Geçtiğimiz yıl ve süregelen günler nedeni ile; yaşamı duvarlar ardında sürdürmektense, doğanın kucağında yaşamak daha çekici bir hal almaya başladı. Uzun süre evlerimizde karantinada kalmak bizleri hayata farklı açıdan bakmaya ve yeni alternatifleri araştırmaya yönlendirdi. Yazlık evler, müstakil evler, dağ evleri gibi birçok seçenek olsa da, son zamanlarda karşımıza çıkan, çok daha albenili ve nitelikli bir opsiyon mevcut; Tiny House (Küçük Ev). Mikro ev, minik ev veya küçük ev isimleriyle de anılan Tiny House akımı, ihtiyaç kadarına sahip olmak ile ilişkilendiriliyor. Kompakt alanlarda her metrekareyi değerlendirerek, hayatı sadeleştirmek hedefleniyor.
Yaşama dair bu minimalist yaklaşım sayesinde doğaya katkıda bulunmak bile mümkün. Kullandığımız her malzemenin küçülmesi bir nebze de olsa karbon ayak izimizin de küçülmesini sağlayabilir. Micro evler sayesinde doğayı hayatımızın bir parçası yapmak yerine, doğanın bir parçası haline gelebiliyoruz. Bu sebeple bahçeli ev hayalimiz “bahçedeki küçük ev”e dönüşebilir. Her şeyde olduğu gibi, Tiny House konseptinin de hem avantajları hem de dezavantajları var. Yazımın ilerleyen bölümlerinde bu konuya da değineceğim. Öncelikle Tiny House akımını tanıyalım.
Tiny House Akımı Nedir?
Tiny House akımı, 2008-2012 yıllarında meydana gelen Küresel Ekonomik Kriz sırasında doğan ve minimalizmin temelini oluşturan ve ilk kez Ludwig Mies van der Rohe tarafından kullanılan “less is more” felsefesini mimariye taşıyan bir akımdır. Konut piyasasını derinden sarsan bu kriz, Amerika Birleşik Devletlerinde Tiny House akımının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ekonominin çökmesi, Katrina Kasırgası sebebiyle insanların evlerini kaybetmesi gibi zincirleme olaylar, özellikle gençlerin ev almasını zorlaştırmış ve hayatları boyunca sadece ev alabilmek adına birikim yapma düşüncesinin tedirginlik yaratmasına yol açmış (1). Uygun fiyatlı ve sürdürülebilir yaşamı destekleyen konut ihtiyacına yönelik, kendi evini inşaa eden insanlar ortaya çıktı ve Jay Shafer ve Dee Williams, Tiny House hareketinin öncüleri oldular. Hayatımızı sadece ihtiyaçlarımız dahilinde sürdürmemizi esas alan akımın, materyalist dünyayı eleştiren bir yönü olduğunu düşünüyorum.
Tiny House Özellikleri
Mikro evler aslında sevimli bir trendden çok daha ötesi. Basit ve doğayla bütün halde yaşamın en önemli adımlarından olan Tiny House’un tekerlekli ve düz olmak üzere iki seçeneği bulunuyor. Ölçüleri de bu kapsamda değişiyor çünkü tekerlekli olanların yol ve araç kullanım standartlarına uygun olması öngörülüyor. 92 m² altındaki evler küçük, 37 m² altındaki evler ise mikro ev yani “Tiny House” olarak adlandırılıyor. Mikro Ev’in ölçüleri maksimum 2.6 metre en, 12 metre uzunluk ve 4.1 metre yükseklik olarak tasarlanıyor ve bu ölçülere ve yerleşime uygun, kullanıcı tercihine bağlı kalacak şekilde özel mobilyalar tasarlanabiliyor. (2)
En önemli özelliklerinden biri ise, her türlü alanın depolama alanı haline getirilmesi. Benim hoşuma giden bir örneği; merdivenlerin cekmece veya sandık şeklinde kullanılması.
Tiny House Avantaj ve Dezavantajları
Her tasarımda olduğu gibi Tiny House’ların da hem avantajları hem de dezavantajları mevcut. Günümüz koşullarında göz önünde bulundurulacak en önemli avantaj; doğa dostu ve sürdürülebilirliği destekleyen tasarımları ortaya çıkarması diye düşünüyorum. Karbon ayak izimiz ihtiyaçlarımız küçüldükçe küçülüyor ve doğaya daha çok yer kalıyor. İnsanlık tarihi boyunca kentsel tasarımın dönemsel adımlarına baktığımızda işlev ve estetik bir arada ilerliyor ancak içinde bulunduğumuz çağda, tüketim çılgınlığının doruk noktalarına ulaşıldığı için ortaya çıkan felaketlere şahit oluyoruz. Bu araştırmayı yapmamdaki en büyük etken de bu oldu. Basit ve öz yaşama bizi yaklaştıran her örneği görmek amacı ile. Tiny House tasarımlarını incelerken estetik ve işlevselliğin, özgürlüğün ve ekonominin bir arada olduğunu fark ettim. Endüstriyel tasarımın da çok büyük payının olması tasarımların daha da güzelleşmesine ve tekdüzelikten kurtulmasına yol açıyor.
Dezavantajlarına gelecek olursak, tekerlekli seçeneklerinde uygun bir yer bulmak her zaman kolay olmayabilir. Elektrik ve su konusunun tamamen çözüme ulaşması gerekiyor ve uygun arazi olsa bile güvenlik açısından sorun çıkabilir (3). Ülkemizde henüz çok da fazla seçenek bulunmaması piyasa ortamını stabil tutuyor. Bu sebeple de daha özgün örnekler görmek isteyebiliriz. Ancak, halihazırda var olan örnekleri inceleyip hatta kiralayarak mikro evlerde yaşamanın nasıl bir durum olduğunu deneyimleyebiliriz. Standart ev düzenini bir anda bırakmak çok da kolay olmayabilir.
Uçsuz bucaksız bir hal alan emlak piyasasından bir nebze kurtulup, bahçeli ev hayalimizi “Bahçedeki ev” hayaline dönüştürebiliriz. Bu bizim dünyamız ve onu koruyacak her çözümü en iyi şekilde değerlendirmek dileği ile…
Kaynaklar
- https://www.marjoleininhetklein.com/en/my-tiny-house/what-is-a-tiny-house/
- https://www.tinyhomebuilders.com/help/tiny-house-movement
- https://www.archute.com/tiny-house-movement/#t-1617856742073
- https://minimalistehouses.com/en/tiny-houses/charme/
- https://offgridworld.com/the-alpha-tiny-house-with-beautiful-natural-lighting/
- https://www.extraspace.com/blog/home-organization/tiny-house-organization-storage-ideas/
- https://huckberry.com/journal/posts/a-frame-cabins-you-can-rent