Çok Bilinmeyen  10 Heykel ve Hikayesi
  1. Anasayfa
  2. Sanat

Çok Bilinmeyen 10 Heykel ve Hikayesi

0
Reklam Sponsoru

Heykeller yüzyıllar boyu tarihe ışık tutan, dönemin yaşantılarını, destanlarını, kahramanlarını günümüze kadar ulaşmasını sağlayan sanat eserleridir. Bazı dönemler hükümdarların isteyerek yaptırdığı bazı dönemler ise sanatçıların bir anda ilham bulup yapmaya başlamasıyla oluşan bu eserler, kimi zaman yıllar boyu yapım aşamasında devam ederken kimi zaman çok kısıtlı sürelerde yapılmışlardır. Bazı heykeltıraşlar ve eserleri o kadar ünlü olmuştur ki kent simgelerine dönüştüğü görülmektedir. Michelangelo’nun Davut’unu neredeyse bilmeyen yoktur. Ancak bu yazıda toplum tarafından daha az tanınan diğer heykelleri sizler için bir araya getirip bu eserlerin hikayelerini sizlere aktarmaya çalışacağım.

1. Deniz Tanrısı Neptün Heykeli

Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı Poseidon’un Roma mitolojisindeki karşılığıdır. Deniz ve su tanrısı olan Neptün, Satürn ve Ops’un oğullarıdır.

Monterrosa sahilinde bulunan bu görkemli heykel 1910 yılında Arrigo Minerbi of Ferrara isimli İtalyan heykeltıraş tarafından yapılmıştır. Heykel 82 metre yüksekliğinde tüm ihtişamıyla denizden çıkan bir görüntü oluşturur. 2. Dünya savaşı sırasında bazı hasarlar almasına rağmen günümüzde hala sağlam bir şekilde ayakta kalmayı başarmıştır.

2. Nello ve Patrasche

Belçika Lady Antwerp katedrali önünde bulunan bu heykel 1872 yılında yayınlanan A Dog Flanders isimli kitabın ana kahramanlarıdır. Nello ailesinin tüm fertlerini kaybedip yoksulluk içinde yaşayan bir çocuktur. Patrasche ise sahibi tarafından çok kötü şekilde dövülüp sokağa atılan bir köpektir. Bu iki arkadaşın dostlukları yoksulluk içinde geçen hayatlarını anlatan roman öyle çok ses getirmiştir ki sonunda bu heykel yapılmıştır. Kitabın sonunda Nello ve Patrasche karlı ve soğuk bir günde sığınmak için geldikleri katedralin kapısı önünde birbirlerine sarılmış olarak bulunur. Ancak bulunduklarında artık her şey için çok geçtir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Peyzaj Mimarlığı Öğrencilerinden Deprem Parkı Önerileri (Van YYÜ)

3. Les Voyageurs (Gezginler) Heykeli

Fransa Marsilya’da sergilenen bu heykel diğerlerine göre günümüze oldukça yakın bir tarihte yapılmıştır. Bruno Catalano’nun 2013 yılında yaptığı bu heykel çalışması insanların dikkatini çekmek amacıyla yapılmıştır. Sanatçı eserinde birden fazla gezgin figürü oluşturmuştur. Eserini tanımlarken ise “Hepimiz dünyada bir yolcuyuz. Kimimiz iş, kimimiz kendimizi aramak amacıyla oradan oraya seyahat halindeyiz. Heykellerimde bizleri simgeliyor. Hiç biri bu dünyanın insanı değil hepsi birer yolcu. Ancak hepsinin ortak özelliği ayakları üzerinde durmanın getirdiği haklı gurur.” şeklinde nitelendirmiştir.

Sanat, gerçeği anlamamıza yardımcı olan bir yalandır.

Pablo Picasso

4. The Headington Shark (Köpekbalığı) Heykeli

Oxford, Headington’da bir binanın terasında yer alan heykel yapıldığı dönemde mahalle sakinleri tarafından güvenlik gerekçesiyle kabul görmemiştir. Hatta o kadar ki heykel defalarca kez polise ihbar edilmiştir. 1986 yılında vinç yardımıyla bir binanın çatısına yerleştirilen bu heykel tüm itirazlara rağmen günümüze kadar varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Üstelik şimdiye kadar hiçbir güvenlik sorunu oluşturmadan. Heykel 200 kg ve 7.6 metre uzunluğuyla, acizliği, güçsüzlüğü ve umutsuzluğu simgelemesi için yapılmıştır. Sanatçıya göre eser, Chernobil ve Nagasaki hakkında da bir şeyler söylüyor.

5. Sallanan Adam Sigmund Freud

1997 yılında yapılan ve günümüzde bulunan Prag’a gelmeden önce Berlin, Stockholm ve Londra sergilenen (aslında sallanan demek daha doğru gibi) bu heykel Prag sokaklarında gezen turistleri selamlayan küçük boyutlarda bir Freud heykelidir. Sol eli cebinde, sağ eliyle bir demire tutunarak sallanan bu heykel entellektüel kişilere atıfta bulunmak için yapılmıştır.

6.Broken Chair (Kırık Sandalye) Heykeli

1996 yılında yapılan, 5.5 ton ahşaptan ve 12 metre yüksekliğinde tasvir bir sandalye şeklindedir. Heykelin yapılış amacı tüm ülkeleri Ottowa Antlaşması’nı imzalamaya ve mayını yasaklamaya çağırmaktı. İlk olarak birkaç aylık bir sergi dönemi için konumlandığı noktada halk desteği sayesinde 2005 yılına kadar kaldırılmadan aynı noktada sergilenmiştir. Kaldırılmasının ardından 2 yıl sonra 2007 yılında yine aynı noktaya yerleştirilmiş ve günümüzde hala sergilenmektedir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Doğaya Yöneliş: Biyofilik Tasarım

7. The Fork (Çatal) Heykeli

8 metre yüksekliğinde 1.3 metre genişliğinde, Jean-Pierre Zaugg tarafından tasarlanan ve Alimentarium’un onuncu yıldönümünü anmak için Şubat 1995’te göle gömüldü. Başlangıçta 1 yıllık bir sergi süresi beklenirken Çatal günümüzde hala müzenin önünde ki gölde sergilenmektedir. Çatal’ın yapılış amacı ise Vevey’in yemekleri ve Néstle’nin tarihine atıfta bulunmak adına yapılmıştır.

8.The Hand (El) Heykeli

Şubat 1982 yılında Şili’li sanatçı Mario Irarrázabal tarafından Punta del Este sahiline yapılan bir el heykelidir. Bir yarışma için hazırlığa giren genç sanatçı diğer yarışmacılarla tartışması sonucu heykelini tahsis edilen alan yerine sahile yapmaya karar vermiştir. Sanatçı, sahilin bu bölümü sörf yapmaya çok uygun olmayan sert dalgalara sahip olduğu için yüzücülere bir ‘uyarı’ olarak bu heykeli yaptığını söylemiştir. El boğulan bir adamın elini tasvir eder.

9. Doğa Ana Heykelleri

İtalyan heykeltıraş Lorenzo Quinn tarafından birbirinden farklı şekillerde yapılan Doğa Ana heykelleri ilk olarak Tayland’da yaşanan hortum felaketi sonrası yapılan 2,5 m’lik ilk heykelle ortaya çıkıyor. Sanatçı hortum felaketinden etkilendiğini ve sonrasında yaptığı tüm heykellerini doğaya adadığını söylüyor. Heykellerin ortak fikri ise Doğa Ana’nın dünyayı nasıl korumaya çalışması ve insan merkezciliğinin etkilerini göstermektir. Lorenzo Quinn’in Doğa Ana heykellerini Amerika, İngiltere, Monaco, Singapur, Viyana ve diğer birçok farklı noktada görme şansınız mevcut.

10. Diminish and Ascend (Gevşe ve Yüksel) Heykeli

sanatçı David McCracken’ın belirli bir açıdan bakıldığında hiç bitmeyen bir merdiven olan eseri, Avusturalya’nın Bondi kentinde her yıl düzenlenen bir yarışma için yapılmıştır. Merdiven, zihnin dolaşmasına ve gerçek üstü bir kaçış hayali kurmaya sebep olması amaçlanmıştır. Yükseldikçe küçülüp kayboluyormuş hissi uyandıran basamaklar, eserin ‘cennete giden merdiven’ olarak anılmasına da sebep olmuştur.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Türkiye’de Sık Kullanılan Ficus Türleri

Peyzaj Yüksek Mimarı - Okur, yazar, çizer.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir