Barok Mimari ve Sanatın Buluşması: Belvedere Sarayı
  1. Anasayfa
  2. Peyzaj Mimarlığı

Barok Mimari ve Sanatın Buluşması: Belvedere Sarayı

0
Reklam Sponsoru

Viyana’daki en önemli üç saraydan biri olan Belvedere Sarayı; mimarisi, devasa büyük olan bahçesi ve saray içinde sergilenen paha biçilemez eserleriyle turistler için en önemli noktalardan birisi.

Belvedere sarayı toplamda iki ayrı bölümden oluşmuş olup barok mimari tarzın en öne çıktığı yapılardan birisidir. Belvedere Sarayı barok stilde inşa edilen iki saray, bahçeler, ahırlar, Orangery Salonu ve Belvedere 21’den oluşur. Belvedere 21 bu yapıya en son eklenen kısımdır.

Belvedere Sarayı uzaktan bakıldığında Schönbrunn Sarayı ve Hofburg Sarayı’na benzese de aslında içerisinin bir müze olmasıyla onlardan çok farklıdır.

Bu güzel ve nadide sarayın biraz da tarihçesini inelim…

Avusturya Ordusu için oldukça önemli olan Prens Eugene’nin isteğiyle Belvedere Sarayı’nın arazisi satın alınıp, 1712 yılında Aşağı Belvedere Sarayı‘nın inşaatı başlıyor. Onun inşaatı bittiğindeyse 1717 yılında ise Yukarı Belvedere Sarayı‘nın yapımına başlanıyor.

Her iki sarayın da mimarı dönemin önemli isimlerinden Johann Lucas von Hildebrandt oluyor. Aynı dönemde Fransız peyzaj mimarı Dominique Girard tarafından da sarayın bahçeleri yapılıyor. 1720 yılında ünlü Rokoko stili mimarlarından biri olan Carlo Carlone tarafından Yukarı Belvedere’nin mermer salonunun tavan freskleri yapılıp tamamlanıyor.

Prens Eugene’nin mirasçısı olmadığı için öldükten sonra bu güzel yapı, yeğeni Prenses Victoria’ya kalıyor. Fakat Prenses Victoria elindeki değerin farkına varmıyor ve satmaya karar veriyor.

Sarayları elden çıkararak memleketine dönmesinden sonra Belvedere Sarayı yaklaşık 20 yıl boyunca Hanedanlık gayrimenkulü olmaktan çıkıyor ve 1752 yılında İmparatoriçe Maria Theresa burayı tekrardan satın alarak Belvedere Sarayı’nı “İmparatorluk Resim Galerisi” haline getiriyor. Ve Yukarı Belvedere Sarayı 1781 yılında dünyanın ilk halka açık müzesi olarak kapılarını halka açıyor.

Zaman zaman tadilat geçiren, sıklıkla koleksiyonu yeni eserlerle zenginleştirilen Belvedere Sarayı 1900’lerin başında Gustav Klimt’in dünyaca ünlü “Öpücük” isimli eserini koleksiyonuna katmasıyla daha da ünleniyor.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Viyana'nın Gözbebeği: Schönbrunn Sarayı

2011 yılında Belvedere 21‘in de bu yapıya eklenmesiyle Belvedere Sarayı bugünkü haline en yakın haline geliyor.

İç dekoru

Oldukça ihtişamlı bir dizayna sahip olan Belvedere Sarayı içerisindeki sayısız heykel ve resimle oldukça değerleniyor. Mermer oymaları, altın işlemeleri, tavan freskleri hatta merdivenler bile oldukça dikkat çekici.

https://www.eurail.com/destinations/austria/vienna

Belvedere Sarayı Aşağı Belvedere ve Yukarı Belvedere olmak üzere 2 ana saraydan oluşuyor. Bunların yanında daha önce de bahsettiğimiz gibi galeri, ahırlar, bahçeler ve yapıya en son eklenen Belvedere 21 kompleksi yer alıyor.

Şimdi bu bölümlere teker teker göz atalım…

  • Yukarı Belvedere Sarayı

Upper Belvedere veya Oberes Belvedere denilen bu sarayda kalıcı sergiler yer alıyor. Gustav Klimt eserleri ve özel galerisi de buna dahil.

Müzenin zemin katında dört heykelin yer aldığı sütunlarla süslü Sala Terrena Giriş Salonu, sarayın tarihçesini anlatan görsellerin bulunduğu bir salon, hediyelik eşya mağazası ve kafeterya vardır.

Kısaca Gustav Klimt‘ten de bahsetmek gerekirse kendisi sembolizm ve art nouveau akımlarından etkilenen Avusturyalı bir ressamdır. Tabloları, eskizleri ve duvar resimleriyle ünlenmiştir. En ünlü eseri bu sarayda sergilenen The Kiss’tir. Eserlerini resmederken kadın bedenlerinden ilham almıştır. Aşık olduğu kadını çizdiği söylenir. Bazı tablolarında ise saf altın kullanmıştır ve o tablolar II. Dünya Savaşı sırasında Viyana Üniversitesi’ndeyken Nazili askerler tarafından yağmalanmıştır ve çok hasar görmüştür.

Gustav Klimt
https://tr.wikipedia.org/wiki/Gustav_Klimt

Mermer Salon ise bu galeriler arasında en ünlülerden birisidir.

Birinci ve ikinci katta bulunan galerilerden bazıları;

  • Dönemin gündelik hayatından sahnelerin betimlendiği Barok resim ve heykel eserlerin sergilendiği “Life and Society” Galerisi,
  • Yine Barok dönem eserlerinin yer aldığı “Barok Avusturya” Galerisi,
  • Neoklasik eserlerin bulunduğu “Neoclassicism A New Era” Galerisi,
  • Kendilerini Nazarene sanatçıları olarak adlandıran sanatçıların eserlerinin sergilendiği “Romanticism and Biedermeier People And Faith” Galerisi,
  • Realist ve emrpesyonist eserlerin yer aldığı “Realism & Impresionism” Galerileri,
  • Viyana çevresindeki doğal hayat resimlerinin sergilendiği “Images of Nature” Galerisi,
  • Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun 19. yüzyılın başlarındaki dönüşümüne görmemizi sağlayan “Austria in Transition” Galerisi,
  • Müze koleksiyonundaki sürrealist eserlerin sergilendiği “Surrealism and Objective” Galerisi,
  • Ve bazılarının sadece bunun için bile Belvedere’yi ziyaret ettiği, Gustav Klimt’e adanmış, “Öpücük – The Kiss” adlı eseri görebileceğiniz, dünyadaki en büyük Gustav Klimt Koleksiyonuna sahip olup önünde uzun kuyruklar oluşan “Klimt Galerisi”.
Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Peyzaj Mimarlığı ve Ekoloji

Yukarı Belvedere Sarayı’nda Martin Knoller, Franz Christoph Janneck, Hans Canon, Martin van Meytens, Franz Eybl, Moritz von Schwind, Johann Knapp, Joseph Martin Höger, Ferdinand Georg Waldmüller, Carl Blechen, Anton Romako, Friedensreich Hundertwasser, Claude Monet, Ernst Ludwig Kirchner ve Oskar Kokoschka gibi ressamların değerli eserleri sergileniyor.

Müzenin zemin katta yer alan, hediyelik eşya mağazasının içinden geçip ulaşılan kafenin duvarlarında yer alan dev Sisi ve Franz Joseph resimleri de mutlaka görmeniz gereken eserlerden birisi.

  • Aşağı Belvedere Sarayı

Lower Belvedere veya Unteres Belvedere de denen bu kısımda geçiçi sergiler sergileniyor. Aşağı Belvedere Sarayı’nda Apollo’nın güneş arabasında resmedildiği, Martino Altomonte tarafından yapılan tavan freskleriyle süslü giriş holü Mermer Salon,  Grotesques Salonu ve İmparatoriçe Maria Theresa tarafından yenilenen Altın Salon bulunmaktadır.

Orangery de Aşağı Belvedere Sarayı’ndan ayrı olmasına rağmen yine de buranın bir parçası. Orangery Salonu‘ndaysa genelde modern sanat temalı geçici sergiler düzenleniyor.

Orangery Salonu
https://www.visitingvienna.com/sights/museums/belvedere-sites/orangery/
  • Belvedere 21

Belvedere Sarayı kompleksine çok sonradan, 2000’li yıllarda eklenen Belvedere 21 milenyum çağının tüm özelliklerini yansıtıyor. Modern mimarinin güzel eserlerinden olan yapıda yer alan geçici sergilerde de ağırlıklı olarak modern sanatlar yer alıyor.

Bir gün yolunuz düşerse okuduklarınızın ışığında bu nadide sarayda güzel bir gün geçirmenizi dilerim :)

Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı lisans mezunuyum. Şuanda Adnan Menderes Üniversitesi'nde peyzaj planlama üzerine yüksek lisans yapmaktayım.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir