Londra Kraliyet Parkları: Tarihi Günümüze Taşıyan Parklar
  1. Anasayfa
  2. Gezi Rehberi

Londra Kraliyet Parkları: Tarihi Günümüze Taşıyan Parklar

0
Reklam Sponsoru
Londra Kraliyet Parkları
Londra Kraliyet Parkları

Covid 19 sebebiyle evlerimizde geçirdiğimiz bu dönemde dışarıda olmanın ve bol oksijenli kamusal alanların, zihinsel ve bedensel olarak bize ne kadar iyi geldiğini hatırlayalım istedim. Bu konuda seyahat etmekten çok keyif aldığım Londra’nın “Royal” yani Kraliyet Parklarını incelemeye alacağım. Tüm zamanları bir geçit gibi barındıran Londra parklarını düşününce gözümüze masalsı dokularıyla sekiz kraliyet parkı çarpıyor. Toplamda 5000 dönümlük araziye sahip olan Londra kraliyet parklarını yılın her günü ücretsiz olarak ziyaret etmek mümkün. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi günlerinde maalesef çoğu zaman kapıları erişime kapatılıyor. 

Londra Kraliyet Parkları: Hyde Park
Hyde Park, Ekim 2018

Kentleşme, altyapı, tasarım, tarihi koruma ve birçok açıdan örnek gösterilen Londra, yeşilin kamusal alanlara entegrasyonu açısından da dünyanın önde gelen şehirlerinden birisi. Peyzajı şehirle bütünleştirmek deyince sadece parklar değil aynı zamanda meydanlar, bulvarlar, avlular yani şehirle bütünleşmemizi sağlayan her şey geliyor aklımıza. Londra Parklarında en çok dikkat çeken özellik de bu bütünlüğü verimli olarak ön plana çıkarmasıdır. 

Londra Kraliyet Parkları: Hyde Park
Hyde Park, 2017

Londra Kraliyet Parkları

Sekiz adet olan Londra Kraliyet Parklarından beş tanesi diğerlerine göre daha bilindik. Hyde Park, St James’s Park, Regents Park, Green Park ve Kensington Bahçeleri Londra’nın merkezinde bulunuyor. Daha az bilinen Greenwich, Richmond ve Bushy Parkları ise merkezden daha uzakta olsa da en az diğer beşi kadar etkileyici parklar.

VIII. Henry, 1540’larda manastırların dağılmasının ardından Londra kraliyet parklarının işgal ettiği arazilerin çoğunu satın almış. Başlangıçta, bu alanlar kraliyet ailesi için özel avlanma, spor ve etkinlik alanları olarak kullanılıyormuş. 19. yüzyıla kadar bu amaçla kullanılıyor ancak bugün halkın keşfetmesi ve özgürce kullanabilmesi için açıklar.(2) Açık veya kapalı kavramı ortaya çıkıyor çünkü park tasarımlarını incelediğimizde hepsinin girişlerinin olduğunu ve çoğunun etrafının duvar ile örülü olduğunu görüyoruz.

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Dünyadan En Güzel 5 Köpek Parkı Tasarımı

Zamanında bu parklar sadece kraliyet ailesinin kullanımına açıkmış, günümüzde ise yarı kamusal alanlar olarak kullanılıyor. Hyde Park, halkına açılan ilk Londra kraliyet parkıdır ve o zamandan beri en ünlülerden biri haline gelmiştir. Bugün, Londra kraliyet parkları, parkların korunmasını, bakımını sağlayan ve arazide gerçekleşen herkese açık etkinlikleri organize eden Royal Parks Charity tarafından yönetiliyor. (1)

Londra Kraliyet Parkları: Hyde Park

Hyde Park

Londra’nın akciğerleri olarak adlandırılan, dünyanın da en bilinen parklarından olan Hyde Park, yaklaşık 150 hektarlık alanda yer alıyor. Londra’nın en merkezi parkı Hyde Park; turistlere ve Londralılara görsel şölenden öte, farklı aktivitelerle zaman geçirilebilecek bir yaşam alanı sunuyor diyebiliriz. Şehrin göbeğinde sonsuz flora ve faunaya sahip olan park, her şehrin böyle bir parka ihtiyacı var dedirten nitelikte. Neredeyse tüm Londra Kraliyet Parklarının ortak özelliği diyebileceğimiz anıtlar ve göl, Hyde Park’ta önemli tasarım elemanlarını bir araya getiriyor.

