Teknoloji ile Tarımın Geleceği
  1. Anasayfa
  2. Kavramlar

Teknoloji ile Tarımın Geleceği

0
Reklam Sponsoru

Tarım sektörü, Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde çok önemli görevler üstlenmiş ve bu görevini günümüze kadar sürdürmüştür. Tarım sayesinde insanlık toplu yaşama geçmiş ve günümüzdeki devletler oluşmuştur. Gübreleme, ekme-biçme gibi tarımsal yöntemler her ne kadar eski olsa da, son yüzyılda büyük bir ivme göstermiştir. Günümüzde tarım, büyük oranda ticari amaçlarla yapılmaktadır. Özellikle ulaşımdaki kolaylıklar, tarım ürünlerini çok uzaktaki yerleşimlere bile hem ucuz hem de hızlı bir şekilde taşınmasını sağlamaktadır.

Günümüzde çiftçiliğe ve çiftçilere yeterince önem ve değer verilmiyor. Çiftçilerin toplumumuzda büyük önemi vardır. Her insanın yaşamı için uygun yiyeceğe ihtiyacı olduğundan, toplumda bir zorunluluktur çiftçilik. Çiftçiler yenilikçi, girişimci, işveren ve çevre koruyucusu olarak pek çok farklı görevi üstlenir. Çiftçilerin günlük işleri inek sağmaktan ya da ekmek yapımı için tahıl yetiştirmekten ibaret değildir. Çiftçilik mesleği çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu meslek, hem çevre üzerinde hem de çiftçilerin kendi çalışmaları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olan pek çok disiplinle etkileşim halindedir. Belki de onların önemini çok daha küçükken aşılamak doğrudur insanlara.

Nerede olursanız olun veya ne iş yaparsanız yapın, herkeste bir çiftlik merakı tohumu olduğuna inanıyorum. İşlerin nasıl yürüdüğünü merak etmek ve toprakla bir bağlantı hissetmek istemek doğamızda var. Bazıları için bu tohum, yerel bir meyve bahçesine ziyaretle çiftçilik hakkında daha fazla bilgi edinme merakına dönüşebilir. Diğerleri için, bu tohum, aile yemek masası için taze otlar ve sebzelerden oluşan bir ev bahçesinin filizlenmesine yardımcı olabilir. Ve birkaçı için bu tohum, çiftçilik veya ilgili bir alanda kariyer yapmak için çiçek açabilir.

İnsanlar binlerce yıldır çiftçilik yapıyor, ancak yüzyıllardır tarıma yeterince yatırım yapılmadı. Ama artık bu değişmek üzere. Gelişen teknoloji ile birlikte bu sektörde de değişimler olacağı yadsınamaz bir gerçek. Çiftçiliğin geleceği tamamen yenilik ve sürdürülebilirlikle ilgili. Gıda endüstrisi gelişmeye devam ederken, ileri teknoloji çiftçiliğin daha önemli bir parçası haline geliyor. Çiftçiliğin geleceği, seralarda su tasarrufu küçük dronelarla sağlanabilir. Bitki hastalıklarını teşhis eden bir uygulama, bir çiftçinin araba kullanma süresini azaltan yapay zeka veya ekstra yardım sağlayan bir robot getirebilir.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Geçmişi Yansıtmayan Hatalı Restorasyonlar

Teknolojinin ilerlemesinin yanı sıra bilinçli çiftçi ihtiyacı da artmıştır. Eğer bir çiftçi gelişen teknolojiden yararlanırsa hem iş gücü azalır hem verimi artar. Hem de daha çabuk kazanmış olur. Buna bir örnek vermek gerekirse, Buğday tarlasındaki bir çiftçi, akıllı telefondan bir uygulama haritası yardımıyla bitkilerini inceleyebilir. Bu uygulama, toprak ve topoğrafya verileri gibi tarlaya özgü çevresel koşulları gösteren, uydu yardımıyla oluşturulmuş görüntüler sunar. Bu bilgi tarlanın her bir bölümü için en uygun bitki koruma dozu önerisine dönüştürülür. Bu sayede çiftçiler, artık tarlada çok daha kesin tarımsal kararlar alabilir. Geleceğe yönelik bir uygulama olduğu düşünülse de bu, dünyanın pek çok yerinde gerçeğe dönüşmektedir.

Geçmişe baktığımız zaman teknolojik gelişmelerin çiftçileri ne kadar iyi yerlere getirdiğini görebiliriz. Daha çok gelişmiş ülkelerde görülse de, tek bir çiftçi 4 kişiye besin kaynağı sağlayabiliyor iken 1950 de kullanılmaya başlanan modern tarım makineleri ile 10 kişiye besin sağlamaya başlandı. Kısa bir sürede bu sayı 129’a çıktı.

Çiftçiler sadece çiftçi değil girişimci olarak da kabul edilmeye başlandı. Pek çok çiftçi ekim, bitki koruma ürünlerinin uygulanması ya da hasat dahil olmak üzere her aşamada GPS (Küresel Konum Belirleme Sistemi) teknolojisini kullanmaktadır. Arazi ve bitki koşulları hakkında ayrıntılı bilgiler sunan GPS sistemleri, çiftçilerin arazilerini hassas bir şekilde işlenmesine imkan tanır. Bu çiftçi traktörleri yalnızca bir araç değil aynı zamanda aydınlatma cihazları ve yerleşik monitörleri bulunan bir sistem.

Teknoloji ve akıllı tarım ile birlikte dronelar kullanılmaya başlandı. Dronelar hem tarlayı, ekinleri görüntülemek hem de sulama ve ilaçlama yapmak için kullanılmaktadır. Bu görüntüleme ile birlikte hastalığı olan bitkiler tespit ediliyor. Bir nevi röntgen çekiliyor aslında. Teknolojinin tarıma etkisiyle birlikte 3 farklı tarım metodolojisi ortaya çıktı. Bunlar, dikey tarım, çatı tarımcılığı ve ev tarımcılığı. İlk olarak dikey tarımdan bahsetmek isterim. Dikey tarım, mahsullerin geleneksel yatay sıralar yerine üst üste yetiştirildiği tarımsal süreçtir. Dikey olarak büyümek, alanın korunmasına izin vererek, kullanılan arazinin metrekaresi başına daha yüksek mahsul verimi sağlar. Dikey çiftlikler, esas olarak, bitkilerin başarılı olması için çevresel koşulları kontrol etme yeteneğine sahip oldukları bir depo gibi iç mekanlarda bulunur. Dikey tarım, geleneksel tarım yöntemlerini geride bırakabilecek kadar verimlilik ve sürdürebilirlik vaat eden bir yaklaşım olarak her geçen gün daha çok dikkat çekiyor. Hangi sistemle kurulmuş olursa olsun, dikey çiftlikler, su ve gübre gibi kaynakların verimli kullanılması açısından büyük avantajlar sağlıyor; ekim alanı gerektirmediği için kent merkezlerine yakın yerlerde kurulabiliyor ve ürünlerin kentlere ulaştırılması sürecinde karbon ayak izini azaltabiliyor. Ayrıca topraksız tarım olanağı sunması sebebiyle haşere sorununu en aza indirgiyor. Akıllı tarım uygulamalarıyla entegre çalışabilmesi sayesinde minimum fireyle hasat yapılmasına imkan veriyor.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Peyzaj Tasarım Öğelerinden Ses ve Hareket Kavramı

Akıllı kentler oluşturmak için çatı tarımcılığını kullanmaya başlamak güzel bir fırsat. Bitkilendirilmiş çatı sistemleri, sahip oldukları kısıtlı yetişme ortamlarına, su tutma kapasitelerine ve bulundukları konumda maruz kaldıkları değişken hava koşullarına rağmen, uygun bitki türü, yetiştirme teknikleri ve yetişme ortamı seçimi ile kentsel tarım uygulamaları için bir fırsat oluşturmaktadırlar. Kullanımda olmayan çatı yüzeylerinin çatı üzeri tarım alanlarına dönüştürülmesi, bitkilendirilmiş çatı sistemlerinin gıda üretimi amacıyla kullanımına olanak sağlayacaktır.

Son olarak ev tarımcılığından bahsedeceğim. Aslında Arçeliğin geliştirmiş olduğu ”micro garden” adında Sağlıklı bitkileri evinizde tohumundan yetiştirin sloganıyla satışa sunduğu bu alet tarımsal tekonoloji’nin ne kadar geliştiğinin kısa bir özetidir. Zirai ilaç kullanmaksızın, evde, tohumdan, taze ve pestisit içermeyen sağlıklı otsu bitkiler yetiştirilmesine olanak veriyor. Bu sistemde bitki yetiştirme haznesi, otomatik su sirkülasyon sistemi, periyodik gün ışığını simüle eden LED ışık kaynakları ve kabin içerisindeki uygun koşulları sağlayan otomatik hava sirkülasyon sistemi bulunuyor. Telefondan takip edilen bir sistem aracılığı ile bitkinin büyüme hızı, hastalıklı olup olmadığı, ne kadar suya ihtiyacı olduğu gibi birçok şey takip edilebiliyor.

Bu gelişimler teknolojinin ilerlemesi ile birlikte devam edecek ve tarıma, çiftçiye ve çiftçilerin yaptığı işe de verilen önem artacaktır. Unutmamalıyız ki en gelişmiş ülkelerde çiftçiye verilen önem oldukça fazladır. Ülkenin ekonomisine bulundukları katkılar dışında evimize giren besinler de onlar sayesindedir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Modern Dünyada Tarımsal İnovasyon Üzerine

Yazı Kaynakları
1
2

Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir