siyah) çakıl kullanmak, doğal görünümü oluşturmak için gayet uygundur. Çakıl ve topraklara kum, kil, ezilmiş mercan, florit ve turba örnekleri verilebilir. Bu malzemelerin kimyasal özelliklerini bilmek oluşturacağınız alanın ne kadar sağlıklı olabileceğini kontrol etmeniz için önemlidir. Aquascaping tasarımlarında bu durum bitkilerin ve sert peyzaj unsurlarının tasarım alanına yerleştirilmesi için gereklidir. Aquascaping’te temel bu şekilde oluşturulur.
3.3. Düzen :
Aquascaping’teki stillerden bahsettik. Bu stilleri oluşturmak için malzemelerin belirli bir düzende yerleştirilmesi fikri üzerinden gidilmiştir. Örneğin Hollanda stilinde su bitkilerinin yerleşimi, stilin ana tasarım düşüncesini oluşturur bu düzen oluşturduğumuz topoğrafyayla alakalıdır. Derinlikler ve yükseklikler oluşturulur, ardından bitkiler oluşturduğumuz yapay topoğrafya üzerine oturtulur. Böylelikle tasarımda istenilen stil ortaya çıkarılır. Oluşturduğumuz yapay topoğrafya belirli bir düzende olmalıdır. Bu düzene göre tasarım oluşturulmalıdır. Birkaç düzen kompozisyonu vardır bunlar:
- İç Bükey Kompozisyon (Her iki kısım yüksek, orta kısım alçak)
- Dış Bükey Kompozisyon (Her iki kısım alçak, orta kısım yüksek)
- Üçgen Kompozisyon (Yüksek bir kısım, diğer kısım alçalarak ilerler.)
- Dikdörtgen Kompozisyondur.
3.4. Aksesuarlar :
Aksesuarlar bahsettiğimiz sert peyzaj unsurlarıdır. Bunlar odun parçaları, taşlar, kayalar, heykelcikler vb. unsurlar olarak örneklendirilebilir.
3.5. Odak Noktaları :
Aquascaping’te odak noktaları oluşturmak mühimdir. En fazla 2 odak noktası oluşturulacak şekilde tasarımlar yapılmalıdır. Odak noktaları bitki grupları, ağaç parçası, kaya veya kayalar olarak tanımlanabilir. Asıl amaç göze hoş gelen noktalar tasarlamaktır. Odak noktalarını tasarlarken 2 odak noktasının üzerine çıkılmamalıdır çünkü bu izlemek için olması gereken rahat atmosferi ortadan kaldırıp, seyir zevkini azaltacaktır.
3.6. Dikim :
Dikim yapılacak odak noktalarını belirlemek tasarım için önemlidir. Odak noktalarını belirledikten sonra bitkiler belirlenir, bitkilerin boyutlarına göre dikim aralığı değişmektedir. Uzun boylu bitkilerin sık dikilmesi gerekirken, sık dikim ise bitkilerin hızlı büyümesini sağlar. Bu durumda sürekli yeni bitkilerin dikiminin yapılmasındansa bitkilerden çelik alınarak bitkilerin çoğaltılması daha iyi olacaktır. Farklı renk ve yaprak boyutlarındaki bitkileri tercih etmek görselliğin yanı sıra tasarıma derinlik ve doğallık katacaktır. Aynı zamanda odak noktaları oluşturmakta bu etmenler çok önemlidir.
3.7. Balıklar :
Balıklar akvaryum peyzaj tasarımına son girenlerdir. Küçük balık sürülerini kullanmak, büyük balık sürülerini kullanmaktan daha iyi olacaktır. Büyük balıklar akvaryum manzarasını bozmamalıdır. Bazı balıklar satın alırken küçüktür ve hızla büyüyebilirler. Bu denli boyut artışından kaçınılmalı ve balık seçimi özenle yapılmalıdır.
3.8. Akvaryum Aydınlatması :
Akvaryum aydınlatmaları, bitkilerin sağlığı için önemlidir. Doğada tatlı su bitkilerinin büyümesi için gerekli ışık güneş ışığıdır. Yeterli ışık sağlanmalıdır eğer sağlanmazsa istenilen görüntülerin elde edilmemesinin yanı sıra bitki ölümleri gerçekleşebilir. Bu ışığı sağlamak için LED’ler, metal halojen lambalar ve floresanlar kullanılabilir.
3.9. Karbondioksit :
Karbondioksit bitki büyümesi için gereklidir. En saf haliyle karbondioksit bir gazdır ve oksijen gibi suda kolayca çözülebilir. Su bitkileri, bu çözünmüş karbondioksiti bahçedeki çimenlerin veya ağaçların yaptığı gibi fotosentez yapmak için kullanır. Akvaryumun dengelenmesi için karbondioksite ihtiyaç vardır. Yeterli karbondioksit sağlanmazsa algler akvaryumu kaplayabilir. Akvaryum suyuna verilen karbondioksit akvaryum peyzajı için mükemmel ortamı yaratır.
3.10. Gübreler :
Akvaryumun sağlığı için bir diğer belirleyici faktör gübrelerdir. Akvaryumun aydınlatmasının gücüne ve karbondioksit miktarına göre değişmektedir. Bitkiler için kullanılabilecek 2 gübre grubu vardır:
- Makro Besinler (Azot-Fosfor-Potasyum)
- Mikro Besinler (Demir-Bor-Kalsiyum-Klorür-Bakır-Magnezyum-Mangan-Molibden-Kükürt-Çinko)
Bu besinler ihtiyaca göre belirli dozda verilebilir. Makro besinler genellikle suda doğal halde bulunur. Mikro besinler ise ihtiyaç halinde dozları ayarlanarak akvaryuma eklenebilir.
3.11. Budama :
Akvaryumun sağlığı ve görsellik için bitkilerin budanması gerekmektedir. Doğal koşullarda akvaryum bitkileri hızlı büyüyecektir. Düzeni sağlayabilmek için belirli aralıklarla bitki budaması yapılmalıdır.
4. Kendi Stilinde Su Altı Dünyanı Oluştur !
Geçmişten şimdiki zamana kadar su altı dünyası merak edilmiş ve araştırılmıştır. Dünya’nın 4’te 3’ünün sularla kaplı olduğunu varsayarsak merak duygusu gayet normaldir. Aquascaping bu su altı dünyasını sınırlı bir alanda gözler önüne sermeyi amaçlamış bir sanattır. Bu sanatla birlikte merak edilen su altı dünyasına kısıtlı da olsa bir erişim sağlanmıştır. Ne kadar günümüzde araştırmalar ve gözlemler yapılsa da su altı dünyası hakkında her şeyi biliyoruz diyemeyiz. Biraz ütopik düşünürsek gelecek yıllarda belki de su altı dünyası insanlara kapılarını açacak ve yaşam filizlenecektir. Görebildiğimiz ve öğrenebildiğimiz kadarını tasvir etmek konusunda Aquascaping iyi işler başarmış ve su altı dünyası için iyi bir simülasyon hazırlamıştır. Günümüzde Aquascaping sanatı meslek, hobi, bilim ve sanat alanlarında boy göstermektedir. Siz de eğer bu konuya ilgiliyseniz bu alan üzerinde çalışıp ister bahsettiğim stillerde isterse kendi stillerinizde su altı dünyanızı oluşturabilirsiniz. Bu oluşumlarla ruhen dinlenirken aynı zamanda merak edilenleri yakından görme fırsatı bulursunuz…