Peyzaj Tasarım Öğelerinden Ses ve Hareket Kavramı
  1. Anasayfa
  2. Peyzaj Mimarlığı

Peyzaj Tasarım Öğelerinden Ses ve Hareket Kavramı

0
Reklam Sponsoru

Ses; peyzaj mimarlığı mesleğinde birçok farklı öge gibi önemli bir kavramdır. Tasarım ve planlamalarda yaygın olarak kullanılmakta ve önem arz etmektedir. Bir enerji türü olan ses, bireyler tarafından, mekana, zamana, sesin özelliğine, çevresel faktörlere ve bireyin sosyo-psikolojik özelliklerine ve durumuna göre olumlu ya da olumsuz algılanabilmektedir. Bununla birlikte ses faktörü ve ses seviyesi mekanın önemli bir bileşeni olmasına rağmen, bu konudaki çalışmalar özellikle mekânsal planlama ve tasarım disiplinlerinde daha çok gürültü kavramı üzerine odaklıdır.  

Hareket; tıpkı ses unsuru gibi planlama ve tasarımda yeri ve önemi çok büyüktür. Gerek insanın hareketliliği gerekse mekânsal hareketlilik bireylerin algısı üzerinde olumlu ve olumsuz etki oluşturabilir. İnsanların hareket durumuna göre çevrelerini algılama kapasiteleri ve şekilleri değişiklik göstermektedir. Örneğin; yürürken bütün nesneleri rahatlıkla algılamak mümkündür. Oturduğumuz konumda nesneleri ve ayrıca çevremizdeki hareket detaylarını daha rahat algılayıp daha fazla gözlem yapma imkanı elde ederken, araç ile hareket halindeyken nesneler detaylı algılanmaz, sadece kitle halinde algılanması söz konusudur. Kişi bir noktadan başka bir noktaya hareket ettiğinde mekan algısı ve mekan sınırları değişir. 

Projelerde bu iki unsurun birlikte kullanımına sıklıkla denk gelinebilmektedir. Örneğin; süs havuzları ve şelaleleri, duyu bahçeleri, yürüyüş yolları, terapi ve hobi bahçeleri, parklar vb. rekreasyon alanları. 

Ses Kavramı ve İşitsel Peyzaj

Yukarıda değinildiği gibi, özellikle ses kavramı kişiler tarafından genellikle gürültü ile fazlaca bağdaştırılmaktadır. Bu konuda yapılan bazı araştırmalar, insanların iç ve dış mekandaki sesleri kendilerince kategorize ettiğini gözler önüne sermektedir. Ankara kentindeki parklar özelinde yapılan çalışmada,

Memnuniyet verici’ olan sesler: 

  • kuş sesi (%61), su sesi (%54), rüzgâr sesi (%20),  
  • bitkilerin (ağaç vb.) çıkardığı hışırtı sesi (%18),
  • çocuk sesi (%18),
  • diğer hayvan (köpek, kedi vb.) sesleri (%12)
  • ve müzik sesi (%11),  
Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Kültürpark: Nostaljileriyle İzmir Fuarı

Ne memnuniyet verici ne de rahatsız edici olan sesler:

  • konuşma sesi (%32), 
  • uçak sesi (%6),
  • cep telefonu ile konuşma sesi (%5),
  • inşaat sesi (%4) ve
  • uyarı sinyalleri (ambulans,  
  • trafik ışığı vb.) (%4), 

Rahatsız edici olan sesler:

  • trafik sesi (%38) ve
  • bağırma sesi (%14) olarak tanımlanmıştır. 

Araştırmada görüldüğü üzere, ses insanlar üzerinde fazlaca etki bırakmaktadır. Bu durum bu kadar göz önündeyken, elbette peyzaj mimarlığı alanında da konuyla ilgili farklı kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu kavramların başında ‘işitsel peyzaj’ (soundscape) gelmektedir. İşitsel peyzaj (soundscape), birden fazla ses kaynağı ve çevresel etkileşim sonucunda oluşan işitsel ortamın, olumlu ya da olumsuz yargılardan bağımsız olarak saptanması şeklinde tanımlanabilir. İşitsel peyzaj kavramı, gürültüden kaynaklanan rahatsızlığın yanı sıra incelenen alana özgü farklı seslerin toplam etkisini değerlendirmektedir. Eşdeğer gürültü düzeyi kavramı ile onunla birlikte kullanılacak, belki de zaman içinde onun yerini alacak işitsel peyzaj kavramı arasındaki en büyük fark ses ortamının değerlendirilmesindeki hedef yaklaşımlarıdır. Eşdeğer gürültü düzeyi kavramı, bir alandaki tüm ses ve gürültüleri toplamsal olarak dikkate alır ve olumsuzlaştırır. Buna karşın işitsel peyzaj, belli bir bölgeye özgü ayırt edilebilir ses (örneğin ezan sesi) ve arka plan gürültülerinin (örneğin İstanbul’da deniz taşıtlarının ses ve gürültüleri) işitsel algılama üzerinde olumlu da olabilecek etkilerini ortaya koymayı, böylelikle de iyileştirmeyi / korumayı, alana özgün duruma getirmeyi hedefler.  

Peyzaj tasarımlarında, ses ögesi dikkate alınmakta ve alan analizi yapılırken üzerinde durulmaktadır. İstenmeyen sesleri azaltmak veya hafifletmek amacıyla düzenlemeler yapılmaktadır. Trafik gürültüsünü azaltmaya yönelik ağaçlandırılmanın yapılması gibi. Bunun yanı sıra elbette istenilen sesleri ön plana çıkarmaya yönelik elemanlar da kullanılmaktadır. Su ve çağlayan sesi, çam flütleri, çan sesi, rüzgar ve yağmurun sesini duymaya yönelik elemanlar gibi. Bu sayede tasarımlar çok daha kullanışlı ve amacına uygun şekilde yönetilebilmektedir. 

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Yenilebilir Bahçeler

Hareket Kavramı 

Tüm dünya aslında her an hareket halindedir. Mevsimlerin değişmesi, rüzgarın esmesi, ağaçların yapraklarını dökmesi… Tüm bu olaylar peyzaj mimarlığı mesleğinin bir elemanı olmaktadır ve olmaya devam edecektir. Çünkü peyzaj doğadaki cansız elementler ve canlılarla sürekli bir etkileşim halindedir. Peyzaj mimarlarının tasarladığı parklar, bahçeler, meydanlar zaman içinde kullanıcıların, bitkilerin, hayvanların etkisiyle; bazen de suyun, güneşin, rüzgarın ve toprağın değişkenliğiyle, ani veya durağan hareketliliği içinde evrilmektedir. Peyzaj her zaman hareket halindedir, yeniden ve yeniden şekil değiştirmektedir. Peyzajın hiçbir zaman tam olarak başlamamış veya bitmemiş, bu sürekli var olma hali onun zaman içinde birçok halinden bahsettirebilir; ama tam olarak son halinden bahsetmek mümkün değildir. Peyzaj her zaman akış halindedir ve öyle olmaya devam etmesi de tasarımın işlevselliği ve estetiği açısından önem arz etmektedir. Gerek şekilsel hareketlilik (yürüyüş yollarının dümdüz değil eğimli ve farklı geometrilerde olması gibi), gerekse genel hareketlilik tasarımda ve insanlar üzerinde farklı ve genelde hoş etkiler bırakabilmektedir. Durağan mekanlar kullanıcı kitlesini kısa süre içerisinde sıkmaktadır. Peyzaj projelerinde uygulanan hareketlilik ögesi bu durağanlığın ve sıradanlığın önüne geçilmesine katkı sağlamaktadır. 

Ses ve Hareket Kavramının Birbiriyle İlişkisi  

Peyzaj tasarım elemanlarından olan hareket ve ses kavramı birbiriyle çoğu zaman iç içe ve birbirini tamamlayıcı şekilde görülmektedir. Tasarımın diğer elemanları gibi bu iki öge içinde de uyumsuzluk yakalanırsa yapılan proje amacına ve yeterli işlevselliğe ulaşamamaktadır. Bu kavramlar birbirleriyle olduğu gibi, tabii ki peyzaj mimarlığı mesleğiyle de son derece iç içe ve bağlantılıdır.  

Bu iki kavramın ilişkisini birçok noktada görebiliriz. Örneğin süs havuzları ve şelaleleri, yapay göletler ve çevreleri, lunaparklar, hayvanat bahçeleri, parklar, yürüyüş yolları, hobi ve terapi bahçeleri, tema parklar, meydanlar vb. rekreasyon alanları. Hareketli mekanlarla dinamik ve neşeli rekreasyon alanları oluşturulabilmektedir. Lunaparkları ele aldığımızda, lunaparkın içerisinde bulunan eğlence aletleri, mekanı hareketlendiren bir unsurken, ortamdaki ses donatıları (müzik sesi, lunapark aletlerinin çıkardığı ses, insan sesleri, dondurmacı vb. sesleri) ise hareket unsurunu destekleyici ve tamamlayıcı etkiye sahip olabilmektedir. Öyle ki, bu harmoni ve hareketlilik o mekanın landmark olmasını dahi sağlayabilmektedir (Örneğin; Disneyland, Central Park). Bu ögelerin birisi eksik olduğunda veya kendi aralarında harmoni yakalayamadıklarında mekansal enerji de düşebilmektedir. Süs havuzu ve şelalesi örneğinde de aynı durumla karşı karşıya kalınmaktadır. Ortamda bulunan su ögesinin düzenli hareketi ve onunla ahenkli şekilde duyulan su sesi farklı yaş grubu ve sosyal sınıflardan birçok insanın ilgi ve beğenisini toplayabilmekte ve iç veya dış mekanlarda, özellikle meydan tasarım ve projelerinde sık sık karşımıza çıkabilmektedir.  

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Neden Peyzaj Mimarlığı?

Hobi ve terapi bahçelerinde özellikle bitkilerle yakalanan hareketlilik, konum sayesinde yakalanabilecek memnuniyet verici seslerle birleştiğinde de birçok birey tarafından vazgeçilemez bir haz sağlayabilmekte ve işte bu sayede peyzaj projeleri istenilen amaca hizmet edebilmektedir. Tüm bu ögeler ve onların işleyişi göz önünde bulundurulursa hem görsel hem de işitsel kurgu başarılı olabilmektedir. 

Sonuç ve Öneriler 

Peyzaj mimarlığı mesleğinde birçok öge gibi ses ve hareket de önemli olan ve tasarımı direkt olarak etkileyen ögeler olmuşlardır. Birbiriyle tam bağlantı içerisinde olan hareket ve ses ögeleri, peyzaj tasarımında asla atlanmaması ve göz önünde bulundurulması gereken kavramlar olup, bulunulan ve tasarlanan mekanın amacına hizmet edebilmesi için tüm tasarım ögeleri doğru şekilde kullanıldığında elde edilen sonuç çok daha iyi olmuştur. Doğru projelerde insanlara hoş gelebilecek sesler ve hareketler ön plana çıkarılmış, memnuniyetsizlik yaratabilecek ses ve hareket elemanları ise olabildiğince absorbe edilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar ses ve hareket unsurunun mekanı kavramaktaki önemini açıkça göstermiştir. Tüm bu bilgi ve verilerin ışığında peyzaj tasarımı ve planlaması yapılırken ses ve hareket unsurunun ve bu unsurların ilişkisinin atlanmadığı takdirde çok daha keyif verici sonuçların ortaya çıkacağı unutulmamalıdır.  

Yazı Kaynakları
https://www.researchgate.net/publication/303881871_PEYZAJ_MIMARLIGI_KAPSAMINDA_ISITSEL_PEYZAJ_KAVRAMI
http://earsiv.odu.edu.tr:8080/xmlui/handle/11489/1311
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/799507
https://www.plantdergisi.com/prof-dr-yalcin-memluk/tema-parklar-eglence-parklari-ya-da-lunaparklar.html

Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı bölümünde 3. sınıf öğrencisiyim. Buradaki amacım bilgi alışverişi sağlayarak hem kendime hem de sizlere bir şeyler katabilmek.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir