Kentsel Dönüşüm Projeleri ile Daha Ergonomik ve Temiz Yaşam Alanları
  1. Anasayfa
  2. Kavramlar

Kentsel Dönüşüm Projeleri ile Daha Ergonomik ve Temiz Yaşam Alanları

0
Reklam Sponsoru

Yüzyıllar içinde, dünyada yaşanan farklı olaylar neticesinde çağlar kapanıp, çağlar başlamıştır.  Bu zaman dilimleri içerisinde farklı ülkelerde farklı savaşlar çıkmış ve bu savaşlar dünya düzenini derinden etkileyen unsurlar olmuştur. Özellikle 1939-1945 yılları arasında yaşanan 2. Dünya savaşı neticesinde, yaşam alanlarında oluşturduğu yıkımlar sonrasında ülkelerde yeni bir konuyu gündeme getirmiştir. Bu konu dönüşüm konusudur. Bu konu, savaşın etkisiyle kullanılmaz hale gelen yapıların, kent düzeyinde yeniden planlanıp, uygulanıp kullanılmasını kapsamaktadır. Küresel ekonominin ortaya çıkması sonrasında para değerleri ortaya çıkmış, paranın tüm dünyada serbestçe dolaşımı ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasına imkân sağlamıştır. Bu durum, birçok konuda olduğu gibi tasarım ve imar konularında da etkili olmuş ve yeni kent yaşamları ve tasarımların farklı bir dönüşüme ulaşmasına imkân sağlamıştır.

Devletimiz, yıllar boyu süren yapılaşma ve imar kuralları çerçevesinde, bazı kaygılar ve kontrolsüzlükler nedeniyle, imarsız yapılara müsaade etmiştir. Bu durum neticesinde çarpık ve düzensiz yerleşme meydana gelmiştir. Ülkemiz ciddi bir deprem kuşağında yer almaktadır. Çarpık kentleşmenin bir sonucu olarak ülkemizde, yıllar boyu yaşadığımız birçok yıkıcı deprem ve acı birçok tecrübe ile karşı karşıya gelmek durumunda kaldık. Kentsel dönüşümün en büyük faydalarından birisi de, yaşanılan acı tablolar karşısında yaşanılan yıkımların yeniden yapılması ve çarpık kentleşme sonucu herhangi bir statik analiz alınmadan yapılan konutların yıkılıp, devletin verdiği imkânlar ve mağduriyetlerin giderilmesi neticesinde yeniden yapıların inşası olarak düşünülebilir.

Sık aralıklarla yaşamış olduğumuz depremler ülkemizin önemli bir gerçeği olarak can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Bir doğa olayı olarak kalması gereken depremler ne yazık ki çok büyük acıların yaşandığı bir “afet” olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız son depremler neticesinde, yaşadığımız acı tablolar ışığında devletimiz yaptığı düzenlemelerle, ileride yaşayacak olduğumuz tabloları en aza indirmek amacıyla çalışmalar yapmıştır. Bu durumların düzeltilmesi amacıyla yapılan en köklü değişiklikler imar ve yapı kullanım alanında  kentsel dönüşüm konusunun gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu kapsamda,  6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun hazırlanıp, yayımlanmıştır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Mimarlık Ve Ritim: Soundwave

Bu kanun, kentsel dönüşüm alanları belirlenip bu yapılar modern ve kullanıma elverişli yapılar halinde yeniden tasarlanıp, bu alanların devletin verdiği teşviklerle yüklenici firmalar tarafından yeniden yapılması ve depreme dayanıksız binaların yıkılarak yapıların yeniden tasarlanıp yüklenici firma tarafından uygulanması işini kapsamaktadır. Bu kapsamda, yeni yapılacak binaların daha kaliteli, daha ergonomik ve kullanacak kişilerin tam anlamıyla ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olması insanların kentsel dönüşüm olayının ülkemizde hız kazanmasına ve yeni imar planlarına uygun daha düzenli yaşam alanlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Can ve mal kaybını en aza indirmek amacıyla tasarlanan daha güvenli ve ergonomik binalar, alışılagelmiş tasarıların dışına çıkıldığı zaman, kişilerin dairelerine metrekare kaybına yol açacağı konusunda, kentsel dönüşüme girecek tüm yaşayanlar için ilk sorunu teşkil etmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, yeni imar planları ve verilecek olan yapı kullanım izinleri doğrultusunda belli kat yüksekliğini geçen binalarda asansör şartı, merdiven kovasının yangın yönetmeliğine uygun olarak tasarlanması ve her binada tasarlanacak sığınaklar, kullanılacak olan daireleri bir nebze küçültse de daha kullanışlı, temiz ve modern hayata uyum sağlayan binalarda yaşamalarına imkân tanımaktadır.  Bu haliyle düşünüldüğü zaman metrekarelerin çok ciddi etkisinin olmaması gerekmektedir. En önemli konu ise kentsel dönüşüm projeleri sonucunda ortaya çıkmış binalar, kullanan insanların can ve mal güvenliğini koruyan yeni yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle de insanın ailesinin canı hiçbir zaman kaybedeceği metrekareden daha değerli değildir.

Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında riskli ve kullanıma elverişli olmayan yapılar yıkılıp yerlerine yeni yapılar yapılması işi, devlet teşvikleri ile de desteklenmektedir. Bu teşvikler, hem dairesini kentsel dönüşüme veren kişiler, hem de yüklenici firma için geçeri olmaktadır. Kira yardımları,  kredi şeklinde finans destekleri, riskli yapının yıkımı ve yeniden yapılması sırasında verilen teşvikler kentsel dönüşümün ülkemizde hızlanmasına ve insanların daha güvenli ve temiz binalarda yaşamalarını teşvik eden unsurlar haline gelmiştir. Binanın yıkım sürecinden başlayıp, evlerine taşınmalarına kadar geçen sürede ev sahiplerinin ve yüklenici firmaların mağdur olamamaları için devlet çok büyük kolaylıklar sağlamıştır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Bir Grinin Yeşile Dönüşme Hikâyesi: Cheonggyecheon

Kentsel dönüşüme dahil olacak alanlarla ilgili, kat sakilerinin biri veya ortak fikir birliği ile hepsi beraber Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlemiş olduğu kurumlara başvuru yaparak bu konuyla alakalı uzman kişileri binaya davet edebilir. Bu başvuru ve uzman raporları neticesinde, kat sakinleri oturduğu binanın riskli yapı olduğunu belgeleyen bir evrak alıp, kentsel dönüşüm sürecini başlatabilirler.  Kat sakinleri kendi içerinde yeterli çoğunluk ve fikir birliğine vardıktan sonra yüklenici firma ile anlaşıp, noterde hizmet akdi sözleşmesi niteliğinde bir sözleşme ile bir sözleşme imzalanması gerekmektedir. Bu yöntemle verilen tüm teşvikler doğrultusunda yüklenici firmaya yeni binayı yaptırabilirler. Ve sözleşme niteliğinde yapılan tüm uygulamalar doğru ise, kat sakinleri yeni dairelerine taşınıp güvenle oturmaya başlayabilirler. Bulunduğumuz bölge, belediyece tarafından kentsel dönüşüm bölgesi olarak kabul edilmese bile, oturulan bina riskli yapı durumundaysa yine aynı şekilde başvuru yapıp süreci başlatabilirler. Riskli yapı konumuna düşen ve risk raporu alınan binalarda, tapuya bildirilen konut artık tapuda da riskli yapı olarak görülmekte ve oturan hanelere bilgilendirme yazısı yöntemiyle bu durum anlatılmaktadır.  

Yüklenici firmaların da kentsel dönüşüm mantığını yık ve yeniden yap projesi olarak değil, estetik, ergonomik ve temiz binalar olarak görüp daha titiz ve kullanıma elverişli binalar tasarlaması ana prensibi olmalıdır. Bu prensipler ışığında, tasarlanan ve uygulanan yeni yaşam alanları tartışmasız daha çevreci, yaşanabilir ve temiz kentler oluşumuna fayda sağlayacaktır.

Mimar(2014)-Peyzaj Mimarı(2011) Mezunu, Pay Proje Mimarlık (Bornova-İZMİR) Kurucusu

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir