Tıpta bitkilerin yeri; Fitoterapi
  1. Anasayfa
  2. Kavramlar

Tıpta bitkilerin yeri; Fitoterapi

0
Reklam Sponsoru

Fitoterapi bitkilerle tedavi anlamına gelmektedir ve en eski tıbbi tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Fitoterapi geleneksel Avrupa natüropatisinin (doğa tedavisi)  ve geleneksel Çin tıbbının önemli bir parçasıdır. İnsan yaşamının başlamasıyla birlikte bitkilerin tedavi amaçlı kullanımı başlamıştır. Bitkiler, insanlığın ilk zamanlarından beri tedavi edici özellikleriyle hayatlarımızdadır. Günümüzde ise kullandığımız hemen hemen tüm ilaçların içerisinde ham madde olarak kullanılmaktadır.

Tıpta bitkilerin yeri; Fitoterapi

“Fitoterapi” kelimesi, antik yunanca dilinden hayatımıza giren bir kelimedir,  “phytos” (bitki) , “therapeia” (tedavi)  kelimelerinin birleşiminden oluşan bir terimdir.

Bitkilerle tedavi yöntemleri ne kadar iyi olduysa da sentetik ilaç sanayisi başladığından beri bitkilerin tedavi edici özellikleri göz ardı edilmeye başlanılmıştır.  Fakat göz ardı edilen farklı bir durum daha vardır, sentetik ilaçların tedavi edici özelliklerinin yanında getirdiği kimi hafif kimi ağır yan etkiler. Bu sebepten dolayı tekrar bitkilerin tedavi edici özelliklerinden faydalanılmak istenilmiştir. Geçtiğimiz son 20-30 yıl içerisinde bu dönüş sağlanmıştır ve doğal yöntemler ile tedavi yani fitoterapi tekrar popülaritesini kazanmıştır.

Ama şunu da asla unutmamalıyız ki bitkilerin tedavi de kullanımı yüzde yüz yan etkisizdir diyemeyiz, mutlaka bir uzman kontrolünde kullanılması gerekmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bitkiler ile tedaviyi yani Fitoterapiyi desteklemektedir. Doğal bir yöntem olmasının yanı sıra modern tıbba alternatif oluşturması ve kolay ulaşılabilir olması büyük avantajlarındandır.

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kaynağı

  • Doğal olarak yetişen tıbbi bitkiler: Bunlar ancak doğadan toplama ile sağlanabilir.
  • Kültürü yapılan tıbbi bitkiler
  • İthalat (Diğer ülkelerde doğadan toplanan veya yetiştirilen tıbbi bitkiler.)

Dünya Sağlık Örgütü’ nün yaptığı araştırmalara göre dünyada 20.000 adet tıbbi bitki bulunmaktadır . fakat dünya çapında tıbbi olarak kullanılan daha çok tıbbi bitki olduğu düşünülmektedir. Bunun nedeni kullanılan yerel ve bizim bilmediğimiz bitkilerin olmasıdır.

Tıbbi Bitkilerden Yararlanma

  • İlaç sanayisinin önemli ham maddesidir. Tıbbi bitkiler eskiden beri tedavi amaçlı kullanılır. Sentetik ilaçların gelişmesiyle ilaç sanayisinde önemlerini belli ölçüde kaybetmelerine rağmen, birçok ilaç ham maddesi bitkilerden elde edilir. Tıbbi bitkilerden ilaç sanayisinde başlıca 4 şekilde yararlanılmaktadır.
  • Doğrudan etken madde, ilaç ham maddesi olarak kullanılması: Morfin, atropin, digoksin gibi maddeler bitkilerden elde edilmekte ve kullanılmaktadır. Morfin Haşhaş (Papaver somniferum) bitkisinden, Atropin Güzelavrat otundan (Atropa bella-donna), Digoksin Adi yüksük otundan ( Digitalis purpurea) üretilmektedir.
  • Yarı sentez ham madde olarak kullanımı: Bitkilerde bulunan bazı bileşikler ham madde olarak kullanılmakta, bunlardan yeni maddeler elde edilmekte ve bu maddeler ilaç sanayisinde kullanılmaktadır.
  • Bitkilerde bulunan kimyasal bileşikler model olarak alınmakta ve benzer bileşikler meydana getirilerek bunların ilaç sanayisinde kullanılması yönüne gidilmektedir. Sentetik ilaçların birçoğunda bu yoldan yararlanılmaktadır.
  • Bitkisel birçok bileşik, ilaçlarda yardımcı madde olarak veya koku düzenleyici olarak da kullanılır.
Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Sessiz Bahar ve Pestisitlerin Ekolojiye Etkileri

Yeni araştırmalarla birçok bitkide bulunan bileşikler, günümüzde tedavisi zor olan kanser, AIDS vb. hastalıklara çözüm olabileceği düşünülerek araştırmalar yapılmaktadır. Bu amaçla son yıllarda geliştirilen ilaçların büyük çoğunluğu bitkisel kökenlidir. Birkaç örnek vermek gerekirse;

1960’lı yıllarda yapılan çalışmalar sonucu, Vinca Rosea (Pembe çiçekli Cezayir menekşesi) bitkisinden elde edilen vinblastin, vincristin gibi alkaloidler kan kanseri tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.

ABD’de yetişen Pasifik porsuğu (Taxus brevifolia Nutt.) türünden elde edilen taxol rahim kanseri tedavisinde kullanılmaktadır.

Kınakına (Cinchona officinalis L.) ağacından elde edilen kinin, Tek yıllık yavşan (Artemisia annua) otundan elde edilen artemisin, sıtma tedavisinde kullanılmaktadır.

Tıbbi bitkiler eski çağlardan beri halk hekimliğinde kullanılmaktadır; Halk hekimliğinde kullanılan tıbbi bitki sayısı ilaç endüstrisinde kullanılanlardan daha fazladır. Özellikle sentetik ilaçların bazı yan etkilerinin ortaya çıkması tıbbi bitkilerin geri dönüşünü hızlandırmıştır. Bununla birlikte, tüm şifalı bitkilerin yan etkisi olduğu da unutulmamalıdır.

 Gül, lavanta ve yasemin gibi bazı hoş kokulu bitkiler parfümeri ve kozmetik endüstrisinde kullanılır.

Karabiber, kırmızı biber, kekik, kimyon gibi bazı otlar baharat olarak yaygın kullanılmaktadır. Dünyada ve ülkemizde baharat üretimi ve tüketimi tıbbi bitki üretimi ve tüketiminden çok fazladır.

Maydanoz, roka, tere, dereotu, soğan, sarımsak gibi bazı şifalı bitkiler gıda olarak kullanılmaktadır. Bunların bazılarına yemeklik otlarda denilmektedir.

Safran, havacıva otu, katırtırnağı, boyacı papatyası vb. pek çok bitki boya bitkisi olarak kullanılır.

Calendula , lavanta, yasemin vb. birçok bitki süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. Gül ve zambak gibi bitkiler kesme çiçek, siklamen ve fesleğen gibi bitkiler ise saksı bitkisi olarak oldukça önemlidir.

Çay, kahve, anason, şerbetçiotu, haşhaş ve kenevir gibi bazı bitkiler uyuşturucu madde olarak kullanılmaktadır. Kekik, piretrum, tespih vb. Organik tarım başta olmak üzere tarımsal üretimde hastalık ve zararlılarla mücadelede birçok bitkinin müstahzarları kullanılmaktadır. Kağıt, vernik vb. reçineli malzemeler. sanayide kullanılır. Arıcılık, kokulu ve şifalı bitkilerden, bol nektarlı ve polenli bitkilerden yararlanır. Bitkisel tıbbın yanı sıra bitkilerin tedavide kullanıldığı bir diğer yöntem de “homeopati”dir. Ama ikisi de birbirinden farklıdır.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Mimaride Modernizm: Bauhaus Sanat Akımı ve Sanat Okulu

Fitoterapinin Homeopatiden Farkı

Fitoterapi, Homeopatiden farklıdır. Homeopati ise hastalığı değil, hastayı tedavi eder. Sadece bitkilerin kullanıldığı Fitoterapide ise bitkiler büyük oranda seyreltilmeden kullanılır.

Fitoterapide sıklıkla özlerinden faydalanılan bitkilere göz atalım…

Arnica Montana (Arnika)

Arnika bitkisi, kuvvetli bir iltihap giderici etkiye sahiptir. Yan etkileri sebebiyle dahili olarak kullanılması önerilmez. Ancak haricen merhem olarak burkulmalar, morarmalar ve şişliklere karşı masaj yapılarak uygulanır. Eklemlerde kireçlenme sorunu yaşayan kişilerde haricen kullanıldığında ağrı ve şişlik gibi şikâyetlerini gözle görülür bir düzeyde azalttığı kanıtlanmıştır.

Tıpta bitkilerin yeri; Fitoterapi
Arnica Montana

Calendula Officinalis (Aynı sefa çiçeği)

Öküzgözü çiçeği olarak bilinen aynısefa bitkisi yanık, güneş yanığı ve yaraların iyileşmesinde destek olarak tercih edilmektedir. Aynısefa çiçeği içeren merhemler hem analjezik hem de antiseptik özelliklere sahiptir ve iyileşme süresini kısaltır.

Calendula Officinalis

Chamomillae Romanae (Papatya)

Anti-inflamatuar, anti-bakteriyel ve spazm çözücü olan papatya, çok yönlü bir bitkidir. Güvenilir papatya türünü seçmek en önemlisi. Papatya çayı; sadece soğuk algınlığı, mide-bağırsak kasılmaları, mide ülseri, gastrit ve mide ekşimesine karşı değil, diş eti iltihabı ve bademcikler üzerine de etkilidir. Papatya çayı, yanıkların, sıyrıkların ve sivilcelerin haricinde tedavisinde de destekleyici olabilir. Ancak papatya çayının etkisinden faydalanmak için kaynatılmaması gerekir. Kapaklı bir fincan ya da demlik içerisine bir poşet atıp üzerine kaynatılmış sıcak içme suyu ekleyip 10 dakika demledikten sonra içilmesi gerekir.

Chamomillae Romanae

Taraxacum Officinale (Karahindiba)

Hindiba yaprakları, karaciğer dostudur ve karaciğer hasarlarından koruyucu etkisi vardır. Detoks etkisi yaratan karahindiba bitkisi, safra söktürücüdür, sindirimi uyarır ve diürezi iyileştirir. Yağlı öğünlerden sonra sindirimi kolaylaştırmak üzere çay halinde kullanılması faydalıdır.

Taraxacum Officinale

Lavandula Angustifolia (Lavanta)

Kokusuyla pek çok farklı endüstride kullanılan lavanta, güçlü bir şifalı bitki olarak kabul edilir. İçerisindeki linalool ve linalil asetat bileşenleri lavanta çiçeği ve uçucu yağına o güzel kokuyu verir. Bu iki bileşenin uykuya dalmayı kolaylaştıran, yatıştıran ve kaygıyı azaltıcı etkileri bulunur. Aromaterapi uygulamalarında hem masaj yoluyla hem de solunumla (nebulizör, gibi) kullanımı yaygındır. Gerilim tipi baş ağrılar, migren ağrıları için lavanta ekili bir bitkidir.

Lavandula Angustifolia

Melissa Officinalis (Limon otu)

Gerginlik durumlarında sakinleştirici bir özelliği olan melisa, oğulotu olarak da bilinir. Sıklıkla limonotuyla karıştırılsa da ikisi de çok farklı iki bitkidir. Hafif ve orta derecede sinir sistemi sorunlarının giderilmesinde çok etkili ve güvenilir bir bitki olan melisayı, akşamları yatmadan önce içerseniz günün stresinden kurtularak rahat bir uykuya geçersiniz. Ayrıca melisa çayı, gün içerisinde farkında olmadan maruz kaldığımız radyasyonun zararlı etkilerini vücudumuzdan uzaklaştırılmasını da sağlayacaktır.

Melissa Officinalis

Salvia Rosmarinus (Biberiye)

Biberiye çiçeklerinin tüketilmesi mide sorunlarını ve soğuk algınlığını giderir. Ayrıca hafızayı güçlendirmede ve konsantrasyonu arttırmada etkilidir. Romatizmal hastalıklara karşı da yardımcı olabilir. Uçucu yağının (kokulu bileşenlerinin) algılamayı ve davranışları değiştirdiği gözlemlenmiştir. Biberiye yapraklarının kurutulup baharat olarak kullandığımız miktarlarının kişilerde “düşünme hızını” belirgin bir şekilde artırdığı kanıtlanmıştır.

Salvia Rosmarinus

Salvia Officinalis (Ada Çayı)

Hazımsızlık şikayetlerinde ve iştah kaybında destekleyicidir.  Soğuk algınlığında terleme nöbetlerini azaltır. Ada çayı, içerdiği uçucu bileşenler sayesinde ağız ve boğaz iltihaplarında (bakteri, mantar, virüs ) etkili olduğu bilinen bir bitkidir. Çay şeklinde hazırlanan ada çayı ile hazırlanan gargara farenjit, jinjivit (diş eti iltihabı) gibi hastalıkların tedavisinde oldukça etkilidir.

Tıpta bitkilerin yeri; Fitoterapi
Salvia Officinalis

Hypericum Perforatum (Sarı Kantaron)

Ülkemizde özellikle ülser ve yara tedavisindeki etkisi sebebiyle kullanılır. Yaralanmalar, yara izleri ve yanıklar deyince akla hemen sarı kantaron gelir. Türkiye’de sıklıkla yağı kullanılan sarı kantaron, özellikle yara izlerini gözle görülür şekilde iyileştirip yok eder. Ancak dünyada popüler olan kullanılışı depresyon tedavisidir. Sarı kantaron, hafif ve bazı orta derecede depresyon tedavilerinde etkilidir. Ancak sarı kantaronun bazı ilaçlar (kalp ilaçları, depresyon ilaçları ve siklosporin, antikoagülan etken maddeli ilaçlar) ile etkileşmesi nedeniyle mutlaka bir uzman görüşü alınmalıdır. Özellikle organ nakli hastalarının kesinlikle sarı kantaron içmeleri önerilmez.

Hypericum Perforatum

Thymus (Kekik)

Kekik yemeklere lezzet vermekle kalmaz aynı zamanda sağlık için de son derece önemli. Dünyadaki en büyük ihracatçı ülkelerden biri de Türkiye’dir. Kekik aynı kokuya sahip diğer bitkilerle karıştırılmamalıdır. Kekik tiplerinden oregano türünün uçucu yağı ve çayının kötü kolesterolün (LDL) oksitlenmesini önlediği araştırılmıştır. Bu oksitlenme ile damar sertliği riski artar. Yani yüksek kolesterolü olan kişilerin kekik çayı demleyerek içmeleri yararlı olabilir. Ancak kekik çayında uçucu yağın tansiyon yükseltici etkisi bulunur. Dolayısıyla yüksek tansiyon hastalarına kekik çayı önerilmez.

Thymus

Achillea Millefolium (Civanperçemi)

Hazımsızlık, hafif spazm ve gaz şikayetlerini gidermek için civanperçemi tüketilir. Safra ve karaciğerin şikayetlerinde tüketimi tavsiye edilir. Özellikle adet dönemlerinde sancı ve ağrıyı hafifletmek amacıyla kullanılan civanperçemininin bu dönemlerde çay halinde içilmesi önerilir.

Achillea Millefolium

Fitoterapi hangi rahatsızlıklarda kullanılmaktadır? 

  • Migren, diğer baş ağrıları
  • Atardamar ve toplardamar kan dolaşımı bozukluğu
  • Kalp hastalıkları, tansiyon problemleri 
  • Alerji, Cilt hastalıkları
  • Solunum yolları hastalıkları, Astım
  • Romatizma, Osteoporoz
  • Depresyon, Panik atakları, sinir hastalıkları 
  • Uykusuzluk, değişik kriz dönemi problemleri
  • Üşütmeye yönelik hastalıklar, Grip (Üst Solunum Yolları Enfeksiyonları –ÜSYE)
  • Aşırı kilo, kilo alamama
  • Kadın hastalıkları, menstrual düzensizlik
  • Kadınlarda buhran dönemi, menopoza giriş zorlukları
  • Mide ve bağırsak rahatsızlıkları
  • Tiroid bezi hastalıkları
  • Kemoterapi sonrası tedavi
  • Şeker hastalığı
  • Böbrek ve idrar yolları, Vb.
Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Akasya Ağacı ve Özellikleri

Peyzaj Mimarı Hüsna Başak Çayıroğlu

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir