İnsan İlgi duyduğu konulara göre çevresindeki detayları öncelikle fark eder. Yapı mimarıysanız, yapıların ayrıntıları ve özelliklerini başta algılarsınız. Reklamcıysanız kent ve kent dışındaki reklam panoları tüm özellikleriyle gözünüze çarpar. Bizim gibi Peyzaj Mimarları neleri fark eder? Tabi ki kentsel alan içindeyseniz mevcut yeşil dokuya, parklara ve detaylarına, bitki türlerine, parkların bakımlı olup olmadıklarına ilk etapta bakarsınız. Daha uzun zaman ayıra bilirseniz sizi ilgilendiren pek çok detayı görebilirsiniz.
Bir tarihte Alanya’ya konuk olarak gittiğimde ana cadde üzerinde bir banka şubesi ararken karşıma çıkan bir Kauçuk ağacı (Ficus elastica) beni şok etmişti. Yaşadığım Marmara bölgesindeki eski bahçelerde bulunan yaşlı manolya (Magnolia grandiflora) Ağaçları kadar büyük sağlıklı ve görkemliydi. Ağaca hayran olmuştum ve o hayranlığın etkisiyle aradığım banka şubesini kaçırmıştım. Tekrar geri döndüğümde yine ağaca odaklanıp yine şubeyi atlamıştım. Kendi kendime gülerek bu sefer kararlı bir şekilde bankaya girebilmiştim.
Seyahati seven biri olarak, sık sık yaptığım seyahatlerde aynı gözlemlemeleri yol bitkileri üzerinde de yaparım. Son zamanlarda karayolu şevlerindeki bitkilendirme çalışmalarına takılmış vaziyetteyim.
Şehirlerarası yollarda geçmişte Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından bitkilendirme çalışması yapılırdı. Bu çalışmalar yetersizde olsa daha doğu uygulamalardı. Örneğin Ankara’ya yaklaşırken yamaçlarda İğdeler (Elaeagnus spp.), Yayılıcı ardıçlar (Juniperus horizontalis), berberisler (Berberis spp.), Ateşdikenleri (Pyracantha spp.), Dağmuşmulaları (Cotoneaster spp.)… gibi türlerle kapatılırdı. Bu bitkiler bilindiği gibi hem iyi birer şev tutucu, hem doğal yağışlarla yaşayabilen çok fazla bakım ve ilave besin desteği istemeyen türlerdir. Araziyi tümüyle kapattığı için de ayrıca bir yer örtücü bitki dikimine gerek kalmaz.
Günümüzde bu işler belediyelere devredildiği için, uygulama şekilleri belediyelere göre değişip bütünlüğü ve doğallığı bozduğu gibi, doğru olup olmadığı tartışılır çalışmalar yapılmaktadır. Yamaçlara sulama sistemleri döşenmekte, mevsimlik çiçekler her zevke ve anlayışa göre farklı motifler işlenmekte, kalan boşluklar ise ağırlıklı olarak hazır çim ile kaplanmaktadır. Bu uygulamalar beraberinde bakım hizmeti için bu sahalara tekrar tekrar dönmeyi getirmektedir.
Kent içinde sınırlı alanlar için yapabileceğimiz bu tür uygulamaları, kent dışında kilometrelerce uzayan yol kenarlarına harcama yaparak, pek çok kaynağı israf etmiş olunuyoruz. Her konuda olduğu gibi Kara Yolları Peyzaj Düzenlemesinin de bilimsellikten uzaklaştıkça, estetik, fonksiyonellik, düşük maliyet ve doğallık gibi doğrulardan uzaklaşılıyor.
Oysa yapılması gereken,
- Belediyelerin ilgili bölümlerinde yeterli sayıda peyzaj mimarı istihdam edilmeli, uygulamalar iş ile ilgili bilgisi olmayan kişilerin zevklerine ve becerilerine bırakılmamalı,
- Peyzaj Mimarlığı eğitimi verilen okullarda “Şehir Dışı Peyzajı” ya da “Karayolu Peyzajı” konusundaki eğitimlere daha çok ağırlık verilmeli,
- Her bölge için şev tutucu doğal bitki türleri tespit edilmeli, bitkilendirmelerde bu türlerin kullanımına ağırlık verilmeli, bitki kompozisyonu geniş tutulmalı
- Belediyeler arası işbirliği yapılmalı, çalışmaların doğruluğu bütünlüğü ve estetiği sağlanmalıdır.
- Bizim için gelecekte çok değerli olacak su kaynaklarının doğru kullanımı çok önemlidir. Belediyelerin karayolları kenarlarına çim alan yapmaktan kesinlikle vazgeçmeleri gerekmektedir.
Nermin TİRBEN – Kartepe Peyzaj
Karayolları peyzajından konu açılmışken orta refüjlere dikilen sık ağaçlandırmaların sebep olduğu kazalardan da bahsedilmeli bence. Bu durum karşıya geçmeye çalışan yayalar açısından hem de sürücüler açısından çok tehlikeli durumlar ortaya koymaktadır.