Londra Kraliyet Parkları: Hyde Park

Serpentine Gölü tarafından ikiye bölünmüş park, farklı etkinliklere de olanak sağlıyor. Hyde Park, gölde yüzmek, açık havada spor yapmak, sincaplarla vakit geçirmek, konserlere katılmak ve bisilet veya kano kiralamak gibi saymakla bitmeyecek aktiviteye ev sahipliği yapacak büyüklükte. Parkın en dikkat çeken noktası ise Speakers’ Corner (Konuşmacının Köşesi), Özgür Düşünce Yasası sonucu herkesin düşüncelerini yüksek sesle dile getirebileceği bir yer olarak karşımıza çıkıyor.

Londra Kraliyet Parkları: Hyde Park
Hyde Park, Ekim 2018

Parkın en güzel yönü ise kosmopolit hayattan kopup, eşsiz tasarım örnekleriyle karşılaşmaya olamak sağlıyor.

St James’s Park

23 hektarlık(1) alan kaplayan St James’s Parkı, Buckingham Sarayı’nın hemen yanında bulunuyor hatta insana sarayın bahçesinde geziyor hissi bile veriyor. Zamanında Lady Diana’nın yürüyüş yolu olarak da bilinen bu park, bitki çeşitliliği açısından zengin olduğu gibi su kuşları da dahil olmak üzere birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Su, en güçlü tasarım elemanı olarak parkın bütünlüğünü sağlıyor ve odak noktası oluşturuyor. Parkın çarpıcı noktaları ise; The Mall, Duck Island, The Blue Bridge, Horse Guards Parade, The Tiffany Fountain ve Pelicans isimleriyle karşımıza çıkıyor.(1)

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Babil'in Asma Bahçeleri
Londra Kraliyet Parkları: St James's Park
St James’s Park (6)

Pelikanlar yaklaşık 400 yıldır burada yaşıyor.

Londra Kraliyet Parkları: St James's Park
St James’s Park, Pelicans (6)

Regent’s Park

Londra Kraliyet Parkları: Regent’s Park
Japon Bahçesi adası, Regent’s Park(3)

Bünyesinde Regent’s Collage ve hayvanat bahçesini bünyesinde bulunduran Regent’s Park, 160 hektarlık alana yayılmıştır.(1) En gözde tasarım örneklerinden olduğunu düşündüğüm bu park geniş açık alanları, ağaçlarla tanımlanmış yürüyüş yollarını, farklı kimliklerdeki cep bahçeleri ve dört çocuk oyun alanını kompozisyon niteliğinde harmanlamış. Ayrıca, Londra’nın en büyük açık hava spor alanını da içinde barındırıyor.

Londra Kraliyet Parkları: Regent’s Park
Regent’s Park (1)

Parkın görülmeye değer alanları olarak; Queen Mary Bahçeleri, Primrose Tepesi, The Hub Spor Merkezi, çocuk parkları, bot ve bisiklet kiralama alanı, The Avenue Bahçeleri, açık hava tiyatrosu, kafeterya ve restoran bulunuyor. (4)

Green Park

16 hektarlık alanda yer alan bu küçük park, St. James’s Parkı ve Hyde Park arasında yer almaktadır.(1) Tasarım açısından değerlendirilirse, diğer parklardan farklı olarak, yapı veya göl yerine ikinci dünya savaşında ölen askerler için anıtlar bulunuyor. 

Londra Kraliyet Parkları: Green Park
Green Park, London (1)

Kensington Bahçeleri

Kensington Sarayı’nın özel bahçeleri olarak da bilinen bu Londra kraliyet parkı, 107 hektarlık alana yayılmış bulunuyor.(1) Diğer parklara göre daha gizemli diyebileceğimiz bu park, farklı bitki türlerini tablo niteliğinde bir araya getirmiş. Peter Pan heykeli, Diana anısına yapılan oyun alanı, İtalyan Bahçesi, Albert Anıtı, Serpentine Galerisi civarda görülmeye değer yerlerden bazılarıdır. 

Londra Kraliyet Parkları: Kensington Bahçeleri
Kensington Bahçeleri (2)

Greenwich Park

17. yüzyılın havasını soluduğunu düşündüren Greenwich Park, 74 hektarlık alanda yer alıyor.(1) Budama sanatı olarak da bilinen Topiary’nin güzel örneklerine rastlanıyor.(4)Zamanın sıfır noktasında dolaşırken gül bahçesini, geyikleri, General Wolfe anıtı, Kraliçe’nin Bostanı’nı ve birçok doğal güzelliği incelemek mümkün. 

Londra Kraliyet Parkları: Greenwich Park
Greenwhich Park (1)

Richmond Park

17. yüzyılın ‘Geyik Parkı’ olarak bilinen Richmond Park, vahşi doğa ile bizi buluşturmayı hedefler niteliklere sahip. Anıt ağaçlarıyla ve nadir bulunan bitki türlerini bulundurması ile, doğanın kendi tasarım yöntemleriyle karşılaşmamızı sağlıyor. Nadir bulunan kuş türleri, mantarlar, yabani otlar ve dahası parkın, gözlem isteğini arttıran özellikleri. Çeşitli spor imkanı da sunan parkta aynı zamanda golf sahası da bulunuyor. 955 hektar ile Londra’nın yüzölçümü en büyük parkıdır. (5)

Bu yazı da ilginizi çekebilir:  Mimari Proje ve Uygulamalarda Alüminyum Materyal Kullanımı
Londra Kraliyet Parkları
Richmond Park (7)

Bushy Park

Londra Kraliyet Parkları
Bushy Park (1)

Yaklaşık 445 hektarlık yüzölçümü(1) ile Richmond Parktan sonraki en büyük parktır. Adından da anlaşılacağı üzere Bushy Park, farklı çalılarla kaplı, dönemler arası bağlantılar kuran ve ‘patchwork’ adıyla anılan bir park.(6)Suni olarak oluşturulan kanal, parka farklı habitatlar kazandırmış ve doğal çeşitliliği arttırmış.(7)Geyiklere ve vahşi doğaya burada da rastlamak mümkün. Aynı zamanda parkta Prenses Diana anısına bir çeşme de mevcut. 

Londra Kraliyet Parkları
Bushy Park (6)

Londra Kraliyet Parkları hem tasarım hem de kentleşme açısından tüm dünyaya örnek olabilecek nitelikte sekiz park olduğunu düşünüyorum. Kuşkusuz ki evimizde çokça vakit geçirmek zorunda kaldığımız bu pandemi günlerinde, doğanın, yeşilin, temiz havanın ve en önemlisi de özgürlüğün özlemini çekiyoruz. O günleri hatırlayınca en net aklımda kalan şey ise, hayvanların bile özgür ve mutlu olmasıydı. Dilerim kentlerimizde de bu güzel örneklerden daha çok görebiliriz. 

Kullanılan Kaynaklar

  1. royalparks.org.uk
  2. https://www.grandroyalelondon.co.uk/blog/top-things-to-do-in-londons-royal-parks/
  3. https://www.danubiushotels.com/en/london-blog/running-in-regents-park
  4. https://www.visitlondon.com/tag/royal-parks
  5. http://acruisingcouple.com/2014/09/guide-hyde-park-london/
  6. londonist.com
  7. https://www.montcalmlondonmarblearch.co.uk/blog/why-you-should-visit-richmond-park/

Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı bölümü mezunu. Manisa Büyükşehir Belediyesinde Peyzaj Mimarı. Tasarımcı, sporcu ve gezgin

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir